Konuşmak ve özgüven

Konuşmak ve özgüven

İnsan ilişkileri arasında en önemli anlaşma biçimi konuşaraktır. Konuşmak pek çok ifade biçiminin başıdır. İnsanlar konuşmanın verdiği hazzı susarak alamıyor. Bir konuda fikri olan da olmayan da konuşmadan yana.

Susup da bu konuyla ilgili bir fikrim yok diyen nadir bulunur. Çünkü çok konuşan bizim ülkemizde daha bilgili. İster doğru konuşsun ister yalan bu kanıyı kimse değiştiremez. Çocuklarımıza büyüme çağındayken ebebeyn olarak hep konuş, kendini ifade et, özgüvenli ol diye hep konuşması gerektiğini öğretmiyor muyuz. Konuş oğlum ki öz güvenin gelsin. Hiç kimse demiyor ki evladım çok konuşmak değildir doğru olan az ve öz konuşmaktır gerçek olan. Çünkü diyemeyiz bizler yapmıyoruz ki çocuklarımıza doğru olanı söyleyelim.

Konuşayım da hangi konu olursa olsun. Bir kalabalık ortama girdiğin zaman o ortamda illaki bir geveze - kaba tabirle- çıkıyor. Sürekli konuşan hiç susmayıp milleti kendine hayran bakışlarla baktıran bir kişinin anlattığı ister doğru olsun ister yalan amacına ulaşmış ve çevresi tarafından gıptayla karşılanmış. Birisi de çıkıp da ya bu adam ne anlatıyor, doğru söylüyor ya da yalan söylüyor demiyor. Çünkü konuşanın özgüveni yüksektir. Özgüveni yüksek bir kişi de laf cambazlığıyla seni uyaran kişiyi çok rahat alaşağı eder.

Artık kalabalık ortamlarda bilimden, ilimden, bilgiden, gazeteden, haberden bahsetme işleri çoktan geçmiş, şimdi konuşulan konular hayatlar gibi tamamen sanal dünya üzerine. Bu sanal dünya o kadar avını kendi cephesine çekiyor ki bir kitaptan öğrenilecek bir bilgi yerine kendi dünyasındaki bilginin doğruluğunu insanlara çok çabuk kabul ettiriyor.

Doğruluğu ispatlanmamış ama sanal âlemde yazıyor diye herkesin doğru kabul gördüğü şeyler de bizleri yükseltmek yerine yerin dibine sokuyor. Kitap okuyan bir kişi ile iki sohbet etmek artık çok afaki bir durum. Şimdiki neslin kitabi sadece elindeki telefonları. Bilgi paylaştıkça güzelleşir ve anlam bulur ama bu tarz yayılan bir bilgi güzellik getirmez. Aynı boş konuşan bir insanın kendindeki özgüveni gibi. Çünkü özgüveni yüksek ama aslında hiçbir bilimle işi olmamış, kitabın sayfasını koklamamış, kütüphaneye yolu düşmemiş bir kişi yapabilir bu sanal dünyadaki doğruluğu.

Gençlerimiz bir sanal ortamdan sosyalleşmenin peşinde savrulup giderken geriden gelen nesili nasıl yok ettiklerinin farkında değiller. Bilim bir milletten kopmuşsa orda cahilliğin özgüvenle birleşmesi sonucu doğan yeni doğrular! Çıkar. Kimseye faydası olmayan ama konuşmak için ultra lüks konu üreten bir dünya. Konuşmak için konuşan bir kişi kendini komik duruma düşürmez mi sizce de? Hiçbir konu ile bağlantım yok ama öyle bir özgüvenim var ki o konuyla tez bile yazarım dercesine. Ağlanılacak halimize gülüyoruz. Umarım bu doğru adı altında yanlışların kol gezdiği bu dünyadan kopar da belki bir sayfa kitap okursunuz. İnanın bir sayfa kitap okumak daha kolay. Sizin onca entrikalı doğrularınıza göre. Saygılarımla

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.