Övgü

Övgü

İyi ve güzel hallerin beğenilerek anlatılmasına övgü denir. Övgünün zıddına yergi denilir. Bir başka ifade ile övgüye medih, yergiye de zem denir.

Zem veya yergi, insanın kötü hallerinin anlatılması demektir. Her iki huyun kendine göre ölçüleri vardır. İnsanları yaptıkları şeylerden dolayı göklere çıkarmak ne kadar yanlışsa, aynı şekilde onları yaptıkları kötü şeylerden dolayı yerin dibine geçirmek de o kadar yanlıştır. Övgü ve yergide belli bir sınırın korunması her zaman için gereklidir. Esasen övgü güzel bir kavramdır. İçi sevgi ve güzelliklerle doludur. İnsan ondan zevk alır. Faydası ve yararı vardır. Övülmeye layık kimseleri övmek, toplum içinde kişinin değerinin artmasına vesile olduğu gibi, diğer insanlar tarafından örnek alınmasına da sebep olur.

Toplumlar, fazilet sahibi iyi insanlar sayesinde ayakta durur ve bu bakımdan sevgiye layık insanların sevilmesi, medhu sena edilerek toplum içinde itibarlarının yükseltilmesi güzel bir davranıştır. Yeryüzünün dağlar sayesinde çalkalanmaktan kurtulup savrulmadığı gibi, toplumlar da iyi insanlar sayesinde ayakta durur, savrulmaktan kurtulur. Onlar toplumların denge unsurudur. Onlar sayesinde insanlar huzur bulur, mutlu olurlar. Bu bakımdan sevgiye layık insanların sevilmesi, övgüye layık olanların övülmesi gerekir.

Peygamberler övgüye layık insanların başında gelir. Hak Teala onları övmüş, insanlara örnek olarak göstermiştir. Onlar en olgun ve en kamil insanlardır. Edep ve ahlak bakımından her şeyin zirvesinde olan, içi dışı tertemiz adamlardır. Onlar Allah'a en yakın olan seçkin kişilerdir. Bilinmeyen gayb alemi ile ilgili haberi ancak onlar getirirler. Hiç kimse onların getirdiği yerden su getiremez, getirmeye gücü yetmez. Onların daldığı hakikat denizine kimse dalamaz, dalmaya cesaret edemez. Hiç kimse onların söylediğini söyleyemez, konuştuğunu ifade edemez. Onların ilimleri mekteplerde, medreselerde öğretilmez. Onlar özenle seçilen ahiret erleridir. İnsanlığın en büyük hidayet önderleri, ahlak öğretmenleridir.

Hak Teala onlar hakkında "Onlar Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir, sen de onların hidayetine uy" buyurmuştur. Peygamberler güneş gibidirler. Onlar olmadan hiçbir yer aydınla-namaz. Onlar olmasaydı insanlar cehalet karanlıklarında şaşırır kalır, ilmin aydınlığına çıkamazlardı. Onlar olmasaydı insanlar dalalet içinde yuvarlanır giderler, hidayet nuruna eremezlerdi. Hak Teala kullarına acıdı da onlara hidayet kılavuzları olarak peygamberlerini gönderdi. Onlar Allah'ın doğru yolu gösterdiği, nimetler verdiği kimselerdir. Onlar Allah adamlarıdır. Kendilerini ona adamışlar, ona bağlanmışlardır. Kendilerine onun ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanan kulluk abideleridir.

Peygamberler içinde Adem ile Nuh alemler üzerine seçkin kılınanlardandı. Eyyub ile Yusuf kendilerine doğru yol gösterilenlerdendi. Zekeriyya, Yahya, Isa ve İlyas da hidayet olunanlardandı. Hepsi Allah'ın salih kullarındandı. Elyesa, Yunus ve Lut da hidayete erdirilenlerdendi. Onların hepsi alemlere üstün kılınmıştı. İdris ve Zülkifl de sabredenlerdendi. Onlar ilahi rahmet içine alınan, gerçekten salih insanlardandı. Musa da peygamberlikle ve Allah'ın kelamıyla insanlar üzerine seçkin kılman kullardandı. Süleyman kendisine hüküm ve ilim verilenlerden, güzel bir kuldu. Seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi. İbrahim ailesine kitap ve hikmet verilmiş, aynı zamanda onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan edilmişti. İsmail de vadine sadık bir kuldu. Ailesine ve çevresine namazı ve zekatı emreden Allah katında hoşnutluğa erenlerdendi. İdris de çok sadık, özü sözü doğru bir peygamberdi.

 Yazar
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.