Başkentin tarihi beldesi Beypazarı genç ziyaretçilerini bekliyor

Başkentin tarihi beldesi Beypazarı genç ziyaretçilerini bekliyor

Gazetemize konuşan Beypazarı Belediyesi çalışanı Veysel Çanak ilçeyi görmemiş gençlere seslenerek, “Gençler Beypazarı’na gelin, sokak sokak yürüyelim. Şehrimizin güzelliğini hissedeceksiniz” dedi.

Beypazarı Belediyesi çalışanı Veysel Çanak gazetemize konuştu. Çeşitli kamu etkinliklerde Beypazarı’nı temsilen görev yapan Çanak ilçenin güzelliklerini insanlara anlatırken büyük keyif alıyor.

Beypazarı’nın tarihinden yemeklerine, meydanlarından müzelerine kadar pek çok konuda bilgi sahibi olan Çanak, “Uzun yıllar belediye personeli olarak çalıştık. Halka, millete, şehrimize hizmet etmek düşüncesiyle elimizden geleni yaptık. Şimdilerde Beypazarı’nın hakim bir düşüncesi var. Biz Beypazarlılar yerel yaşar evrensel düşünürüz. Turizm hareketinin de Beypazarı’nda başlaması ile beraber biz de kendi öz değerlerimizi ön plana çıkarıp bunu ülkemiz insanına ve dünyaya tanıtmak düşüncesi ile bir adım attık. İnsanımızın güleryüzü, samimiyeti ve çalışkanlığı ile beraber yürüyen bir hayatımız var. Beypazarı Türkiye’de havucun yarısının yetiştiği bir ilçe. Beypazarı çalışkan insanların olduğu bir ilçe. Tarih olarak da Ankara bozkırda kerpiç evlerden ibaretken Bursa sancağına bağlı bir yerdi. İpek yolu güzergahında bir ticaret bölgesi. Adı üzere olduğu gibi civarın beyleri pazarı burada kurdukları için ilçemizin adı Beypazarı olmuş. İlçemizde baharda tarlaların sürülmeye başlanmasıyla ya da güz sezonunda ekim işleri ile beraber insanımız çalışır. Yazın harman oluşu ve sebzelerin bolluğuyla Türkiye’de ön plana çıkıyoruz. Yazın yaptığımız yiyecekleri kışa hazırlarız. Beypazarı kurusu ve diğer sebzelerin kurutulmasıyla kışa büyük bir hazırlık yaparız. Bundan dolayı günlük yaşamımızda büyük bir denge vardır. Beypazarı’nı ziyaret edenler bir daha gelir, sonraki gelişlerinde dostlarını da getirirler” diye konuştu.

1-001.jpg

"GENÇLER BEYPAZARI’NA GELİN"

Beypazarı’na gelen gençlerin çok beğenip bir daha geldiğini söyleyen Veysel Çanak ilçeyi görmemiş gençleri şu sözlerle davet etti:

“Gençler Beypazarı’na büyük bir keyif ile geliyorlar ve bir gelen bir daha geliyor. Mesela en son bir genç adam geldi, çok heyecanlıydı. Babası dedi ki, oğlan sekiz aylıkken Muğla’dan gelmiştik, şimdi 18 yaşında yine geldik, burayı seviyoruz. Böyle haller bizim oralarda oluyor. Arkadaşlar toplanıp geliyorlar, hatıraları oluyor. Kaydediyorlar, yazıyorlar bunları. Hayatlarında güzel bir enstantane oluyor. Beypazarı’na lütfen gelin, sokak sokak yürüyelim. Köşe başlarındaki aklı selim insanlarla, esnaflarla konuşalım. Onların dilini, güleryüzünü gördüğünüz zaman anlattıklarımı anlayacaksınız. Sizin vesileniz ile kıymetli gazetenizin okuyucularına sesleniyorum, Beypazarı’na gelsinler. Sadece otobüs paralarını ceplerine koysunlar, dönüşü kolay. Bir miktar alışveriş yaparak döneceklerine inanıyorum. Şehrimizin güzelliğini hissedecekler.”

ara2-001.jpg

BEYPAZARI’NIN ATMOSFERİ İNSANLARI CEZBEDİYOR

Beypazarı’na gelen insanların ilçeye girmeleriyle beraber atmosferin güzelliğinden etkilendiklerini söyleyen Çanak, “Beypazarı’na girmeleriyle beraber ilçenin atmosferi, güzelliği insanları cezbeder ve tabiri caizse ruhani anlamda çarpar. Biraz ilçenin akımına kapılır insanımız. Çarşı meydanında inerler, oradaki meydanın adı Hanlarönü’dür. Dönem içerisinde o meydanda iki katlı hanlar varmış, üst katta insanlar konaklarken alt katta da köyden civar bölgelerden gelen insanların binek hayvanları kalıyormuş. Bundan dolayı meydanın adını Hanlarönü koymuşlar. Meydanda başlayan yürüyüş sağ tarafa bakar, Beytepe Mahallesi. Sol tarafa bakarsa Zafer Mahallesi. İleri istikamete yürüyerek Alaaddin Sokak’a varırsınız. Eski adıyla Demirciler Sokak’tan devam ederseniz Paşa Camii’ne varırsınız. Burası günümüzde Sultan Alaaddin Camii olarak bilinir. Buraya kadar keyifli bir çarşı yolculuğu yaparsınız. Gümüşçüler Çarşısı vardır. Camiinin yanına vardığınızda solda ve sağda müzeler bulunur. Bu müzelerde ilçemizin yaşantıları ve insanın Beypazarı’nda doğuşundan vefatına kadar giden hayatın serüveninden izler bulunur.”

basliksiz-1.jpg

İNSANLARIN GELİP MUTLU OLMASI BİZE YETİYOR

Beypazarı’nı ziyaret eden vatandaşların ilçenin sokaklarında gezerken mutlu olmasının kendilerine yettiğini söyleyen Çanak, “Benim yıllar içinde pek çok tecrübem, anım oldu bu sokaklarda. Malum her anı her yerde anlatılmaz. Fakat genel olarak bir şeyler anlatmak isterim. Yaptığımız her güzelliğin kendi kar hanemize yazıldığını düşünürüz. İnsanların gelip mutlu olarak gezmesi bize yetiyor. Tanıdığımız insanlar dünyanın her yerinden geliyor. Biz de onlarla birlikte dünya ülkelerine bir giriş yapmış oluyoruz. Yani şimdi diyelim ki Japonya’ya gitsek dostlarımız var. Kırgızistan’da, Saraybosna’da aynı şekilde. İnsanlara dokunmayı, yardımcı olmayı zenginlik olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

BEYPAZARI SODASI 38 ÜLKEYE İHRAÇ EDİLİYOR

İlçenin büyük markası Beypazarı Doğal Maden Suyu’nun tüm Türkiye’ye dağıtılmasının yanı sıra dünyada 38 ülkeye ihraç edildiğini söyleyen Veysel Çanak şu ifadeleri kullandı:

“Beypazarı sodası Türkiye’nin tamamına dağıtılıyor. Dünya ülkelerinin de bildiğim kadarıyla 38 tanesine ihraç ediliyor. Soda çok özel bir içeceğimizdir. Dünya birinciliği Beypazarı’nda. Şirketin sahibi beyefendi çok gayret etti. Sahibi enteresan bir şekilde Gaziantepli bir kardeşimiz. Çok gayret ettiler, çok çile çektiler. Bu gayretlerin sonucu olarak Allah onlara büyük bir zenginlik verdi. Bunun yanında hayır, hak vaziyetleri de vardır kendilerinde. Yani hep bana hep bana değil. Aldılar ve verdiler, bunu becerebildiler. Onlar da kazancı öyle yaşadılar. Sodamız katkısızdır ve sodadan ziyade maden suyu olarak tarif edilir.”

2-001.jpg

BEYPAZARI’NIN YEMEKLERİ

Beypazarı’nın meşhur dolmasını anlatmak için geçmişten ünlü bir hikaye anlatan Çanak, “Bizim baklavamız meşhur, tarhana çorbamız bilinir. Bunların ötesinde güvecimiz de güzeldir. Düğün yemeklerimiz takım olarak çok beğenilir. Yerel dilde dolma diyoruz, genel olarak sarma denir, pek lezzetlidir. Hatta bu lezzeti ifade etmek için derler ki Ankara valisi Beypazarı’na gelmiş, dolma yemiş. Dönüşte Ayaş’a kadar gelince dolmanın tadı damağımda kaldı diye geri dönmüş. Bir de Beypazarı’nın suyunu içeyim demiş. Anlatarak değil de sokak sokak yürüyerek gezmek lazım. Sokakların hikayesi daha canlıdır. Bu anlattığımızdan öte halleri yaşadık” diyerek sözlerini noktaladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.