Milli Nizam Marşı’nı kim yazdı? Milli Nizam Partisi’nin kurucuları ve isim babası
Milli Nizam Partisi’nin kurucuları kimler, isim babası kim? Milli Görüş’ün ilk partisi MNP’nin ana gayesi neydi, parti programı nasıldı? Milli Nizam Marşı’nı kim yazdı? Milli Nizam niçin kapatıldı? Erbakan Hoca mahkemede partisini nasıl savundu?
Milli Nizam Partisi yakın siyasi tarihe damga vuran, vefatıyla cenazesinde tüm Türkiye’yi birleştiren rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’nın ilk partisi. Türk siyasi hayatında sadece bir yıl kadar kısa bir süre kalan, ancak adından yıllarca söz ettiren Milli Nizam Partisi’nin bir birinden ilginç politik öyküsünü, kuruluş gayesini, parti marşını, kurucularını, hakkında hazırlanan kapatma iddianamesini, Erbakan Hoca’nın savunmasını sizler için derledik.
Milli Nizam Partisi kurucular listesi
Peki Milli Nizam Partisi kimler tarafından nasıl kuruldu, isim babası kimdi? Milli Görüş’ün ilk partisi olan Milli Nizam’ın ana gayesi neydi, o gaye parti programında nasıl yer aldı? Milli Nizam Marşı’nı kim yazdı? Şair Abdürrahim Karakoç’un Milli Nizam’la yolları nasıl kesişti? MNP niçin kapatıldı, iddianamede hangi suçlamalar yöneltildi? Erbakan Hoca’nın konuşmasına selamla başlaması nasıl suç sayıldı?
Erbakan hocanın ilk partisi
Erbakan Hoca Anayasa Mahkemesi’nde Partisini nasıl savundu? Siyonistlerin temsilcisiyle Erbakan Hoca arasında geçen ilginç diyalog neydi?
İşte cevabı:
ERBAKAN NİÇİN PARTİ KURUYOR?
Milletin inancının ve mukaddesatının gereği gibi gözetilip korunmaması, ahlak ve maneviyattan uzaklaşma, imam hatip okullarının önce ilk kısımlarının sonra da tamamının kapatılması, mezunlarının başka üniversitelere girmesinin yasaklanması, muhafazakarların kendi yurtlarında parya muamelesi görmeye başlaması Erbakan Hoca ve dava arkadaşlarını harekete geçiriyor. Bu durum karşısında Erbakan Hoca’nın arkadaşları ile muhtelif partilere mensup birçok milletvekili, Osman Yüksel Serdengeçti'nin Cebeci'deki evinde bir toplantı yapıyorlar.
Bu toplantıdan bir netice alınamayınca, ortaya YTP, CKMP ve MP'nin birleştirilmesiyle Birleşik Parti kurma fikri çıkıyor. Ancak, Millet Partisi'ne mensup milletvekillerinin olumsuz yaklaşımları sebebiyle bu meselede neticesiz kalınca yeni bir parti kurma düşüncesi gündeme geliyor.
Bunun üzerine, bu fikirde olanlardan bazıları, Erbakan Hoca’ya yeni bir parti kurma teklifinde bulunuyorlar. Bu tekliften kısa bir süre sonra Ankara'da Turan Gürgen'in evinde bir toplantı düzenleniyor. Bu toplantıda, Erbakan siyasi bir parti kurma kararını şu sözleriyle açıklıyor:
"Arkadaşlar, bir müddet önce bana bir teklifte bulunmuşlardı, milletimizin temel görüşlerine uygun bir siyasi parti kuralım demişlerdi. Ben bunun üzerine düşündüm, hürmet ettiğim alim insanlarla ve yakın arkadaşlarımla istişare ettim siyasi aksiyona geçmeye ve parti kurmaya karar verdim. Bu işi gerçekleştirmek için hem içtimai, hem iktisadi ve hem de siyasi organizasyonu birlikte yürütmek lazım. Hazırlıklara başlayalım."
Parti programını hazırlama görevi Süleyman Arif Emre'ye, parti tüzüğünü hazırlama görevi ise Hasan Aksay’a verilerek hazırlıklar başlatılıyor. Artık Erbakan ilk partisini kurma kararını veriyor ve Anadolu yollarına revan oluyor.
ERBAKAN İLK PARTİSİNİ KURUYOR
14 Ekim 1969 tarihinde Konya bağımsız milletvekili olarak Meclise girmeyi başaran Erbakan, parti kurmak için istişare çalışmalarına başladı. Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Zahit Kotku Efendi, Bayburtlu Paşa Dede Efendi başta olmak üzere ülkedeki birçok olgunluğuyla, ilmiyle, tarihi bilgisiyle, tecrübesiyle, faziletiyle, irfanıyla, itibarıyla tanınmış kişilerle bireysel ve toplu istişareler yaptıktan sonra 24 Ocak 1970 tarihinde Milli Nizam Partisi'ni kurdu. Milli Nizam Partisi, Adalet Partisinden istifa eden Hüsamettin Akmumcu ve Hüseyin Abbas Beylerin de katılımıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde üç sandalyeye sahip oldu.
Böylece Türkiye'nin sanayileşmesi, kalkınması ve Milli Görüş Davası'nın yürütülmesi için ilk parti kurulmuş ve Mecliste temsil ediliyordu. Milli Nizam Parti-si'nin Genel Merkezi Ankara'nın Meşrutiyet Cadde-si'nde idi. Genel Merkez binasındaki Genel Başkanlık koltuğunda Erbakan oturuyordu. Artık O, ilk ve yeni kurulan bir partinin Genel Başkanı ve siyasetin ortasında olan bir lider idi.
MİLLİ NİZAM’IN İSİM BABASI EŞREF EDİP
"Erbakan'ın kurduğu ilk partiye "Milli Nizam" adının verilmesi hususunda partinin genel başkan yardımcısı Hasan Aksay Bey şöyle anlatıyor: "Partimize "Milli Nizam" adının konulması merhum Eşref Edip'in teklifi ve arzusu eseri olmuştur. Eşref Edip Cumhuriyetten beri, Mehmet Akif'le böyle bir partinin hasretini çektiğini de belirtmişti." Milli Nizam Partisi'nin kurulduğunu haber veren gazetecilere, İsmet Paşa'nın cevabı şu şekilde oluyor: "İyi olmuş parti kurdukları, bakalım elli sene sonra oranları kaça düşmüş öğreniriz." İsmet İnönü T.C. II. Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet Paşa gelişmeyi görünce ne diyor?
İsmet İnönü T.C. II. Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı (MALATYA, 1970) "Bir mühendis efendi çıkmış, İmam Gazali'yi ve İmam Rabbaniyi okutacağız diyerek, iktidara geleceğini ümid ediyormuş. Böyle şey olmaz."
KONRAD MİLLİ NİZAM’I BÖYLE DEĞERLENDİRDİ
Konrad Adenauer Vakfı'nın Milli Nizamla ilgili ilginç tespiti: "Milli Nizam Partisi, Türk modernleşme süreci içinde ortaya çıkan ilk İslamî harekettir. Gerek Osmanlı İmparatorluğu döneminde, gerek Cumhuriyet döneminde dinsel muhalefet özerk bir alan kazanmamıştır. Batılılaşmaya karşı kendini ancak sınırlı bir biçimde ifade eden bir tepki hüviyeti göstermiştir."
İLK PARTİ’NİN AMBLEMİ ŞAHADET PARMAĞI
Her partinin bir amblemi var. Her amblemin de mutlaka bir manası vardır. Erbakan'ın ilk kurduğu Milli Nizam Partisi'nin amblemi ise şehadet parmağı idi. Şehadet parmağının manasının ne olduğunu anlamak için yorum yapmaya gerek yoktur herhalde. Zaten Erbakan Hoca TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı bir konuşma da niçin siyaset yaptığını şu tek cümleyle özetliyor: “Allah rızası için”
İŞTE MİLLİ NİZAM PARTİSİNİN KURUCULARI
1- Prof. Dr. Necmettin Erbakan
2- Ali Haydar Paksu
3- Ali Haydar Aksoy
4- Süleyman Arif Emre
5- H. Tahsin Armutcuoğlu
6- Ömer Çoktosun
7- Ekrem Ocaklı
8- Ö. Faruk Ergin
9- Saffet Solak
10- Hasan Aksay
11- Ali Oğuz
12- İsmail Müftüoğlu
13- Nail Gürel
14- Dr. Fehmi Cumalioğlu
15- Hüsamettin Fadıloğlu
16- Bahattin Çarhoğlu
17- Mehmet Satoğlu
18- Rıfat Boynukalın
ERBAKAN GENEL BAŞKAN OLUYOR
Prof. Dr. Necmettin Erbakan ilk kurduğu partinin Genel Başkanı oldu. Hak ettiği koltuğa, devlete ve millete hizmet koltuğuna oturdu. İlk parti kurma çalışmalarını beraber yürüttüğü çalışma arkadaşlarından Yeni Türkiye Partisi Adıyaman eski milletvekillerinden Süleyman Arif Emre Bey o dönemi ve Erbakan'ı şöyle anlatıyor:
Süleyman Arif Emre Milli Nizam Partisi Genel Sekreteri (ANKARA, 1970) "Güneydoğu ve Doğu 'da 20 il teşkilatını kaç kere ekipler gönderdiysek de yine kuramamıştık. 1970 senesinde Ağustos ayı içerisinde yeniden ekipler kurup gönderdik. Necmettin Erbakan Bey Avrupa 'ya gidiyordu, ekipleri teşkil eden arkadaşlarımıza şöyle dedi: "Ben Avrupa 'ya gidiyorum, ama 26 Ağustos 'tan önce döneceğim, 20 gün arkası arkasına kurulmamış yirmi ilde, konuşma programı yaptım, gazetede ilan ediyorum. Ancak sizler 26 Ağustos'tan evvel bu illerin kuruluşlarını tamamlayacaksınız ki ben döner dönmez programı 26 Ağustos 'ta Malazgirt'ten başlamak üzere aksatmadan uygulayabilirim.
Hoca yurt dışına gitti, ekipler doğuya yollandı. Hoca döndüğünde ekiplerle toplandık, maalesef hiç bir il kurulamamıştı. Hoca kızdı; "sizde iş yok ben yarın Malazgirt’e hareket ediyorum. Hem il teşkilatlarını kuracağını hem de konuşma programını aksatmadan tatbik edeceğim” dedi.
Yanına Hüseyin Abbas Beyle Hüsameddin Akmumcu’'yu da arkadaş olarak almıştı. Ben parti genel sekreteri olduğum için Ankara'da kalmıştım. Gerçekten her gün arkası arkasına bir doğu ilinden kuruluş telleri geliyordu, il müteşebbis heyetleri bildiriliyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse bizler veya başka liderler böyle bir harekete girişemez veya ihtiyatsızlık edip girişsek bile netice alamazdı. Çünkü bu illerde tek kayıtlı üyemiz bile yoktu. Allah'ın yardımıyla bu zor işi Genel Başkanımız başarmıştır."
MİLLİ NİZAM PARTİSİNİN GAYESİ
Parti programının beşinci sahifesinde partinin gayesi şöyle ifade ediliyordu:
1- Partimiz, milletimizin fıtratında mevcut olan yüksek ahlak ve faziletin, kuvvetten fiile çıkarılmasını, inkişafını ve cemiyetimize nizam, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet getirmesini gaye edinmiştir.
2- Partimizin, milletimizin manevi kalkınma yanında müsbet ilimlerde ve teknikte taklitçilikten kurtulması, yapıcı, keşf ve icad edici gerçek bir inkişafa ve her sahada büyük şahsiyete erişmesini gaye edinmiştir.
3- Partimiz, milletimizin geçirdiği tarihi tecrübeler, kazandığı olgunluk sayesinde, milli ve manevi değerlerimize halel getirmeden, demokratik hukuk nizamı içerisinde, maddi ve manevi kalkınma hareketlerinin, basiretli ve isabetli bir sentezini yapacağını ve bu suretle beşeriyete ışık tutacak, refah ve saadet getirecek, yeniden dünya'ya örnek üstün bir medeniyet kuracağım kabul eder ve bu büyük gayeye erişmek için vatandaşlarımızı hizmete çağırır.
MİLLİ NİZAM PARTİ’SİNİN MARŞI
Milli Nizam Partisi’nin marşı, usta şair Abdürrahim Karakoç’un “Hak yol İslam yazacağız” adlı şiirinden uyarlanıyor. Böylelikle Ülkücü kişiliğiyle bilinen ayrıca Erbakan Hoca ile zaman görüşen Abdürrahim Karakoç’un yolu MSP ile bu şekilde de kesişmiş oluyor. Rahmetli Karakoç’tan izin alınarak uyarlanan Milli Nizam Marşı’nın sözleri şöyle:
Hür Dünya'nın göbeğine
Milli Nizam yazacağız
Kuşların göz bebeğine
Milli Nizam yazacağız
Yola, ağaca, pınara
Esen yele,
yağan kara
Yağmur yüklü bulutlara
Milli Nizam yazacağız
Koç burcuna, yay burcuna
Bebeklerin avucuna
Minarelerin ucuna
Milli Nizam Yazacağız
Herkes duyacak, bilecek
Gizlenmez gayri bu gerçek
Yaprak yaprak, çiçek çiçek
Milli Nizam yazacağız
MİLLİ NİZAM PARTİSİNİN FAALİYETLERİ
Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın Genel Başkanı olduğu Milli Nizam Partisi mecliste on kişiyi bulup grup kuramadığı için, milletvekilleri resmen parti adına aksiyonlara girişemiyorlardı. Yapılacak teşebbüsleri kendi adlarına yapıyorlardı. Böyle olmasına rağmen çok önemli parlamento faaliyetlerine girişilmiştir.
Bu faaliyetlerden bazıları şunlar:
l- AP'NİN YERLİ SANAYİCİLERE KARŞI OLUŞUNUN TESBİT EDİLMESİ
Milli Nizam Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, partisinin TBMM’de grubu olmadığı için Bütçe Plan Komisyonu'nda şahsı adına söz alarak hükümetin yapılacak yeni sanayi yatırımlarında tercihini yerli müteşebbislerin aleyhine kullandığını açıklayarak Süleyman Demirel başkanlığındaki Adalet Partisi iktidarını köşeye sıkıştırmıştır.
Bu gerçeklerden haberi olmayan AP'li milletvekili ve senatörler bu iddiaları aşırı bularak Erbakan'a çıkışarak şöyle diyorlar: "Yağma yok hoca, bu kadar ağır ithamları partimize yönelteceksiniz, sonra da çekip gideceksiniz, olmaz böyle şey. Delil isteriz, bu işi bu safhada bırakamazsınız."
Erbakan'ın isteği de zaten bu idi. Ama kişisel konuşmalar 10 dakika ile kısıtlı. Erbakan cevaben: "Mühlet verin, delillerimi, misallerimi açıklayayım" diyor.
Muhalefete mensup çok sayıda milletvekili, kendi konuşma haklarını Erbakan'a devrediyorlar. Bunun üzerine Erbakan kırkı aşkın dosya üzerinde ayrıntılı açıklamalar yapıyor, hükümetin yerli tüccarı, yerli sanayici, yabancı sermayeye haksız bir şekilde nasıl ezdirdiğim bir bir açıklıyor. Erbakan'ın bu açıklamalarından sonra hükümet adına bu iddiaları cevaplamak için o günün sanayi bakanı Bursa Milletvekili Ahmet Türkel Bey konuyu incelemek için Bütçe Komisyonu'ndan 8 saatlik süre istiyor. Kendisine istediği kadar süre veriliyor. Hazırlığını yapıp geldikten sonra yaptığı konuşmada şöyle demiştir:
"Yapılan iddiaları dosyalar üzerinde bir bir inceledim. Erbakan Bey'in söyledikleri doğrudur. Maalesef hükümetimiz verilen her misalde tercihini yerli müteşebbisler lehinde kullanmamış, yabancılar veya onlarla ortak olanlar lehinde kullanmış..."
Bunun üzerine Adalet Partili parlamenterlerden "sıfır, sıfır" sedaları yükseliyor, sen nasıl bakansın bizi savunacağın yerde Erbakan'ı doğruluyorsun; diye kızıyorlar. Bu olay gerek Erbakan ve gerekse onun ortaya koyduğu Milli Görüş aksiyonu bakımından çok müspet gelişmelere yol açmıştır.
2- ORTAK PAZAR HAKKINDA GENSORU ÖNERGESİ
Erbakan, Milli Nizam Partisi olarak Ortak Pazar'a karşı olduklarını kamuoyuna açıklamış ve büyük bir kampanya başlatmış, yurdun her bölgesinde büyük mitingler düzenleyerek gizlenen gerçekleri anlatmaya çalışmış. Bununla da yetinmeyip bu meseleyi ilk kez meclis gündemine getirmiştir. O zamanlarda Avrupa Topluluğu'nun siyasi birleşme gayesi, masonik partiler ve bazı çevrelerce çok daha sıkı bir şekilde gizli tutuluyordu. Erbakan'ın meclisteki açıklamaları, bu sebepten sert tepkilere neden oluyordu.
3- İNSAN HAKLARI ÖNERGESİ
Milli Nizam Partisi döneminde 12 Mart Askeri Müdahalesi olduktan sonra anayasada değişiklikler yapılmaya başlandığında Erbakan fırsat bu fırsattır diyerek, fikir suçlarını cezalandıran 163.'cü maddeyi ele alan zor kullanılmadıkça fikirlerin açıklanmasının suç sayılamayacağım öngören bir değişiklik önergesi hazırlayarak Anayasa Komisyonu'na verdi. Komisyonda söz alarak savunmasını da yapıyor. Ama AP ve CHP oylarıyla reddedildi.
SİYONİSTLER HAREKETE GEÇİYOR
Milli Nizam Partisi'nin büyük kongresinden kısa bir süre sonra Musa Saffet Bayramâşık isimli bir kişi, MNP Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'la Ankara'da bir görüşme yapıyor. Görüşmede Erbakan'a şöyle diyor: Hoca beni Amerika'daki, Waşington'daki dünya Yahudi liderleri vazifeli olarak size gönderdi. Sizin partinizin gelişmesini dikkatle takip ediyorlar. Onlar Türkiye'de sizin partiniz gibi milletiyle bütünleşebilecek güçlü siyasi bir iktidarın kurulmasını müspet karşılıyorlar. Çünkü böyle olduğu takdirde Türkiye haliyle, İsrail'i Komünist Rusya'ya karşı koruyan, araya çekilmiş bir şeddi Çin vazifesini yapmış olacaktı. Ancak sizden çok sağlam bir istekleri var. Siz her konferansınızda, dünya Siyonizm’ine, masonluğa ve onun yan kuruluşları olan lions ve rotary kulüplerine çatıyorsunuz. Bundan liderler son derece rahatsız oluyorlar. Bu aleyhteki kampanyadan vazgeçmenizi istiyorlar. Aksi halde partinizin siyasi hayatına son vermek zorunda kalacaklar...
Erbakan cevap olarak:
- "Madem ki bizim iktidar olmamız onların arzu ettiği bir şey, o halde hissi sebeplere kapılmayıp, bizim konuşmalarımızı müsamaha ile karşılamaları gerekir. Böyle bir şeye katlanmaları, sonunu da temin edecekleri yarar karşısında, önemsiz bir fedakârlık olur."
Musa Saffet Bayramâşık;
— Hayır kesinlikle bu tür konuşmaları istemiyorlar. Erbakan;
— Diyelim ki bundan sonra bu konulara hiç girmeyeceğiz. Bu onlara yetmez mi?
Musa Saffet Bayramâşık;
— "Hayır yetmez, daha önceki konuşmaları tekzip edecek şekilde onların istediği mahiyette açıklamalar yapmanız lâzım."
Erbakan, Amerika'daki Siyonist liderlerin istediklerini yapmadı. Erbakan'a istediklerini yaptıramayan Siyonist liderler, yaptıkları tehditlerinin "Aksi halde partinizin siyasi hayatına son vermek zorunda kalacağız" gereğini yerine getirdiler mi? Getirdiyseler, ne yaptılar ve nasıl yaptılar?
MNP'NIN KAPATILMASI IÇIN DAVA AÇILIYOR
Bir kısım basında çıkan haberler üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hikmet Gündüz, laikliğe aykırı faaliyette bulunduğu gerekçesiyle Milli Nizam Partisi'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hikmet Gündüz'ün Milli Nizam Partisi ile ilgili hazırladığı iddianame şu şekilde idi:
Esas: 5P. 1970/3
İddianame: 1971/1
Davacı: Kamu Hakları
Davalı: Milli Nizam Partisi
D. Konusu: 648 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 4'ncü kısım hükümlerine aykırılık.
Olay: 26 Ocak 1970 tarihinde, merkezi Ankara olmak üzere kurulan Milli Nizam Partisi'nin çeşitli il ve ilçelerdeki kuruluş ve açılış toplantılarında, yapılan konuşmalarda Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasa ile belirtilen laiklik ilkesine aykırı davranışlarda bulunduğu yolunda basında yayınlanan haberler üzerine Siyasi Partiler Kanunu'nun 4'ncü kısım hükümleri çerçevesinde gerekli inceleme yapılmıştır.
"Bağımsız Milletvekili Necmettin Erbakan ve arkadaşları tarafından Milli Nizam Partisi adıyla yeni bir siyasi parti kurulduğu bir kısım basın haberleri arasında görülmekle; parti Genel Başkanlığına gönderilen 3 Ocak 1970 gün ve 754 sayılı yazımıza verilen 23 Şubat 1970 ve 13 sayılı cevapta, Milli Nizam Partisi'nin Genel Merkezi Ankara olmak üzere 26 Ocak 1970 tarihinde kurulduğu bildirilmiş, tüzük ve programı gönderilmiştir.
9 Şubat 1970 günü bir kısım basında, Ankara Büyük Sinemada 8 Şubat 1970 günü yapılan ilk kuruluş toplantısı ve bu toplantıdaki konuşmalarla ilgili olarak yayınlanan haberler üzerine 10 Şubat 1970 gün ve 760 sayılı yazımızla önce Ankara Emniyet Müdürlüğüne ve sonra da Ankara, Samsun, iskenderun, Karabük, Safranbolu, Çorum, Çanakkale, Tekirdağ, Kırklareli, Bafra, Edirne, Kocaeli, Sakarya, Kütahya, Altındağ Cumhuriyet savcılıklarına gönderilen talimatlara verilen cevaplarla, eklerinden, Milli Nizam Partisi'nin bu il ve ilçelerde açılış toplantılarında yapılan konuşmalar bir kısmının ses alma araçları ile tesbit edilip çözümlenmiş yazılı metinlerle gönderildiği, bazı konuşmaların yetkili mercilerce tayin edilen hükümet komiserleri ile güvenlik memurları tarafından düzenlenen tutanaklarla tesbit edildiği ve bir kısmının da Cumhuriyet Savcılıklarınca yapılan hazırlık soruşturmaları beyannameleri ve fezlekelerle teyit edildiği görülmüştür. İncelenen bu konuşma metinlerine göre;
1- Milli Nizam Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın 18 Şubat 1970 tarihinde Ankara'da Büyük Sınamada yapılan toplantılarda "Partinin açılışlarını kutladıklarını" ifade ettikten sonra; "Biraz önce sizlere Milli Nizam Partisi kurucuları takdim olundu. Ama sizden niçin saklayalım, niçin partimizin hakiki kurucularını bu ilk açılış gününde zikretmeyelim?.. Açıkça ilan ediyorum ki, bizim partimizin kurucuları SULTAN FATİH HAZRETLERi, Sultan Yıldırım Hazretleri, Sultan Murat, Sultan Melik Şah, Ulubatlı Hasan, Orhan Gazi, Nizam-ul Mülk, Akşem-seddin, Sultan Yavuz, Kılıçarslan, Alparslan, Gelenbe-vî hazretleri, Sultan Hamid'tir. demiş ve partinin kuruluş beyannamesinden pasajlar okuyarak konuşmasını bitirmiştir.
2- 23 Mayıs 1970 günü Karabük ilçesinde, Site Sine-ma'sında "Esselâmu aleykum" diye başladığı konuşmasını; "150 yıl önce Selanik'te kurulmuş Hareket Ordusu'ndaki subaylar kandırılmış ve Sultan Abdulhamit Han tahttan indirilmiştir. MNP milletin iman davasını kendisine şiar edinmiştir. Türkiye'de bugün üç yol var; Birinci yol; Solculuk, sonu komünizmin yolu, bu yolda CHP var. ikinci yol; Kozmopolit masonluk yolu. Bu yolda AP levhası var. Üçüncü yol; MNP yolu. Bu yol sağı temsil eden; Hak Yolu, İman Yolu... Önümüzdeki seçim sonunda sizleri 1973 yılında Ayasofya Camii'nde namaz kılmağa davet ediyorum." demek suretiyle bitirmiştir.
3- 18 Haziran 1970 günü Boyabat ilçesinde Sümer Kahvesi'nde "Esselamualeyküm", "Müslüman kardeşlerim" diye başladığı konuşmasında; "Türkiye'de 8 parti olduğunu kendilerinin bunlardan ayrı bir parti olduklarını, AP ve CHP gibi sağcı-sol-cu diye milleti kandırmayıp, Türkiye'ye yeni bir Müslüman partisi kurulmasının lüzumunu hissederek Milli Nizam Partisi'ni kurduklarını" söylemiştir.
4- 9 Temmuz 1970 tarihinde Tekirdağ Çankaya Kahvesi'nde yaptığı konuşmada; "Dünya üzerinde kalkınma hızı en fazla olan devletin İsrail ve Japonya olduğunu, bu iki devletin dine karşı itikat ve saygısının büyük olması ile kalkınma hızını elde ettiklerini, iktidara geldikleri zaman Ayasofya'yı müze halinden çıkartıp, cami haline sokarak ilk cuma namazını topluca kılacaklarını" söylemiş ve beraberlerindekilerle Rüstem Paşa Camii'ne giderek, akşam namazında imamlık görevi yapmıştır.
5- 5 Ekim 1970 günü Kırklareli'nde înci Sineması'nda yapılan toplantıda; "Milli Nizam Partisi'nin diğer partilerden farklı birçok yönleri bulunduğunu, esasen bir nizam ve düzen içinde çalışmak gayesini güden teşkilatlarının hanımlar muvacehesinde böyle bir parti adını almak zorunda kaldığını, kendilerinin dinine, örf ve adetlerine bağlı imanlı müslüman olduklarını, Avrupalılaşmanın anlamının bulunamadığını, bir kadının kocasından boşanması için iki şahidin kafi geldiğini, Medeni Kanun'un bir kadına kocasından izinsiz çalışmak hakkını verdiğini, kendilerinin millet olarak bin yıllık hak yoluna döneceklerini." söylemiştir.
6- 17 Eylül 1970 tarihinde Bafra'da Cumhuriyet Meydanında yapılan konuşmasında; "Milli Nizam Partisi"nin herkesin anladığı manada bir parti olmadığını, teşkilatlanmak ve maksatlarına ulaşmak amacı ile parti adını aldıklarını, kanuni mecburiyetle parti adı altında toplandıklarını, Avrupa ve Avrupalılığın batılılık, Avrupa'nın taharet dahi bilmeyen hippiler olduğunu, 50 yıllık batıl devreden kurtulup 1000 yıllık hakka teslimiyet, devrine geçeceklerini" ifade etmiştir.
7- 7 Ekim 1970 tarihinde Edirne'de Ayvazoğlu Sineması'ndaki konuşmasında; "Milli Nizam'ın programını lalettayin bir broşür gibi okunmamasını, kalp gözüyle okunacağını, söyleyen sözlerin altında büyük manalar olduğunu anlayarak feraseti Cenab-ı Hakk'ın verdiği; "Başını örten öğretmen hanımların mekteplerden kovulduğunu, halbuki bu hanımlara en büyük takdirnamenin verilmesi gerektiğini, vakti ile CHP çarşaf giyenlerle, peçe takanlarla uğraştığı gibi Adalet Partisi'nin de öğretmenlerin baş örtmesi ile uğraştığını," Evinde dini kitap okuyanların tutuklandığını, Kur'an Kursları'nın kadrolarını ortadan kaldırmak için sinsi tertipler hazırladığını, milletin her şeyi anladığını, tekrar Hakk'a dönüp tarihi mihrakına oturacağını, "Milli Nizamla Sultan Fatih Hazretleri'nin imanı, aşkı ve azminin yeniden iktidara geleceğini, Milli Ni-zam'ın şehadet işaretinin manasının çok büyük olduğunu, bu işaretin ne olduğunu bilmeyen varsa ve yapmıyorsa öğrenince eve gidip tevbe edeceğini ifadeyle topluluğa şehadet parmaklarını kaldırtarak sözlerini tamamlamıştır."
8- 13 Kasım 1970 günü Kocaeli'nde "Ortak Pazar" konulu konferansında; "Memleketteki ahlaksızlıkların Milli Nizam Parti-si'nin iktidara gelmesi ile kalkacağı ve eskisi gibi şerefli, ahlaklı, Müslüman bir Türk devletinin teşekkül edeceğini" söylemiştir.
9- 13 Ekim 1970 günü Sapanca'da yaptığı konuşmada; "Milli Nizam'ın bir hak davası olduğu, diğer partilerin batıl ve şer olduklarını ifade ettikten sonra, Milli Nizam işaretinin "Tekbir" olduğunu belirtmiş ve sözlerini herkesi ayağa kaldırıp, parmaklarını da, uzattırdıktan sonra "Ya Rabbi... Milli Nizam'ı evliyaların duasındaki idarenin bu memlekete gelmesine vesile kıl... Amin! Ya Rabbi!.. Milli Nizam'ın bütün Sapanca'lıların ve milletimizin dünya ve ahiret saadetine vesile kıl... Amin" duası ile bitirmiştir.
10- 3 Ocak 1971 günü Samsun il kongresinde; "Müslümanlık yolunun hak, Yahudilik ve Hıristiyanlığın batıl din olduğunu, Müslümanlığın diğerlerinden farklı olarak Allah indinde tek din ve hak olduğunu, Müslümanlığın hak, diğerlerinin de adlarının parti olduğunu, ama Milli Nizam'ın hak, öbürlerinin ise nereden geldiğini, Cenab-ı Hakk'ın kalbine hidayet ve merhamet verdiğini, kimlerin bildiklerini ve konuşmağa lüzum olmadığını" söylemiştir.
11- 7 Eylül 1970 günü Ağrı'da yaptığı konuşmada; "Milletin yeniden bin senelik hak yoluna döneceğini, diğer partilerin milleti imandan ve ahlaktan yoksun ettiklerini söylemiştir."...
"Milli Nizam Partisi Birinci Büyük Kongresi, senin ve şanlı tarihinin temsilcisi olarak sesleniyoruz.." denildikten sonra; Milli Nizam Ahdinde: Manevi İstiklal Harbi kazanılıncaya kadar mücadeleye, Hakkın hakimiyetini kurmağa, Milli Nizamı hakim kılmaya, Bütün gayretimizle çalışacağımıza ahdederiz" denilmektedir.
Genel İdare Kurulunca Büyük Kongreye sunulan "Faaliyet Raporu'nda da belirtildiği gibi Milli Nizam» Partisi teşkilatı kuruluşundan bu yana;
- Meclis'te Ortak Pazar
- Doğu'da, Batı'da, islam'da Kadın
- Basında Prof. Dr. Necmettin Erbakan
- İslam ve İlim konulu yayınlarda yapmıştır.
Bu yayınlar incelendiği zaman genellikle Genel Başkanın çeşitli yerlerdeki" konferans, demeç ve TBMM'ndeki konuşmalarını kapsadığı görülmektedir.
Buna göre, Genel İdare Kurulu'nda görevli kişilerin açılış toplantılarında bu sıfatlarla yapmış oldukları ve yukarıya belli pasajlar örnek olarak alınıp geniş metinleri dosya içerisinde bulunan konuşmalardaki ifadelerin, partinin kuruluş amacının tayin ve tesbiti yönünde değerlendirilmesi gerekir.
Partinin lider kadrosunun, başka bir deyişle en yetkili kişilerin yukarıda özet olarak alınan konuşmalarının tümü ile de Anayasa'nın Cumhuriyet'in niteliklerini belirten 2'nci maddesi ile temel hak ve ödevler arasında partilerin uyacakları esasları düzenleyen 57'nci maddeleri ve bu maddeler çerçevesinde yürürlüğe konan 648 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 4'üncü kısım ve özellikle laik devlet niteliğinin ve Atatürk devrimciliğinin korunmasına ilişkin hükümlerine aykırı düştüğü kanısına varılmıştır.
SONUÇ VE TALEP
Yukarıdan beri açıklanan nedenlere göre; Milli Nizam Partisi'nin Siyasi Partiler Kanunu'nun 4'üncü kısmında yeralan 92, 94, 97, 101'inci maddelerine aykırı faaliyetlerde bulunması onaylar nitelikte karar alınmış olması nedeni ile, aynı kanunun 3'üncü maddesinin 2 numaralı bendi gereğince kapatılmasına karar verilmesi talep ve iddia olunur.
4 Nisan 1971
Hikmet Gündüz
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Savunan adam savunuyor
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hikmet Gündüz'ün Milli Nizam Partisi'nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi'nde dava açması, Erbakan ve parti aleyhine hazırlamış olduğu iddianameyi okumasından sonra Erbakan, kendisini ve partisini savunmak zorunda kaldı.
Erbakan söyledikleriyle, yaptıklarıyla ve düşündükleriyle suç işlemediğine inandığı için soğukkanlı ve rahat bir şekilde iddianamedekileri cevaplayarak savunmaya geçti. Erbakan'ın savunmasının özeti şu şekilde idi:
"Anayasa Mahkemesi Muhterem Başkanı ve Muhterem Üyeleri, Anayasa Mahkememiz kurulduğundan bu yana geçen takriben 10 senelik bir devre esnasında ilk defa Anayasa Mahkemesine bir partinin kapatılması talebi intikal ettirilmiş bulunuyor.
Bendeniz, Milli Nizam Partisi hükmi şahsiyetinin bir temsilcisi olarak 19/03/1971 tarihli lâyihamızdaki taleplerimizin yüksek mahkemece incelenmesine yardımcı olmak bakımından kısa bir açıklamada bulunmak üzere yüksek huzurlarınızda söz almış bulunuyorum.
Muhterem Hâkimler;
Peşinen arzederim ki, Başsavcılıkça huzurlarınıza gönderilen iddianame Yüksek Mahkemeyi fuzuli işgalden başka bir mahiyet ve mana taşımamaktadır. Bu iddianamenin esasına geçilmeden dahi yüksek Mahkemece reddedileceğine kaniyiz. Bu reddin zaruretini ortaya koyan üç önemli usuli husus Yüksek Mahkemenize 19/03/1971 tarihli Lâyihamızla takdim olunmuştu. Bendeniz, bu lâyihadaki hususların halline geçilmeden önce, herşeyden evvel hakkında karar verilecek olan Milli Nizam'ın asıl manası ve mahiyeti ile bu iddianamenin İddiaları arasındaki büyük mesafenin çok kısa olarak arzına müsadelerinizi rica edeceğim.
Söze başlarken, Milli Nizam hakkındaki her türlü esassız iddianın hak ve hukuk karşısında yok olacağından emin olduğumuzu belirtip, Milli Nizam davasını milletimiz adına icrai adalet eden en yüksek mahkeme huzurunda müdafaa etmekten ancak şeref ve memnuniyet duyduğumuzu kaydetmek isteriz.
Muhterem Hakimler,
Milli Nizam Partimiz 26 Ocak 1970 tarihinde resmen kurulmuş ve 8 Şubat 1970 tarihinde yapılan bir açılış merasimiyle çalışmalarına başlamıştı. Bir yıl zarfında yurdumuzun her tarafına yayılmış, milletimizce benimsenmiş ve 63 vilayette ve 400'e yakın ilçede teşkilatını tamamlayarak bir büyük parti olmuştur. Halen yüz binlerce üyesi bulunan en büyük partilerimizden birisi durumundadır. Her partinin olduğu gibi Milli Nizam Partimizin de kendisini diğer partilerden ayıran ana hususiyetleri olduğu muhakkaktır. Bu hususiyetlerin kısaca açıklanmasının Milli Nizam Partisi hükmi şahsiyetinin hakiki manasıyla takdimi bakımından faydalı olacağı kanaatindeyim.
Milli Nizam Partisi; milletimizin lânettayin, sıradan bir millet olmayıp bin yıllık tarihin en büyük milleti olduğuna kanidir. Milletimizin tarihi ile ve hasletleri ile iftihar duymaktadır. Milli Nizam Partisi evvelemirde mevcut herhangi bir partinin reaksiyonu olan veya bölünmesinden doğmamış, doğrudan doğruya bir ilim ve fikir aksiyonu olarak teşekkül etmiştir.
Kuruluşu sırasında, milletimizin sürüklenmiş olduğu halihazır çok yönlü maddi ve manevi buhranlardan kurtulup, yeniden bütün insanlığa ışık tutacak bir medeniyet kurmasının nasıl mümkün olabileceğini araştırmış, inandığı yolu, programı ile ortaya koymuştur. Milli Nizam'ın hakiki hususiyetinin ne olduğunu, iktidara geldiği zaman her sahada ne yapacağı ve nasıl yapacağı takriben yüz kadar üniversite öğretim üyesi, profesör, doçent ve uzmanın uzun aylar boyu yaptıkları çalışmaların neticesi olarak partinin programı halinde ortaya konmuştur.
Milli Nizam diyor ki, cemiyetimize huzur, nizam ve içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet, yalnız hukuk kaideleri ve nizamları ile getirilemez. Hukuk nizamının bir ahlak nizamı ile takviye ve tamamlanması şarttır. Esasen ahlak nizamı olmayan hiçbir nizam, nizam olamaz. Ve en üstün nizam, en üstün ahlak nizamına sahip olan nizamdır. Halihazır maarifimizde bu noktaya ehemmiyet verilmiyor. Bunun üzerinde ehemmiyetle durulması şarttır. Gençlerin anarşik hareketlerinden bütün milletimiz şikayetçidir. Acaba bu hususta maarif sistemimizin bir kabahati yok mudur?
Gençlerimize hangi ahlak eğitimi yapıyoruz? Manevi saha ile alakalı sadece bir iki ders vardır. Bunlar da gençlerimize kamil bir dünya görüşü ve ahlakı temel vermekten uzaktır. Milli Nizam, ahlak nizamına büyük ehemmiyet vermekle Anayasamızın 14. maddesinde ifadesini bulan "Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığım geliştirme hakkına sahiptir." Ve yine Anayasamızın 10. maddesinde ifadesini bulan "Devlet, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar." prensibine layık olduğu ağırlığı veren tek parti durumundadır.
Milli Nizam, nüfusu senede 1,3 artan bizim gibi bir memleketin, Avrupa'ya işçi olmaktan kurtulup gerekli iktisadi ve sinai hamleleri yapabilmesi için, bütün maddi ve manevi milli potansiyelimizin seferber edilmesini zaruri görmekte ve milli Nizam ruhuyla hareket edildiği takdirde memleketimizin kısa samanda Japonya misalinden daha parlak örnekler vereceğine inanmaktadır. Nitekim yaşadığımız fiili tecrübeler bu inancımızda haklı olduğumuzu teyid etmiştir. Meselâ 1956 yılında % 100 milli imalat olarak memleketimizde ilk defa dizel motorları imal etmeye teşebbüs ettiğiniz zaman batı taklitçisi zihniyet sahipleri bizim bu teşebbüsümüzde muvaffak olamayacağımızı ileri sürüyorlardı.
Halbuki 300 ortakla ve tamamiyle milli sermaye ile yapılan teşebbüsümüz kısa zamanda başarıya ulaşmış, memleketimize halen senede 8000 dizel motor yapan ve memleketimizin bu sahada bütün ihtiyacını karşılayan büyük bir ağır sanayi tesisi kazandırmıştır, işte bu hakikatlerden dolayı Milli Nizam Partimiz, Batı taklitçiliği zihniyetinin fayda getirmeyeceğine kanidir. Bu ana fikirler Milli Nizam Partisi programının daha başında esas gaye olarak yerini almış ve Milli Nizam Partisi kendi hüviyetini bu esas gaye ile ortaya koymuştur.
Muhterem Hâkimler,
Milli Nizam Partimizin hakiki hüviyetini kısaca arzettikten sonra konuya girerken bir kaç cümle ile de iddianamede adı geçen Milli Nizam mensuplarını tanımayı zaruri görüyoruz. Halihazır Milli Nizam Genel idare Kurulu iki profesör, 6 yüksek mühendis, 3 doktor, 5 eğitimci ve 5 tüccar olmak üzere 23 üyeden teşekkül etmektedir, iddianamede adı geçen 7 üyemizin hepsi de fakülte mezunu, yüksek tahsillidir. Yıllarca milletvekilliği ve senatörlük yapmışlardır. Muhitlerinde kültürleriyle, ahlakla-nyla, medenilikleriyle tanınmış kimselerdir.
Hal ve keyfiyet bu iken bu hakikatlerle uzaktan yakından alakası olmayan ve ne partimizin, ne de şahısların şahsiyetleri incelenmeden ve kendilerine tek kelime sorulmadan gıyapta, gizlice ve Milli Nizam'ı ne şekilde olursa olsun itham etmek isteyen, ard maksatlı çevrelerin tesiri altında çalışmış ve fakat hakikatte içi boş ve sadece mürettep bir iddianame tanzim olunarak yüksek mahkemeye tevdi olunmuştur.
Her türlü hukuki esastan mahrum, mesnetsiz böyle bir iddianamenin yüksek mahkemeye tevdiinde kanaatimizce asıl saik, katiyyen hukuki sebepler olmayıp, bunlarla hiç alakası olmayan siyasi tesirlerdir. Efkâri umumiye bu davanın Milli Nizam gelişmesinde endişeye kapılan bir kısım AP yöneticilileri tarafından tahrik edildiği kanaatindedir. 10 Ekim 1971 ara senato seçimlerinin yaklaşması muvacehesinde bir an önce Milli Ni-zam'ın inkişafının önlenmesi için bu yola gidildiği kabul olunmaktadır.
Hadiselerin tarzı cereyanı da bu mülahazaları teyid ve takviye eder mahiyettedir.
1- Bu iddianamenin müphem, delilden mahrum, usul ve kanuna aykırı olarak sevk edilmiş olması,
2- Anarşik hareketlere adı kansan partiler hakkında dava açılacağına dair resmi beyanlara rağmen, o partiler bir kenara bırakılarak, 500'e yakın açılış toplantılarına binlerce vatandaş katıldığı halde bugüne kadar tek zabıta vakası mevcut olmayan partimiz aleyhine dava açılmış olması,
3- Diğer partilerin bir çok mensupları hakkında parti yasaklarına aykırı hareketlerden dolayı Meclis'e intikal etmiş yüzlerce dosya bulunduğu halde, bu partilerin hiçbirisi hakkında tatbikata girişilmeyip şahıs konuşmalarından dolayı kanunen mümkün olmadığı halde, doğrudan doğruya partimiz hükmü şahsiyeti aleyhine müracaatta bulunulması,
4- Dosya münderecatına nazaran şahıslara ait bazı tertip mahsulü evraklar bir sene önceki konuşmalara ait olduğu halde, bekletilerek müracaatın kısmi senato seçimleri sathı mailinde ve hatta Siyasi Partiler Kanunu'nun 110. maddesi son fıkrasındaki, dava açılmasına tahdit konulan seçim devresinde harekete geçilmiş olması,
5- Dosya muhtevasını teşkil eden muharref ve mü-rettep konuşmaların mahalli bölgelerden normal yollardan intikal etmeyip, yukardan yapılan müteaddid tazyik ve tahriklerin neticesinde temin edilmiş olması ve bunlara benzer pek çok sebepler mevcuttur.
Dosyada esasen muhteviyat ve hazırlanış itibariyle böyle alelacele her türlü hukuki esastan mahrum da olsa derlenmiş olmak için tanzim edilmiş bir dosya mahiyetini taşır.
Hakikat odur ki ille bir dosya tanzimi için yapılan gayretler sonunda 500 il ve ilçenin sadece bir kaç tanesinden onun bunun "Hatip böyle dedi" iddialarından öteye geçmeyen bir söz yığını zaptı toparlanmıştır. Bu söz yığınının mahiyetini ve iddianamenin dayandığı kaynakların mahiyetini apaçık görmek bakımından, hem de ses bandından alındığı iddia edilerek dosyaya konmuş bulunan lânettayin seçilmiş, şu beş satırı arzedeyim. İddianame eki, 8 Şubat açılışı, sayfa l'in son kısmi; "Milli Nizam Partisi'nin kuruluncaya kadar ayrı ayrı fikirlerini nihayet nizam mektubunda kararımı verdim. Nizam bir fikrin... sırasında madde halined... kâinatın, göklerin, alemlerin nizamında, insan vücudundaki düzene, bal peteğindeki geometriye bir ... mimariye kadar böyle böyle olunca kafa kağıtlarına yapıştırdıkları fotoğraflar gibi bir davanın kendi bu çizginin içi nerde memur kılındığı görebilmiş olsalardı, ona refahuzran ve tankerin yanında... Avrupalı bizim iç düzenimizi bozmadı. îşte iddianame, gerçekten bu derece uzak ve bundan biraz farklı söz yığınlarına istinaden derlenmiştir.
Muhterem Hakimler,
Bu kısa maruzatımızdan maksadımız, davanın esasına girmek olmayıp, sadece söz konusu olan partimizi ve davanın mahiyetini kısaca bilgilerinize arzetmektir.
Bendenizin bu maruzatını dinlemek lutfunda bulunduğunuz için teşekkür eder, hepinizi hürmetle selamlarım."
Prof. Dr. Necmettin Erbakan MNP Genel Başkanı
VE MİLLİ NİZAM PARTİSİ KAPATILIYOR…
Dava açan: Hikmet Gündüz Gerekçe: Anayasa'nın 2,19 ve 57. maddeleri Sebep: Laikliğe aykırı faaliyette bulunmak Cumhuriyet Başsavcısı Hikmet Gündüz'ün Milli Nizam Partisi'nin laikliğe aykırı faaliyette bulunduğu sebebiyle kapatma davası açtığı için Anayasa Mahkemesi Milli Nizam Partisi Genel Merkezine dava ile ilgili bir tebligat gönderiyor. Tebligatı alan parti yetkilileri bu işe şaşırmışlar. Çünkü bir dava savcılıkça hazırlanırken, dava edilen partinin temsilcisi çağrılıp hakkınızda şu iddialar yapılıyor, savunmanız nedir, karşı delilleriniz var mı diye sorulması gerekirken bu yapılmadan kapatma davası açılmış.
Başsavcı tarafından hazırlanan iddianamede yer alan suçlamalar şunlardı:
1- Bazı hatiplerin il ve ilçelerde yaptıkları konuşmalar
2- Milli Nizam Marşı
3- İslam ülkeleriyle ekonomik münasebetlerin geliştirilmesi gerektiğine dair parti görüşü.
4- Gençlik Kollarının neşrettiği broşür
5- Çeşitli gazetelerde MNP'ni eleştiren, mizah maksadıyla çizilmiş karikatürler.
Anayasa mahkemesi önce dâvaya duruşmalı olarak bakılması gerektiğine karar verdi ve Erbakan'ı davet etti. Erbakan yapılan iddiaların, aleyhlerinde, Anayasa Mahkemesi'nde kapatma sebebi yapılamayacağını izah ediyordu.. Çünkü Siyasi Partiler Kanunu'na göre bu iddiaların önce, parti yasaklamaları inceleme kurulu adı verilen bir alt dereceli mahkemede incelenmiş olması gerekiyordu. Şayet, o kurulda ileri sürülen hususlar, kanun dışı olarak kabul edilirse, partiye tebligat yapılacak kanun dışı fiil ve sözleri işleyen partilerin bir ay içerisinde partiden ihracı istenecek, eğer bir ay içerisinde o kimseler partiden ihraç edilmezse ancak ondan sonra parti aleyhine Anayasa Mahkemesi'nde dava açılabilecekti.
Anayasa Mahkemesi, Erbakan'ın savunmada dayandığı Siyasi Partiler Kanunu'nun iki maddesini, Anayasa'ya aykırı bularak re'sen iptal edip davaya duruşma-sız bakmaya başlamıştı.
Sonuç olarak, savcı partiye veya partililere hiç haber vermeden, savunma istemeden kapatma davası açtı, Anayasa Mahkemesinde duruşma yapmadan evrak üzerinde karar vererek, Milli Nizam Partisi'ni kapattı. Partisinin kapatılması kendisini çok üzdüğü için Erbakan bir kalp rahatsızlığı geçirdi ve İsviçre'de tedavi gördü.
Gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.