Fazıl Ahmet Paşa kimdir?

Fazıl Ahmet Paşa kimdir?

Fazıl Ahmet Paşa kimdir, hangi dönem yaşadı, Osmanlı Devleti’nde hangi görevlerde bulundu, başarısını neye borçlu? Köprülü Mehmed Paşanın nesi olur?

Osmanlı Devleti’nde en fazla sadrazamlık vazifesi yapan üç isimden biri olan, Fazıl Ahmet Paşa’nın hayatını sizler için derledik… 

Fazıl Ahmet Paşa kimdir, hangi dönem yaşadı, Osmanlı Devleti’nde hangi görevlerde bulundu, başarısını neye borçlu? Köprülü Mehmed Paşanın nesi olur?

İşte cevabı:

Köprülü Mehmed Paşanın büyük oğlu olan Fazıl Ahmet Paşa, 1635 yılında Vezirköprü kasabasında doğdu. Yedi yaşında İstanbul’a geldi ve burada medrese tahsilini meşhur Karaçelebizade Abdülaziz Efendiden alarak mezun oldu. On altı yaşındayken müderris oldu ve yirmi iki yaşına gelince Sahn-ı Seman Medreselerine müderris tayin edildi. Sonra babası tarafından ilmiye sınıfından ayrılması istendi ve 1659 tarihinde vezirlikle Erzurum valiliğine gönderildi. Daha sonra Şam ve Halep valiliklerinde bulunan Fazıl Ahmed Paşa, babasının hastalanması üzerine, ona vekalet etmek üzere Edirne’ye çağırıldı. 

15 YIL SADARETTE KALDI

Fazıl Ahmet Paşa, 1661 yılında babasının ölümü ile 26 yaşındayken veziriazamlığa getirildi. Aralıksız 15 sene sadarette bulundu. Bu süre ile Çandarlızade Halil Hayreddin Paşa ile oğlu Çandarlızade Ali Paşadan sonra Osmanlı tarihinin en çok iktidarda kalan sadrazamı oldu.

SEFERLERDE 9 YILI GEÇTİ

Ahmed Paşanın on beş sene süren sadaretinin dokuz senelik bir devri cephelerde muharebeyle geçti. Üç sene Avusturya ile Macaristan’da ve iki buçuk sene Venediklilerle Girit’te ve üst üste üç sene de Lehistan’da savaştı. Osmanlı Devletine parlak zaferler kazandırdı.

fazil-ahmet-pasa.jpgGENÇ YAŞTA VEFAT ETTİ

1676 yılında padişahla beraber Edirne’ye giderken yolda hastalandı ve hastalığı ağırlaşarak yola devam edemedi. Ergene civarında, Karabiber çiftliğindeyken 3 Kasım gecesi 43 yaşında olduğu halde vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Divanyolu’nda babasının yanına defnedildi.

MÜTEVAZİ VE CÖMERTTİ

Tarihî kaynaklara göre Fâzıl Ahmed Paşa, hal ve tavırlarıyla oldukça mütevaziydi. Çok düzgün konuşur, karşısındaki kimseyi kolaylıkla ikna ederdi. Cömertti. Haksızlığın büyük düşmanıydı. Çabuk kavrayışlı, metin muhakemeli, işlere kısa yoldan gitmesini bilen ve meselelere vakıf bir şahsiyetti. İhtiyatlı konuşur, gevezelikten hoşlanmazdı. Yapamayacağı şeyleri ima yoluyla da olsa, vadetmezdi. Fazıl Ahmed Paşa, fikir ve mütalaaya kıymet verir, söz dinler, tecrübeli adamların fikirlerinden istifade eder ve sonra harekete geçerdi. Muharebelerde askerin gayretini arttırmak için esir ve belli sayıda kelle getirene yirmi kuruş bahşiş vermekte idi. Fazıl Ahmed Paşa, hemen hemen bir altının dörtte biri veya yarısı olan bu parayı tamamen kendi kesesinden sarf ederdi. Bir gün kethüdâsı kendisine: “Bu ihsana sel gibi akça olsa yine dayanmaz!” demesi üzerine: “Ya bizim akçemiz ne gün içindir. Hepsi böyle günlere fedA olsun. Eğer kifayet etmezse, ödünç alır yine veririz.” cevabını vermişti.

DEVLETİN HER KÖŞESİNE HAYIR ESERİ

İlmiye sınıfından yetişen FAzıl Ahmed Paşa, fıkıh ve kelâmda alimdi. Yazısı güzel olup, sülüs ve nesih yazısını, meşhur hattat Derviş Ali’den öğrenmişti. Hocası kendisini ziyarete geldiği zaman elini öper ve makamında yanına oturturdu. Paşa, Devletin her yerinde hayır eserleri yaptırdı. Bunlar arasında Divanyolu’nda kütüphane ve Dârülhadis, Uyvar Kamaniçe ve Kandiye’de cami, İzmir ve Çemberlitaş’taki han en önemlileridir.
 

 

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.