İbadete neden ihtiyaç duyarız?

İbadet Allah’a saygı ile boyun eymek ve ve emirlerine itaat etmek demektir. İbadet saygı ve itaatin en yüksek derecesidir. Böyle bir saygı yalnız Allah'a yapılır çünkü bizi yaratan ve çeşitli nimetler vererek yaşatan odur. Öyle ise saygı ve itaatin en yüksek derecesi olan ibadet bütün varlığımızı kendisine borçlu olduğumuz yüce Allah'ın hakkıdır. İbadetin ruhu niyettir. Kalbin bütünü ile Allah'a yönelmesi ve bağlanmasıdır. Ruhsuz beden bir işe yaramadığı gibi bedensiz niyetsiz bir ibadetin de bir değeri yoktur. Bu sebeple hem beden hem de ruhla yani bütün varlığımızla şuurlu olarak ve samimi bir niyetle yapılması esastır. Peki, ibadete neden ihtiyaç duyarız?

İBADETE NEDEN İHTİYAÇ DUYARIZ?

Bizi yoktan var eden yüce Allah vücudumuzu gören gözler işiten kulaklar gibi mükemmel organlar ile donatmış, diğer canlılardan farklı olarak bize akıl ve fikir vererek varlıklar arasında seçkin bir duruma yükseltmiştir. Kuranı Kerimde şöyle buyrulmaktadır: “Ey Muhammed de ki sizi yaratan sizin için kulaklar gözler ve kalpler var eden odur. Ne az şükrediyorsunuz.” Bunlardan başka hayatımızı devam ettirebilmemiz için içtiğimiz sudan tenefüz ettiğimiz havaya kadar bize sayılamayacak derecede nimetler ihsan etmiş, kainattan bir çok varlığı emrimize ve hizmetimize vermiştir. İşte ibadet Allah'a onun yüce zaatına yaraşır bir şekilde en üstün saygının gösterilmesi ve bize verdiği sayısız nimetlerine karşı kendisine borçlu olduğumuz teşekkür görevinin yerine getirilmesidir. İnsanın böyle bir davranışta bulunması yaratılışının gereğidir. Doğru düşündüğümüz taktirde vicdanımızda bize bunu emreder.

Hz Aişe r.a. diyor ki: “Peygamberimiz mübarek ayakları şişinceye kadar geceleri ibadet ederdi.” Bunun üzerine kendisi, “Ey Allah'ın rasulü geçmişte ve gelecek günahların bağışlandığı halde niçin böyle yapıyorsun” diye sorulduğunda “Rabbime şükredici bir kul olmayayım mı” diye cevap vermiştir.

Allah'ın emri olan ibadet dini bir görevdir. Allah'ın kulları üzerindeki hakkıdır. İbadet Allah'ın emri ve peygamberimizin öğrettiği şekilde yapılması gerekir. Bu sebeple ibadetlerde azaltma veya çoğaltma olmayacağı gibi herhangi bir değişiklikte söz konusu olamaz.

Haber Merkezi / www.gazeteilksayfa.com