Sonbahar susuz geçiyor, Türkiye kuraklıkla boğuşuyor

Su Politikaları Derneği Başkanı ve Uzmanı Dursun Yıldız, “Bu yıl Eylül ve Ekim aylarındaki alansal yağışlar normalin ortalama olarak yüzde 50 altında” dedi. Yıldız, önümüzdeki aylarda da şekilde devam ederse geçen yıldan gelen meteorolojik kuraklık, bazı bölgelerde önümüzdeki yıla da yansıyacağını belirtti.

“YAĞIŞLAR NORMALİN YÜZDE 50 ALTINDA”

Türkiye’de son birkaç aydır birbirini takip eden bölgesel kuraklık yaşandığını dile getiren Su Politikaları Derneği Başkanı ve Uzmanı Dursun Yıldız, “Türkiye son birkaç yıldır bazı bölgelerimizde birbirini takip eden bölgesel kuraklıklar yaşıyor. Geçen su yılı da bu yılki gibi kurak başlamış ve Ekim 2022-Şubat 2023 arasındaki dönemde ülke genelindeki yağışlar ortalamanın çok altında gerçekleşmişti. Ülkemizde yağışın büyük bölümü sonbahar ve kış aylarında düşer. Bu mevsimlerin kurak geçmesi o yıl su yönetimini zora sokar. Bu sonbahar ve kış kuraklığı nedeniyle bu yılın yaz aylarına girerken İstanbul, İzmir, Edirne, Balıkesir, Bursa gibi bazı illerimizdeki barajlarda yeterli su yoktu. Sıcak hava dalgaları su tüketimini arttırınca barajlardaki su miktarı da hızla düştü. Bu yılın Eylül ve Ekim aylarındaki alansal yağışlar da normalin ortalama olarak yüzde 50 altında. Bu durum önümüzdeki aylarda da devam ederse geçen yıldan gelen meteorolojik kuraklık bazı bölgelerimizde önümüzdeki yıla yansıyacak” ifadelerini kullandı.

“UYGULAMALARIN HIZLANMASI GEREKİYOR”

Su yasası, TBMM’den hızla geçirilmeli ve su yönetimimizin kurumsal kapasitesi, teknolojik imkânları da kullanarak geliştirilmelidir diyen Yıldız, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bu konu ile alakalı önlemler almalıyız. Alınacak olan önlemlerin başında suyu her zaman en verimli şekilde kullanmak gelmeli. Bunun için bu yılın başında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından su verimliliği seferberliği başlatıldı. Ayrıca değişen iklime uyum çerçevesinde su verimliliği strateji belgesi ve eylem planı yayınlandı. Bu ve hazırlanan diğer planların uygulanması ülkemizi kuraklığa karşı çok daha dirençli bir duruma getirecek. Ancak bu uygulamaların daha da hızlanması gerekiyor.”

“KISITLI SU PROGRAMINA GEÇİLEBİLİR”

Vatandaşlara, suyun daha verimli kullanılmasına yönelik çağrılar yapılması gerektiğini vurgulayan Yıldız, “Bu önlemlerin dışında, günümüzle ilgili olarak büyük kentlerimizde Su ve Kanalizasyon İdareleri içme ve kullanma suyu açısından, il kuraklık kriz merkezleri de tarımsal sulama suyu temin programı açısından bu meteorolojik kuraklık riskini takip etmeli. Bu risk hidrolojik ve tarımsal kuraklığa dönmeden su talebinin yönetilmesine yönelik önlemler uygulamaya konulmalıdır. Su yönetiminde kriz oluşmadan riskin yönetilmesi önem taşıyor. Bu kapsamda su kullanıcılarına suyun daha verimli kullanılmasına yönelik çağrılar yapılmalıdır. Kısıtlı su programına geçilebilir. Bu tedbirlerin alınmasında geç kalındığında su biter ve yönetilecek bir şey kalmaz” şeklinde konuştu.

“SU KİRLİLİĞİ HIZLA ARTIYOR”

Suyun sadece miktar olarak değil, aynı zamanda kalite olarak da iyi yönetilmesi gerektiğinin altını çizerek su kirliliğinin hızla arttığına dikkat çeken Yıldız, “Kısa vadede su politikalarında yapılabilecek olan şey oluşabilecek riskleri önceden belirleyip krize dönüşmeden olabildiğince iyi yönetebilmektir. Bunun için su yönetiminin çok esnek, katılımcı ve şeffaf bir anlayışa sahip olması gerekir. Su politikalarının uygulamasına su kullanıcılarını da dâhil etmek için toplumsal su kullanım bilincini arttırıcı çalışmalara da önem verilmelidir. Orta ve uzun vadeli politikalar ise daha çok yasal, kurumsal eksikliklerin bir an önce tamamlanarak hızla uygulamaya geçirilmesine yönelik olmalıdır. Su kaynaklarımızın üzerindeki baskılar artıyor. Suyun sadece miktar olarak değil, aynı zamanda kalite olarak da iyi yönetilmesi gerekli çünkü ülkemizde su kirliliği de hızla artıyor” sözlerine yer verdi.

RÜVEYDA ASLIİPEK / www.gazeteilksayfa.com