Kıblenin yönünü ilk kim buldu? Biruni kimdir, asıl adı nedir?
Kıblenin yönünü ilk kim buldu? Dünyanın çapını ilk hesaplayan Türk bilgini kimdir? Biruni kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem, nerede yaşadı, kimlerden ders aldı, hangi eserleri yazdı, İbni Sina ile yolları nasıl kesişti?
Ünlü Türk bilgini Biruni’nin hayatını sizler için derledik…
Kıblenin yönünü ilk kim buldu? Dünyanın çapını ilk hesaplayan Türk bilgini kimdir? Biruni kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem, nerede yaşadı, kimlerden ders aldı, hangi eserleri yazdı, İbni Sina ile yolları nasıl kesişti? İnsanlar neden mutsuz olur? Biruni mutsuzluğun sebebini nasıl açıklıyor?
İşte cevabı:
Asıl adı Ebu'r-Reyhan Muhammed olan Biruni, Harizm'in başkenti Kas'da bugünkü Şahabbas Veli yakınlarında 973'yılında dünyaya geldi.
BİRUNİ DÜNYANIN ÇAPINI HESAPLADI, KIBLEYİ İLK KEZ TAYİN ETTİ
30’u aşkın bilim dalı üzerinde çalışmalar yapan ünlü bilgin Biruni, yaşadığı dönemde ilk kez Dünya'nın çapını günümüzdeki hesaptan sadece 16 kilometre şaşarak hesaplamayı başardı. Yine Biruni yaptığı hesaplamalar sayesinde 1030 yılında kıblenin yönünü tayin etti.
HARİZM TÜRKLERİNDEN
Biruni'nin yazılarından henüz gençken Türklerle konuştuğu anlaşılmaktadır. Onun anadilinin Peçeneklerin Türkçesinin etkisinde kaldığı kabul edilmektedir. Sonuç olarak Biruni'nin Harizm dolaylarında yaşayan Türklerden olduğu günümüzde birçok bilim adamları tarafından kaydedilmiştir. Onun Arap ya da İranlı olduğu iddiaları ise gerçek değildir.
ASTRONOMİ VE MATEMATİK DERSİ ALIYOR
Küçük yaşta babasını kaybedince hocasın desteği ile Harezmşahlar tarafından korunmuş sarayda matematik ve astronomi eğitimi almıştır. Onu Harizmşahlar kuşağından matematikçi bilgin Ebu Nasr Mansur korumuştur. Henüz 17 yaşındayken verimli deney ve gözlemler yapmıştır. Özellikle astronomi, matematik, coğrafya, tarih ve eczacılık konularında iyi yetişmiştir. Harezmşah Devleti Me'mûnîler tarafından alınınca Biruni, ana vatanım dediği Harizm'i terk ederek Ziyârîlerin başkenti Cürcan/Gürgan'a gitmiş ve Kâbûs bin Veşmgîr'in hizmetine girmiştir.
BİLİME ADANAN BİR ÖMÜR
Biruni'nin, Kâbûs'un sarayına tam olarak ne zaman gittiği konusu açık değildir. Kendisi, Harizm sarayından ayrıldıktan sonra bir müddet Rey'de bulunduğunu, burada her yönden perişan bir halde olduğunu belirtmekle beraber, süresi konusunda bir netlik bulunmamaktadır. Biruni, Kâbus'a kitap atfetmek onu övmekle birlikte, onun katı kalpliliğinden ve sert mizacından hoşlanmamaktadır. 1009'da davet üzerine Harezm'e dönerek, Me'mûnoğulları'nın hizmetine girmiştir. Biruni'nin ifadelerinden Ebu'l-Abbas'ın kendine çok iyi davrandığı, çalışmalarına zemin hazırladığı anlaşılmaktadır. Biruni'nin bu sarayda devrinin ileri gelen bilginlerinden bazılarıyla tanışma ve bilimsel meseleleri tartışma imkanı da bulmuştur.
GAZNE DÖNEMİ BAŞLIYOR
Biruni, Sultan Mahmud'un, Harizm bölgesini, fethetmesine kadar Cürcan/Gürgan'da kalmış ve çalışmalarına burada devam etmiştir. Biruni'nin bu tarihten itibaren vatanı Gazne'dir, çalışmalarına burada devam etmiştir. Gazneli Mahmud ile hiçbir zaman yakın ilişkileri olmamıştır, ancak sultan bu dehaya saygı göstermiş, tüm imkânlarını seferber etmiştir. 45 yaşında Sultan'ın sağladığı destekle Hindistan'a giderek bu ülkenin bilim ve kültürünü inceleyerek kaleme alma imkânı bulmuştur.
YERKÜRENİN ŞEKLİNİ TESPİT EDİYOR
Biruni'nin Gazze'deki dönemi en verimli zamanı sayılmaktadır. Uzun zamandır hazırladığı Tahdîdu Nihâyet'il Emâkin adlı eserini bu döneme denk gelen 1025 yılında yayınlamıştır. Bu eserin başında yerkürenin şeklini tespit ve yeryüzünü ölçme işlemlerini konu edinen yeni bir bilgi dalı bulup geliştirdiğini yazmıştır. Bu bilim dalının günümüzdeki adı jeodezidir. Eserin dünyadaki tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesinde bulunmaktadır. Astronomi üzerine yazdığı en önemli Kanûn-i Mes'ûdî adlı eserini Gazneli Mahmud'un oğlu Sultan Mesud'a ithaf etmiştir. Biruni’nin yazmış olduğu Hindistan'ı anlatan kapsamlı eseri Tahkiku ma li'l-Hind, kast sisteminden felsefeye, gelenek ve göreneklerden efsanelerine, dil ve coğrafyasına kadar birçok bilgiyi barındırıyordu.
BİR FİL YÜKÜ GÜMÜŞ’Ü REDDEDİYOR
El Biruni, astronomi üzerine yaptığı en iyi çalışma olan El-Kanûn'ül-Mes'ûdî'yi Gazneli Mahmut'un oğlu Mesut'a sunmuştur. Sultan Mesut da bunun üzerine kendisine bir fil yükü gümüşü hediye edince, "Bu armağan beni baştan çıkarır, bilimden uzaklaştırır." diyerek bu hediyeyi geri çevirmiştir.
BİRUNİ’YE GÖRE İNSANLAR NEDEN MUTSUZ OLUR?
Biruni'ye göre mutsuzluğun nedeni: İşte insanlar şu üç nedenden ötürü mutsuz olurlar:
1- İnsan yeryüzündeki yaratıkların en seçkinidir. Ancak insanlar kıskançlık nedeniyle birbirlerinin ellerinde olan nesnelere göz dikerler. Bu da toplumsal huzursuzluğa neden olur.
2- Kendi inancını, mezhebini ve kabilesini ötekilerden üstün görmek, insanlar arasında sürtüşmelere yol açmaktadır.
3- Hurafeler ve boş inançlar, insanlığın gelişmesini önlemekte ve anlaşmazlıklar doğurmaktadır.
İBNİ SİNA İLE İLMİ MÜZAKERE
Biruni'nin, İbni Sina ile ilmi konularda müzakere ve tartışmaları olmuştur. İyi bir araştırıcı olan Biruni, birçok dil bilirdi. Arapça, Farsça, Sanskritçe, İbranice, Yunanca ve Türkçe'nin bazı dialektleri bildiği diller arasındaydı.
Biruni her zaman üstat olarak anıldı, yaşadığı döneme adını verildi. Ortaçağ İslam dünyasının en büyük bilgini olarak anıldı. 30'a yakın bilim dalında çalışmalar yaptı, buluşlar gerçekleştirdi.
Yapılan son araştırmalara göre 1061 yılında vefat etti.
Kendisine ortaçağ eczacılığının babası ismini veren, şifalı bitkilerin ve ilaçların isimlerinin Arapça, Farsça, İbranice ve Yunanca yazılmış olduğu Kitabu's Saydala 1972 yılında Bursa Kurşunlu Cami'nin kütüphanesinde bulundu.
HİNT DÜŞÜNCESİNİN İLK FATİHİ BİRUNİ
Cemil Meriç'in Bir Dünyanın Eşiğinde kitabının girişinde Biruni’yi şöyle anlatıyor: Hint düşüncesinin ilk fatihi Harzemli bir Türk'tür. İslam dünyası ve brahmanlar arasındaki ilk köprü onun eseridir. El- Biruni'den bahsediyorum. Bin yıl önce yaşayan El- Biruni'den. Yeni bir din götürmüşüz Hinde yeni bir dil sunmuşuz. Batı bizden öğrenmiş Hint masallarını Hümayunname Avrupa'nın tüm dillerine çevrilmiş ama biz tanımamışız Hindi.
ESERLERİ
Biruni, 180'ne yakın eser kaleme almıştır. Ancak bunlardan 20 kadarı günümüze ulaşmıştır.
Âsâr-ül-Bakiyye: Bu eserini 28 yaşında iken yazmıştır. Beynelmilel bir kronoloji tarih takvim kültür ve astronomi konularını ihtiva etmekte olupilmi değerini günümüzde bile sürdürmektedir.
Tahkîku mâ lil-Hind: Bu eserini Gazneli Mahmud Han ile birlikte gittiği Hindistan seferlerinde hind dinikültür ve felsefesini sanskritçeyi öğrenip yerinde tetkik etmek suretiyle hazırlamıştır.
El-Kânûn-ül-Mes’ûdî: Astronomik coğrafya demek olan bu eser Bîrunî’nin en büyük eseridir. Bu eseri ciddi önemli bir matematik ansiklopedisi olup devrinin bir çok yeniliklerini ve keşiflerini içermektedir.
Kitâb-üt-tefhîm fî evâili sanâat-it-tencîm: Trigonometri astronomi ve astrolojiye dair hem Farsçahem de Arapça olarak yazdığı büyük eserlerinden biridir. 1934 yılında İngilizce’ye tercüme edilmiştir.
Kitabü’l-Cemahir fi Marifeti’l-Cevahir: Kıymetli taşlar ve madenlerden bahsetmektedir. 23 katı maddelerin özgül ağırlıklarını ve sıcak su – soğuk su arasındaki yoğunluk farkını bu kitapta yayınlamıştır.
Kitâb-üs-Saydalâ: Tıp ve eczacılık konusunda yazdığı ansiklopedik özellikte bir eserdir.Eserde ilaçların ve otların isimleri; Arapça Farsça Yunanca Süryanice Sanskritçe, Hintçe ve Türkçe olarak kaydedilmiş özellikleri açıklanmıştır. Birunî bu eseriyle"eczacılığın babası" ünvanının almıştır.
Taksîm-ül-ekâlîm: Coğrafi bir eserdir.
Ahbâr-ul-Harezm ve Meşâhir-ül-Harezm: Mühendis olduğu kadar da büyük bir tarihçi olan Birunî’nin bu iki eseri Harezm tarihine dairdir.
Târîhu eyyâm-is-Sultân Mahmûd: Bu eser Gazneliler tarihine dairdir.
Târîh-ul-mübayyeze vel-Kâramita: Manihaîler ve Karmitalılar tarihinden bahsetmektedir.
Tenkîh-üt-tevârih: Bir tarihsel eleştiri kitabıdır.
Gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.