Anadolu’nun göbeğinde “Bin Tanrılı Şehir”! Böyle bir isim daha önce hiç duymuş muydunuz?

Anadolu’nun göbeğinde “Bin Tanrılı Şehir”! Böyle bir isim daha önce hiç duymuş muydunuz?

Anadolu, pek çok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Bu uygarlıklardan biri ise Hititler oldu. Hititler, var olduğu zamanlarda Çorum sınırları içerisinde yer alan Hattuşaş’ı başkent olarak kullandı. İşte Anadolu’nun başkenti Hattuşa…

Hitit Medeniyetinin başkenti olarak bilinen ve Anadolu’daki önemli arkeolojik alanlarından biri olan Hattuşa, Çorum’un Boğazkale İlçesi’nde bulunmaktadır. 1834 senesinde Fransız bir gezgin tarafından ilk tespiti yapılan Hattuşa Antik Kenti, yıllar ilerledikçe Türkiye’nin en önemli tarih noktalarından biri haline geldi. Öyle ki 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeyi başardı.

hattusa-1.jpg

Kazılarına ilk kez 1906 senesinde başlanan arkeolojik alanda, gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte bölgenin milattan önce 2 bin yılında Kuzey Suriye ve Anadolu’da hâkimiyet gösteren Hitit Medeniyetine ait olduğu ve Hattuşa’yı başkent olarak kullandıkları anlaşıldı. Kazı çalışmaları zamanla ilerlerken Hattuşa Antik Kenti’de yalnızca Çorum için değil, tüm Türkiye için önemli bir tarih merkezi haline geldi. Çorum’un yalnızca dünyanın merkezi değil, tarihin de merkezi olduğu kabul gördü. Şimdi hadi hep birlikte Hattuşa’yı inceleyelim…

hattusa-2.jpg

TABLETLER DÜNYA BELLEĞİ LİSTESİNDE

Hitit Medeniyetinin başkenti Hattuşa, Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer almaktadır. Hattuşa’nın yanı sıra yine Çorum’un Alaca ilçesindeki Alacahöyük kalıntılarını kapsayan 2 bin 634 hektarlık alan, 1988 senesinde alınan kararla Milli Park ilan edildi. Bu kararın ardından Hattuşa ve Alacahöyük alanları Çorum ve bölgesinin turizm merkezi olmasını sağlamıştır. Hattuşa, yapı bakımından ören yerleri ile meşhurdur. Eski zamanlara ait ve etrafı 6 kilometrelik surlarla çevrelenmiş ören yerlerinde bulunan çivi yazılı tablet arşivleri de UNESCO tarafından önemli addedilmiş ve UNUSCO Dünya belleği Listesi’ne girmiştir.

hattusa-3.jpg

TABLETLER ÖNEMLİ YAPILARI GÜNYÜZÜNE ÇIKARDI

Hattuşa arkeoloji alanının kazı çalışmalarına 1906 senesinde başlandı. Çalışmalar sırasında pek çok önemli tarihi eserlerle karşılaşıldı. Kazı çalışmalarında ortaya çıkan çivi yazılı tablet arşivleri, arkadan gelecek tarihi eser silsilesini gün yüzüne çıkardı. Bu sayede çalışmalarda hız kazanılmış oldu. Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi’ndeki Coğrafyası Tarihi Kültürü ve Edebiyatıyla Çorum isimli kaynakta tabletlerin kaynağıyla birlikte ortaya çıkarılan eserler şu şekilde paylaşıldı:

hattusa-4.jpg

“Kazılar sonucu ulaşılan çivi yazılı tabletlerde “Bin Tanrılı şehir” olarak söz edilen Hattuşa’da bugüne kadar saray ve tapınaklar, binlerce tablet, çoğu günümüze kadar oldukça sağlam durumda gelmiş olan anıtsal kapılar (Aslanlı Kapı, Kral Kapı, Yerkapı), kralların ikamet ettiği Büyükkale Saray Kompleksi, Aşağı Şehir’de ülkenin en yüksek tanrıları olan Fırtına Tanrısı Teşup ile Arinna’nın Güneş Tanrıçası’na adanmış olan Büyük Tapınak, Hitit Büyük Kralı II. Şuppiluliuma’nın yaptığı işleri anlatan yazıtın bulunduğu Hiyeroglifli Oda, devasa boyutlarda tahıl ambarları, kısmen silinen Hititlere ait en uzun hiyeroglif yazıyı içeren Nişantepe Yazıtı gibi çok sayıda yapı açığa çıkarılmıştır. 2007 yılında tamamlanan sur duvarı canlandırması, döneme ait kil yapı tarzıyla türünün nadir örneklerinden biridir.”

hattusa-5.jpg

HATTUŞA’NIN ÖNEMLİ NOKTALARI

Hitit Medeniyetinin başkenti Hattuşa’da, milattan önce 3 bin yıllarına kadar yerleşim olduğu bilinmektedir. Bu dönemlerdeki yaşantı daha çok Büyük Kale’nin olduğu bölümlerde olduğu tahmin edilmektedir. Milattan önce 19. ve 18. yüzyıllarda ise Asur Ticaret Kolonilerinin yerleşmeleri, Aşağı Şehirde olduğu öngörülmektedir. Hatta öyle ki Hattuşa isminin ilk kez bu zaman diliminde tutulan ticaret kayıtlarında geçtiği görülmektedir. Aynı zamanda bulunan eserler sonucu önemli bir bilgi daha öğrenilmiştir. O da; Hattuşa Şehri’nin millattan önce 18. yüzyılda Kuşşara’nın Kralı Anitta tarafından yakılıp yıkılmasıdır.

hattusa-6.jpg

Ele geçirilen tarihi eser tabletler ve kayıtlardan öğrenilen bilgilere göre; milattan önce bin 700 yıllarında yıkıntılardan kalanları yeniden inşa edilerek Hattuşaş’ta tekrardan yaşam başlamıştır ve milattan önce 1600 yıllarında I. Hattuşili tarafından Hitit İmparatorluğu’nun başkentlik etmiştir.

Yapısal olarak, güneyde bir surla çevrilen Yukarı Şehir’de daha çok kutsal alanlar ve tapınaklar bulunmaktadır. Güneydeki sur üzeründe 5 tane kapı bulunmaktadır. Bunlar kentin en yüksek noktasında bulunan Sfenksli Kapı ve surun doğu ve batı ucunda karşılıklı olarak bulunan Aslanlı Kapı ve Kral Kapısı’dır. Burada bulan tapınaklardan Seramikler, Silahlar, Yazılı belgeler, Aletler ve Kült objeleri bulunmuştur.

hattusa-manset.jpg

Yapılan araştırmalar göstermiştir ki Hattuşa, 40 ila 50 bin kişi arası bir nüfusa ev sahipliği yapmıştır. Hatta öyle ki; bölge yalnızca Hitit Medeniyetine değil Frigler gibi medeniyetler zamanında kullanıldığı anlaşılmıştır.

hattusa-8.jpg

HATTUŞA'YA NASIL GİDİLİR?

Hitit Medeniyetinin başkenti Hattuşa, Çorum'un Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır. Hattuşa, Çorum’a 90 kilometre, Sungurlu'ya ise 29 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Hattuşa, Boğazkale ilçe merkezine 1 kilometre mesafededir.

Kaynak: Çorum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi - Coğrafyası Tarihi Kültürü ve Edebiyatıyla Çorum

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.