Bu haber dili yanlış!
2003'te şizofreni tanısı konulan İlkay Yıldırım, şizofren hastalarına karşı medyada kullanılan olumsuz dili eleştirerek, "'Bir şizofren annesini, babasını kesti' şeklindeki haberler bizi üzüyor. Şizofrenler katil değildir." dedi.
2003 yılında şizofreni tanısı konulan ve tedavi sürecine devam edilen üniversite mezunu İlkay Yıldırım, hastalığıyla ilgili Habervaktim'e açıklamalarda bulundu. Bu hastalığın toplum tarafından tam olarak bilinmediği için şizofreni hastalarına karşı olumsuz bir tutumun olduğuna dikkat çeken Yıldırım, şizofreni hastalığına karşı insanları daha bilinçli olmaya çağırdı.
Bazı medya kuruluşlarının şizofreni hastalarına karşı kullandığı olumsuz dili de eleştiren Yıldırım, "Haberlerde sürekli 'Bir şizofren annesini, babasını kesti' şeklinde kişinin hastalığını ön plana çıkararak olumsuz haberler yapılıyor. Bu damgadan ben çok rahatsızım. Böyle olmadığının aslında herkes farkında. Biz katil değiliz. Haberlerde şizofrenleri kötüleyici bir dil kullanılınca toplum şizofrenlerin katil olduğunu düşünüyor ve bize karşı tedirgin yaklaşıyor. Bu konuya çok dikkat edilmesi gerekiyor" dedi. Şizofreni hastalarının da bir insan olduğunu hatırlatan Yıldırım'la yaptığımız söyleşi söyle:
Kendinizden bahsedebilir misiniz?
Adım İlkay Yıldırım. Kırıkkale Üniversitesi matematik bölümü mezunuyum. Ankara'da yaşıyorum.
2003'TEN BU YANA TEDAVİ GÖRÜYOR
Bu hastalığa nasıl ve ne zaman yakalandığınızı anlatır mısınız?
Üniversitede okurken son dönemimde hastalığım alevlendi. Nasıl olduğunu anlayamadım, hasta olduğumun farkında bile değildim. Daha önce hiçbir rahatsızlığım yoktu normal hayatıma devam ediyordum. Mezun olmamın ardından Ankara'da bir dershanede stajyer öğretmenlik yaparken diğer öğretmen arkadaşlarım kendi kendimle konuştuğumu, güldüğümü söylediler. Ailemi çağırarak beni psikiyatriye yönlendirdiler. 2003'ten bu güne çeşitli hastanelerde tedavi gördüm ve görmeye de devam ediyorum. Şuan ise Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne bağlı Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'nde (TRSM) tedavim sürüyor.
BÖYLE BİR HASTALIKTAN BİLE HABERDAR DEĞİLDİM...
Tedavi sürecinin ardından kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
4 yıldır bu TRSM'de tedavi görüyorum. İlk başlarda hastalığım çok ağırdı ancak kendimi şimdi normal insanlardan hiç ayrı görmüyorum. Giderek düzeldiğime inanıyorum. Şimdi kendi kendimi idare edebiliyorum. Önceden sürekli yatıyordum. Tedavi görmeden önce başımı kaldıramıyordum. Kafamda bir rahatsızlık olduğunu biliyordum. Farkındalığım yoktu. Hocalarımız burada bizi farkındalığa itti. Hastalığım hakkında bilgi sahibi oldum. Önceden şizofren hastalığı ile ilgili hiçbir bilgim yoktu, neleri yaşadığımın neleri yaşamadığımın bilincinde değildim. Böyle bir hastalığın varlığından bile haberdar değildim.
ŞİZOFRENİDE TEDAVİ ŞART
Tedavilerin faydalı olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabi ki tedavilerin çok iyi geldiğine inanıyorum. İnşallah daha da düzeleceğim. Nasıl kanserle mücadele ediyorsanız, nasıl diğer hastalıklarla mücadele ediyorsanız bu hastalıkla da mücadele etmeniz gerekiyor. Tedavilerinizi gördükçe, ilaçlarınızı aldıkça sağlığınıza yeniden kavuştuğunuzun farkına varıyorsunuz.
YETKİLİLERE ÇAĞRI
Bu merkezlerin çoğalmasını ister misiniz ve bu merkezde hangi tedaviler uygulanıyor?
Böyle yerlerin çoğalmasını çok istiyorum. Daha rahat bir yaşam için tedavi şart. Günümüzde şizofren hastalarının arttığını görüyoruz. Onun için gerekli. Bu merkezde çeşitli tedavi yöntemleri uygulanıyor. Egzersiz yapıyoruz, drama dersinde canlandırmalar yapıyoruz, müzik eğitimi alıyoruz. Psikoterapi, farkındalık eğitimi toplantıları, aile eğitim toplantıları oluyor. Yürüyüşe çıkıyoruz. Oyunlar oynuyoruz. Müzik dinliyoruz. Ahşap boyama ve resim yapıyoruz. Doktorlarımız bizle sürekli yakından ilgileniyor. Bizim gibi hastalar için burada her şey düşünülmüş.
HASTALIĞIN FARKINDA OLMAYANLAR YADIRGIYORDU
Hastalığınızdan dolayı toplumda bir dışlanmaya maruz kalıyor musunuz?
Hastalığımız ilk zamanlarında anlamsız hareketlerimden dolayı beni yadırgayanlar oluyordu. Çoğu zaman bağırtılarım, gülmelerim oluyordu. Tabi ki insanlarda bu hastalığın tam olarak farkında olmadıkları için bana yanlış tepki verenler de oldu. "Neden böyle oluyor?" diye soranlar oldu. Sonradan benim davranışlarım düzeldikçe çevremdeki insanlar da bu hastalıkla ilgili bilgi sahibi olunca o sorunlar çözülmeye başladı.
BİR DAKİKA BİLE GEÇ KALMASINLAR
Tedaviden kaçan şizofreni hastalarına bir çağrınız var mı?
Gelip TRSM'lerde tedavi olmalarını istiyorum. Aksi halde hastalıkları daha da ileriye gidebilir. O da farklı şeylere dönüşebilir. Tedavi gördükçe ve iyileştiğinizi hissedince hem siz mutlu oluyorsunuz hem de çevreniz mutlu oluyor. Bir dakika bile geç kalmadan tedavilerine başlasınlar.
MEDYANIN BİZLERE KARŞI BU OLUMSUZ DİLİ BİZİ ÜZÜYOR
Toplum içinde bu hastalığa karşı olumsuz bir algı var. Bu durumdan rahatsız mısınız?
Her kesimden insanların bu konuda bilinçlenmesi lazım. Bizi en çok üzen nokta haberlerde sürekli "Bir şizofren annesini, babasını kesti" şeklinde kişinin hastalığını ön plana çıkararak olumsuz haberlerin yapılması. Bu damgadan ben çok rahatsızım. Medyanın bu dili bizi üzüyor. Böyle olmadığının aslında herkes farkında. Biz katil değiliz. Haberlerde şizofrenleri kötüleyici bir dil kullanılınca toplum şizofrenlerin katil olduğunu düşünüyor ve bize karşı tedirgin yaklaşıyor. Bir tane kötü örnek herkesi zan altında bırakıyor. Şizofren eşittir katil gibi görülmek bizi üzüyor. Bu durum insanın kişiliği ile ilgili. Medyada bu konuya çok dikkat edilmesi gerekiyor.
BİZ DE BİR ANA BİR BABADAN DOĞDUK
Son olarak ne söylemek istersiniz?
İnsanların bize karşı daha bilinçli ve daha farkında olması gerekiyor. Sonuçta biz de bir ana ve babadan doğduk. Bize farklı davranılması çok kötü bir şey. Normal olan insanların da kötülük yaptığına şahit oluyoruz. Bize karşı iyi niyetli davranılmasını istiyorum.
"KATİL" DAMGASI VURMAK DOĞRU DEĞİL
Toplum Ruh Sağlığı Merkezi'nde Psikiyatri Uzmanı olarak çalışan Dr. Esra Soydaş şizofreni hastalığının her yaş grubunda görüldüğünü ancak genç erişkinleri daha çok etkilediğini söyledi. Şizofren tanısı konulan hastalara "katil" damgasının yapıştırılmasının doğru olmadığını açıklayan Soydaş, "Şizofreni hastalarında hem kendine hem de çevresine zarar verme durumu olabilir. Bu durum şizofreni ile beraber kişilik bozukluklarının, dürtü kontrol bozukluklarının ve madde kullanımının birlikteliğinde daha fazla görülebilmektedir" dedi.
TOPLUMA YENİDEN KAZANDIRILABİLİR
Tedavi ile şizofreni hastalarının topluma yeniden kazandırılabileceğini de anlatan Soydaş, "Çocuğunun hasta olduğunu görüp bunu kabullenmeyen ve tedaviye getirmeyen aileler var. Çocuğunun rahatsızlığını bildirip en yakın zamanda müdahale edilse o kişi topluma da kazandırılır. Bazen öyle bir ilerliyor ki onlara ayaktan tedavi ile toparlamamız mümkün olmuyor. O zaman bir ruh sağlığa ya da psikiyatri servisine yatırılması gerekiyor.
OSMAN AKDOĞAN / HABERVAKTİM-
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.