Savaşta adil olmak ya da olamamak
Dünya'da günümüzün teknolojik çağında herşeyin üst seviyelerde geliştiği bir dönemde açlıkla savaşmak nasıl bir adalettir?
21. YY'da ekmek bulmanın zorluğundan bahsetmek insanlık için ne onur kırıcı bir durumdur. Kimisi zenginlikten para arsızı olurken kimisi ekmek bulma telaşıyla hayatta kalmaya çalışmakta. Kimi gezip, tozup, gününü gün ederken, kimisi de savaşlar içinde kalmış minik bebek cesetlerini aramakta. Kimi elinde telefonla Dünya'daki yaşanan savaşı izlerken kimisi de o savaşın göbeğinde ölümle baş başadır.
Dünya'nın acımasız olduğu, gerçeklerin bu kadar can yaktığı bir yüzyılda teknoloji gelişse ne olur ki? Açlıkla savaşan, bebek cesetleri ile dolup taşan sokakları hangi teknoloji kurtarır ki? İnsanlık susmuş üç maymunu oynarken Dünya'da vicdan, merhamet, iyilik, kardeşlik cayır cayır yanıyor. Yanan insanlık içine minik masum bedenleri de alıyor.
Kim bu yapılanları görmezden gelip de her şey normalmişçesine davranabilir ki? Ya da kim bilebilir ki yarın bürgün aynı durumda bizlerinde olmayacağını? Gazze... İnsanlığın göz göre göre yandığı yer. Kim unutabilir Gazze’de yaşanılanları. Susmak herkese daha cazip geldi ki bütün Dünya bu savaşı izliyor. İzlenilen savaş o kadar zalim ki sonuçları gün be gün katlanarak artıyor. Nereye kadar sürecek, nasıl devam edecek kimse bilmiyor.
Bilinen şu ki masum insanlar her gün can veriyor. Merhametin bittiği tamamen kötülük üzerine kurulmuş bir savaş bu. İnsan haklarının bittiği veya görmezden gelindiği bir savaş. Artık çocuklar ölmesin istiyorum. Bizlerin çöpe attığı ekmeği oradaki kardeşlerimizin bulmak için verdiği mücadele görülsün ve herkes eşitlensin artık. Kimse açlıktan, susuzluktan ölmesin. Umarım bu savaş biter ve Gazze eski günlerine döner. Saygılarımla

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.