Kâbe'nin tarihi dönüm noktaları: Ebrehe'nin salgısından zemzem kuyusuna

Kâbe, İslam’ın simgesi ve Mekke'nin kalbi olarak, tarih boyunca birçok önemli olaya sahne olmuştur. Ebrehe'nin Kâbe'ye yaptığı saldırı, İslam’ın doğuşundan önceki dönemdeki büyük bir dönüm noktasıydı. Aynı zamanda, Zemzem Kuyusu'nun temizlenmesi gibi dini ritüeller de bu kutsal alanın önemini pekiştirmiştir. Bugün, Kâbe'ye hizmet eden ve vazifelerini yerine getiren kişiler, bu tarihi mirası yaşatarak İslam dünyasına rehberlik etmektedir.

MEKKE VE KÂBE

Arabistan yarımadasının eskiden belli en önemli ve kutsal şehri mekkedir, Mekke kızıl denizden 80 km kadar içeride bulunur dağların ve yolların kavşağıdır kabeyi bugünkü bulunduğu yere Hz İbrahim ve oğlu İsmail bina etmişlerdi. Kabe ibadet evi olarak kullanılırdı ancak sonraları Araplar oraya taptıkları putları doldurdular etraftan gelen ziyaretçiler bunlara kurban takdir ederlerdi, Mekke aynı zamanda yavaş yavaş bir ticaret merkezi de oldu kabeyi ziyaret için gelenler ticarette yaparlardı Mekkeden yemene ve suriyeye ticaret kervanları gidip gelirdi. Cahiliye döneminde insan haklarına riayet yoktu köleler esirler acınacak bir halde idiler kadınlar birçok haklardan mahrumdu.

KABEDEKİ VAZİFELER

Kabe, Araplarca kutsal olarak tanındığından oradaki vazifelerde o derece önemli sayılırdı. Kabe’ye bakma vazifesi Hz İsmail’in sülalesine aitti. Bu vazifeler şunlardır; Hicabet yani Kabenin anahtarlarını elinde bulundurmak sıkaye, Kabeyi ziyarete gelen hacıların suyunu tedarik etmek, zemzem suyuna bakmak rıfade, gelen hacıların konuklayıp ağırlamak onları barındırmak nedve; toplantılara başkanlık etmek kilabın oğlu kusay darun nedve adlı bir dernek kurdu kureyşliler burada toplanır önemli işleri burada görüşüp burada konuşurlar barış ve savaş meselelerine burada karar verirlerdi liva; Bayraktarlık vazifesi savaş zamanlarında bayrağı taşıyan vazifeler bulunurdu kiyade; Kumandanlık demektir bu sayılan vazifelerin hepsi bir şeref sayılırdı bunlar Hz Muhammed (s.a.v) in soyundan toplanmıştı.

ZEMZEM KUYUSUNUN TEMİZLENMESİ

Hacıları sulama ve konuklayıp ağırlama işlerine muttalip bakıyordu onun ölümünden sonra bu iş Abdul muttalibe kaldı sulama işi güçtü çünkü zemzem kuyusunun dolduğundan su alınamıyordu, mekkenin etrafındaki sulardan su getirebilmek lazım geliyordu onun için abdul muttalibin zemzem kuyusunun yerini bulup temizlemesi icap ediyordu çünkü vakti ile cürhüm kabilesinden mutad mekkeye düşman saldırınca kıymetli eşyayı zemzem kuyusuna atmışlar üzerine de taş toprak doldurup yerini belirsiz etmişlerdi nice yıllar böylece kaldı. Abdul muttalip oğlu harisle kuyuyu temizledi içinden kılıçlar zırhlar altından yapma geyik suretleri çıktı kuyu temizlenince eskisi gibi bol bol su kaynamaya başladı. Abdul muttalibin bu hizmeti çok makbule geçti abdul muttalibin 13 oğlu vardı içlerinden 5 i tarihte meşhurdur ebu talip, Abdullah, Hamza, Abbas ve ebu lehebdir.

EBREHENİN KABEYE SALDIRISI

Kabenin Araplar arasında önemli yeri vardır dince kutsal sayılmasından bulunduğu Mekke arabistanın ticaret merkezi olmuştur. Her taraftan insanlar akın akın buraya geliyor buraya panayırlar kuruluyordu. Halkı buraya çeken kabe-i Muazzama idi yemene hakim olan Habeş valisi ebrehe sanada bir tapınak yaparak Arapları oraya çekmek istedi ise de muvaffak olamadı nihayet kabeyi ortadan kaldırmaya karar verdi Habeşlilerden topladığı bir ordu ile mekkeye yollandı ordunun önünde büyük bir fil bulunuyordu savaşta fil kullanmak adeti eskidir ebrehenin kabiy yıkmaya geldiği haberi Araplar arasında duyuldu yer yer ebreheye karşı durmak isteyenler çıktı fakat dayanamadılar bu derme çatma gruplar ebrehenin ordusuna esir oldular ebrehe mekkeye yaklaştığı zaman süvarilerden birini keşif için ileri gönderdi bunlar kureyşlilerin mallarından ne buldularsa yağma edip ebreheye getirdiler yağma edilen mallar arasında abdul muttalibin 100 devesi de vardı Mekkelilerden bir heyet ebreheye ricace gitti başta abdul muttalip bulunuyordu ebreheye niçin geldiklerini sordu abdul muttalip alınan malların geri verilmesini istediklerini istedi bunun üzerine ebrehe ben sandım ki kabeyi yıkmayayım diye ricaya geldiniz siz ise develerinizin derdindesiniz abdul muttalip ebreheye şu cevabı verdi ben develerin sahibiyim ve onları istiyorum kabenin sahibi var o korur dedi .