Teknoloji açığı kapanırsa ekonomi canlanır
Sanayi ve Teknoloji İş Birliği Kurulu’nun İş ve İnşaat Makineleri Sektörü Değerlendirme Toplantısı, OSTİM Teknik Üniversitesi’nde yapıldı. ASO Başkanı Özdebir, “Teknoloji açığı kapanırsa cari açık da kapanır" dedi.
OSTİM Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Ankara Sanayi ve Teknoloji İş Birliği Kurulu’nun (SANTEK), İş ve İnşaat Makineleri Sektörü Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda taraflardan alınan fikir ve önerilerle sektörün sorunları değerlendirilerek küresel bir ivme amaçlandı. Toplantıda konuşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Bugün Türkiye’nin iki tane açığı var. Bu iki açık birbirini besliyor. Birincisi teknoloji açığı diğeri de cari açığımız. Teknoloji açığımızı kapatırsak daha yüksek kaliteli, daha yüksek katma değerli ürünler üretip daha fazla ihracat yaparak, cari açığı da kapatabiliriz. Bütün amacımız daha çok üretip, daha yüksek katma değerde üretip, daha fazla ihracat yaparak, Türkiye’nin her yıl cari açık verip başkalarının tasarruflarına muhtaç olmayacak, el açmayacak şekilde ekonomik bağımsızlığını kazanabilmesidir” dedi.
SEKTÖRE KÜRESEL İVME KAZANDIRILACAK
Değerlendirme toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştiren Ankara Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Muhammed Polat, “SANTEK çalışmaları kapsamında düzenlenen iş makineleri sektör buluşmasına hepiniz hoş geldiniz. Sanayi ve Teknoloji İş Birliği Kurulu (SANTEK) olarak burada yapılacak çalıştayda taraflardan alınan fikir ve önerilerle sektöre küresel düzeyde ivme kazandırılması amaçlanmaktadır. Başkentimizin canlanan sanayi alt yapısı, birçok ulusal ve uluslararası şirketin dikkatini çekmektedir. Dolayısıyla son 10 yılda Ankara sürekli bir yükseliş eğilimi göstermektedir” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Polat, “Ankara ilinin temel cazibe nedenleri endüstri ve sanayi bölgeleri, Teknokentleri, teknoloji transfer ofisleri, sektör kümeleri, bilgi merkezleri, araştırma merkezleri, bilim parkları ve kampüsleri ve lojistik merkezleridir. Bu kapsamda sanayileşmek amacıyla Mamak Organize Sanayi Bölgesi etüt çalışmalarımız yapılmakta olup yatırımcı talep formları toplanmaktadır. Ayrıca Ankara Sanayisinin oluşturduğu atıkların ekonomiye geri kazandırılması için Ayaş ilçesi Gökler mahallesinde Anadolu Geri Dönüşüm Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarımız başlamıştır” şeklinde konuştu.
YÖNETME KABİLİYETİNE SAHİP ÜLKEYİZ
“Ankara inşaat ve ağır makine sektörünün ana tedavisidir” ifadesini kullanan Polat, “Sektördeki firmalar bu anlamdaki ülke talebinin %80’den fazlasını karşılamaktadır. Ankara iş ve inşaat makineleri kümesindeki toplu rekabet ile inşaat ve ağır makine sektörünü bir adım öne çıkarmaktadır. İş yapabilme kabiliyetlerine göre Türk müteahhitleri dünya sıralamasında üst sıralarda yer almaktadır. Ancak Türkiye iş makineleri imalat sektörü dünya sıralamasında müteahhitlik sektörüne göre daha geri planda kalmaktadır. Türk müteahhitlik sektörünün dünya sıralamasında üst sıralarda yer almasının nedeniyle ülkemiz iş makineleri talebini yönetme kabiliyetine sahiptir. Bu kabiliyeti ülkemiz üretimin artırılması yönünde kullanılmak mümkündür. Ülkemizin lojistik üstünlüğü, talebi yönetme kabiliyeti ve dünyada artan uluslararası politik önemi nedeniyle iş makineleri imalat sektörünün dünya ölçeğinde daha ileriye taşıma imkânı bulmaktadır. Bu doğrultuda ilimizden de markalaşma sürecini tamamlamış, yüksek marka değerine sahip, küresel ölçekte sektörü temsil eden yerli ve milli firmalar çıkarmak mümkün olacaktır” dedi.
Toplantı içerisinde yapılacak çalışmalarla iş makineleri sektörünün mevcut sorunlarının ele alınıp çözümü için konuşulacağına değinen Polat, bu çalışmanın hem ülkemize hem de başkente değer katacağını düşündüğünü dile getirdi. Polat, yapmış olduğu konuşmadan sonra sözü OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın’a bıraktı.
ÜNİVERSİTE, SANAYİ VE KAMU ÜÇGENİ
Başkan Aydın, “Bugünkü yapacağımız toplantının ülkemize, vatanımıza, milletimize hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum. Üniversite, sanayi ve kamu iş birliği ile somut olarak görebileceğimiz bir ortam oluşmuş vaziyette. Bu aslında kitaplarda, makalelerde, değişik ortamlarda çok tartışılan, çok yazılıp çizilen bu üç grubun bir araya gelerek bir sinerji oluşturması, ülkenin sorunlarına çözüm üretmesi hep söylenen bir durum ama bunu hayata geçirmek farklı. Biz gerek üniversite gerek sanayi gerek kamu kurumları olarak bizim üçgenimiz bu. Bu üçü bir araya gelmediği sürece firmalar burada ağzıyla kuş tutsa gidebileceği yerler çok sınırlı. Kamu politikaları bizimle beraber konuşmazsa onlarında yaptığı politikalar sahaya inmez. Üniversitemizde sanayinin ihtiyaçlarını, sanayinin beklentilerini, sanayinin sorunlarına çözüm odaklı çalışmalar yapmazsak onların emekleri de boşa gider. Dolayısıyla bu hepimizin birlikte bulabileceği çözüm ülkemizin ve sektörümüzün kalkınması için gerekli. Bu etkinliğinde buna yol verecek önemli bir etkinlik olduğunu düşünüyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
“TÜRKİYE’NİN İKİ AÇIĞI BULUNUYOR”
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, sözlerine şu şekilde başladı: “ Bugün Türkiye’nin iki tane açığı var. Bu iki açık birbirini besliyor. Birincisi teknoloji açığı diğeri de cari açığımız. Teknoloji açığımızı kapatırsak daha yüksek kaliteli, daha yüksek katma değerli ürünler üretip daha fazla ihracat yaparak, cari açığı da kapatabiliriz. Zaten hükümetimizin de almış olduğu, son yıllarda uygulamış olduğu politikaların da temelinde bunun olduğunu görüyoruz. Bütün amacımız daha çok üretip, daha yüksek katma değerde üretip, daha fazla ihracat yaparak, Türkiye’nin her yıl cari açık verip başkalarının tasarruflarına muhtaç olmayacak, el açmayacak şekilde ekonomik bağımsızlığını kazanabilmesi lazım” diye konuştu.
EL BİRLİĞİYLE BAŞARI GELİR
Özdebir, “Ekonomik bağımsızlık tıpkı kurtuluş savaşımız gibi hep birlikte, el birliğiyle üzerinde çalışarak, çaba sarf etmememiz ve fedakârlıklar yapmamız gereken bir savaş. Burada bazen teknik yetersizliklerde, bazen referans eksikliğinde, satın almalarda belediyelerimiz, diğer kamu kuruluşları bazen marka bağımlılığı diyebileceğimiz malları tercih ediyorlar. Hâlbuki onların Türkiye’de tercih etmedikleri birçok ürün dünyada birçok ülkedeki pazar liderliklerini götürmelerine rağmen maalesef Türkiye’de yeteri kadar tanınamıyoruz. Bazılarının dünya pazarından kendi adlarına almış oldukları pay Türkiye’nin dünya pazarından almış olduğu payın üstünde. Bu anlamda özgüvenimizi kazanmamız, yerli malına güvenmemiz, onu sonuna kadar takip edip o ürünü başarılı hale kavuşturmak da bu savaşın bir parçası olması gerekiyor” dedi.
Buket Beslen / İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.