Ankara Kalesi’nde Osmanlı izleri hayran bırakıyor

Ankara Kalesi’nde Osmanlı izleri hayran bırakıyor

Kale Mahallesi gezildikçe göze çarpan detaylarıyla insanlarda hayranlık uyandırıyor. Halkın çok uğramadığı fakat uğradığında çıkmak istemediği Yahudi Mahallesi’nde, Osmanlı’dan kalma kalem işleri görenleri şaşırtıyor.

Ankara’nın kent belleği ve sanat tarihi açısından önemli olan mahallede, duvar süslemelerinde kullanılan boyalı nakışlar insanları 116 yıllık bir geçmişe götürüyor.

Yahudi Mahallesi, Birlik Sokak’taki Hayim Albukrek Evi ve Kale Mahallesi, Dalfes Sokak 8 numaralı eve dikkat çeken Sanat Tarihçisi Muzaffer Karaaslan, verdiği mülakatta Osmanlı’dan kalma nakışlarla ilgili şu bilgileri aktardı: ‘’Ankara’da birçok yapıda kalem işleri ve duvar resimleri varken neden bu iki yapı diye sorabilirsiniz. Kentte karşılaştığımız örnekler genellikle iç mekânlarda ve çoğunlukla da ahşap üzerine uygulanmışlardır. Söz konusu evlerdeki bezemeler ise kentin diğer örneklerinden daha farklı olarak dış cephede karşımıza çıkıyor.’’

k5.jpg

HAYİM ELBUKREK EVİ

Yapıları detaylı bir şekilde incelediğini söyleyen Karaaslan, ‘’İlk olarak Yahudi Mahallesi’ndeki Hayim Albukrek Evi’ni ele alalım. Evin günümüzdeki durumu ne yazık ki içler acısıdır. Her geçen gün biraz daha yok olmanın eşiğine gelen yapı, 1909’da İtalyan bir mimar tarafından inşa edilmiştir. Mimarın adı bilinmemekle birlikte, evin tam karşısında yer alan Ankara Sinagogu’nun 1907 yılındaki onarımlarını yapan mimar olduğu yayınlarda geçiyor. Boyalı nakışlar Hayim Albukrek Evi’nin içerlek girişinin tavanında yer alıyor. 20. yüzyılın başlarına ait bezemelerde bitkisel ve geometrik motiflerden oluşan bir kompozisyon göze çarpıyor. Söz konusu boyalı nakışlar ne yazık ki yıllar içerisinde büyük zararlar görmüş. Bugün izlerini takip edebildiğimiz nakışlardan anlaşıldığı kadarıyla Osmanlı’nın geç döneminin beğenisini yansıtan motifler tercih edilmiş’’ şeklinde konuştu.

k2.jpg

DALFES SOKAKTAKİ SARI EV

Dalfes sokaktaki sarı evin inşa tarihinin belli olmadığını aktaran Karaaslan, ‘’Bu ev Kale Mahallesi’nin sokaklarında kaybolurken bir anda karşınıza çıkıyor. Yapı, üçgen alınlığıyla insanı şaşırtır ve dönüp etrafınızdaki evlere bir daha bakmanızı sağlar. Evin üçgen alınlığında 1320 (Hicri) tarihi yazılıdır. 1902-1903 yıllarına tarihlenen söz konusu evin boyalı nakışları da bu tarihin etrafındadır. Kuru sıva üzerine uygulanan bezemelerin merkezinde barok üslupta bir çerçeve yer alır. Çerçevenin her iki yanında ise mavi rengin hâkim olduğu ve büyük oranda dökülen kıvrımlı bitkisel motifler görülür. Kentin ara sokaklarında yüz yılı aşkındır duran ve geleceği belirsiz evlerden neden bahsetmek istediğime gelince, söz konusu yapılar Ankara’da dış cephede kalem işlerini tespit edebildiğimiz iki nadir örnektir. Yaptığım alan araştırmaları doğrultusunda kentte benzer özellikleri yansıtan başka herhangi bir konutla karşılaşmadım. Bu durum evleri daha da önemli kılıyor’’ ifadelerinde bulundu.

k3.jpg

EGE’DE VE BALKANLARDA GÖZE ÇARPIYOR

‘’Osmanlı dünyasında boyalı nakışlar genellikle iç mekânda tercih edilirdi’’ diyen Karaaslan, ‘’Ege Bölgesi’ndeki çeşitli dini ve sivil mimaride örneklerini görmek mümkün. Balkanlar’da ise dış cepheye yapılan boyalı nakışlar göze çarpıyor. Bu nakışlar Bulgaristan, Makedonya, Arnavutluk’taki yapıların dış cephelerinde sıklıkla karşımıza çıkar. Ancak söz konusu anlayış Ankara’da çok tercih edilmemiş ve bezemeler yapıların içlerine, özellikle de ahşap tavanlara uygulanmış olması bu yapıları özel kılıyor’’ diyerek yapıların önemini aktardı.k4.jpg

’’Yapılardaki boyalı nakışlar bugün ne yazık ki yok olmanın eşiğindeler‘’ diyen Karaaslan, ‘’Ankara’nın önemli kültürel mirası olan her iki ev için de acilen, doğru projeler ve doğru ekiplerle koruma-onarım çalışmaları başlatılmalıdır’’ diyerek cümlelerini noktaladı.

Mikail Karaman / www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.