İslam'da saygı ve sevginin çınarları: Yaşlılar ve yetimler"
Türk ve İslam töresine göre yaşlılara bakmak geleneksel anlamda önemlidir. Özde, saygıyı ifade eden yaşlıya hürmetin yanı sıra önemli bir konuda yetimlere bakmak ve yetim hakkı gözetmektir. Peki, Yaşlılara saygı nedir? Yetimlere bakmak sevap mı?
İslam dini, büyük ya da küçük her insanı saygıya layık görmüş, yaşlılara hürmet etmeye ise ayrı bir önem vermiştir. Bu günün gençleri yarının ihtiyarlarıdır. Bu nedenle bir Müslümanın kendinden yaşça büyük olanlara hürmet etmesi gerekmektedir. Nitekim Hz. Peygamber, bir hadisi şerifinde “Küçüğüne şefkat göstermeyen ve büyüğümüze saygı göstermeyen bizden değildir” buyurmuştur. Öte yandan Allah, yetimleri koruyup gözetmeyi, himaye etmeyi, onlara sahip çıkmayı ve Allah'ın bir emaneti olarak bakmayı yetimlerin yakınları olmak üzere bütün müminlere görev vermiştir.
Yetimlerle ilgili önemli husus olarak; mallarına karşı takınılacak tavır konusudur. Yetim denince akla her bakımdan korumaya muhtaç yetimler gelse de durum her zaman böyle olamamaktadır. Bazen de yetimin ekonomik durumu iyi olmaktadır. Bu durumda onun malının korunması da söz konusu olmaktadır. Peki, Yaşlılara saygı nedir? Yetimlere bakmak sevap mı? Tüm detaylar haberimizde:
YAŞLILARA SAYGI NEDİR?
Yüce Allah'ın bize koyduğu kanun gereği insan doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildirilmiştir: “Allah sizi güçsüz olarak yaratan, sonra güçsüzlüğün ardından bir güç veren, sonra gücün ardından bir güçsüzlük ve yaşlılık verendir. O dilediğini yaratır. O hakkı ile bilendir. Hakkı ile kudret sahibidir.”
Mevlana hazretleri bir gün meclisinde bir gencin ihtiyarların yanında oturuş şeklini doğru bulmadı. O gence bir şey söylemeden Hz. Ali’nin sabah namazına giderken önünde yürümekte olan Hristiyan bir ihtiyarın yaşına hürmeten önüne geçmediğini, bu sebeple namaza geç kalınca birinci rekâtın rükünde Cebrail’in Resulullah’ın sırtına lütuf ile elini koyup durdurduğunu ve Hz Alinin yetiştiğini anlatıp buyurdu. Hristiyan ihtiyara hizmet edilince Müslüman ihtiyara daha çok hürmet edilir.
Ömrünü İslam’a hizmet ile geçirmiş ihtiyarlara saygı hürmet gösteren gençlerin, Allahu Teâla katında ne kadar yüksek mertebe kazanacağını düşünmelidir. Bu nasihati dinleyen genç, mükemmel bir ders alıp bir daha büyüklerinin yanında edebe aykırı davranmadı. Peygamber Efendimiz, yaşlılara hürmet eder ashabının da hürmet etmesini isterdi. Rahmet ve bereket vesilesi ihtiyarların varlıklarından rahatsız olamamak, hayatını feda eden anne ve babaları yaşlılıklarında yalnız bırakmamak, onlardan sıkılıp bir şekilde kurtulmaya çalışmak, hiç bir Müslüman’a yakışmayacak davranışlardandır.
YETİMLERE BAKMAK SEVAP MI?
Kur’an, yetimin malına dokunmayı ateş yemek olarak değerlendirir. Peygamber Efendimiz, “Siz fertlerin ve milletlerin mahvına sebep olan mührik yedi günahtan sakınınız” buyurmuştur. Sahabe efendilerimiz bunlar hangileridir diye sorunca; Peygamber Efendimiz “Allaha şirk koşmak, büyü yapmak, Allah’u Teâlâ’nın katlini haram kıldığı kimseyi öldürmek, tefecilik yapmak, yetim malı yemek, düşman ile muhabere yapılırken kaçmak, namuslu bir kadına zina isnat etmektir” buyurdu.
İslam’dan önceki toplumlarda yetimler itilip kakıldığı gibi çeşitli yollarla onların mallarına da sahip olmaya çalışılırdı. Yüce Allah, “Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar. Zaten onlar çılgın bir ateşe yani cehenneme gireceklerdir. Rüştüne erinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın” buyurmuştur. Şu halde imanın verdiği yükümlülükle yüreğinden kopup gelen derin bir şefkat duygusu ile bir yetimi kucaklayıp bağrına basan, başını okşayan, ona yalnızlığını ve yetimliğini unutturmaya çalışan bir kimse, ilahi rahmet sığınağı altında yıkanmış ve günahlardan arınmış olmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.