Zikir nedir, nasıl çekilir? Niçin ibadet edilir? Nasıl şükür edilir? Duanın önemi nedir?

Zikir nedir, nasıl çekilir? Niçin ibadet edilir? Nasıl şükür edilir? Duanın önemi nedir?

İslam dininde önemli bazı kavramlar vardır. Gündelik hayatta insanın her anında kalbinde olan bu kavramlar Allah nezdinde büyük önem arz eder. Peki, bu kavramlardan Zikir nedir, nasıl çekilir? Niçin ibadet edilir? Nasıl şükür edilir? Duanın önemi nedir?

İbadet, Allah'a saygı ile boyun eğmek ve emirlerine itaat etmek demektir. İbadet saygı ve itaatin en yüksek derecesidir, böyle bir saygı yalnız Allah'a yapılır, çünkü bizi yaratan ve çeşitli nimetlerle yaşatan odur. Şükür ise şu şekilde ifade edilebilir: Her nimet bir imtihan vesilesidir. Nimeti vereni hatırlamak ve ona teşekkür etmek hem nimeti artırır hem de bereketlendirir. Nimeti vereni tanımamak ve nimetin asıl sahibini unutmak ise küfranı nimet yani nimete karşı nankörlüktür. Allah Resulü insanın acziyetini varlıklı halini şükredip etmeme durumunu çarpıcı bir misalle arkadaşlarına anlatmıştır.

Dua, insanın var oluş nedenidir. Kul, duası sayesinde Allah katında değer kazanır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Resulüm; de ki duanız olmasa rabbim size ne diye değer versin. Ancak Allah'ın rahmetinin eseri olarak kullarına sunduğu öyle zaman ve mekânlar vardır ki bunlar müminin dualarının kabulü ve günahlarından arınmasında birer fırsattır. Zikir ise sürekli Allah'ı hatırında tutmak ve devamlı yüce yaratanın gözetiminde olduğunun bilincinde olmaktır. Peki, kelime olarak kısaca bu manaları taşıyan bu kavramlarda zikir nedir, nasıl çekilir? Niçin ibadet edilir? Nasıl şükür edilir? Duanın önemi nedir? Tüm detaylar haberimizde:

tesbih-ceken-biri.jpg

ZİKİR NEDİR, NASIL ÇEKİLİR?

Zikir, Allah'ı anmak üzere yapılması ve söylenmesi tavsiye edilen hamt, dua, tesbih ve ibadet gibi sözde fiillerdir. Zikir, Allah'ın varlığının, birliğinin ve sonsuz kudretinin delili olan pek çok konuyu düşünmek ve tefekkür etmektir. Allah'ı zikretmek; yanan kalbin gıdası, derdinin şifası ve kurtuluş vesilesidir. Allah'ın en güzel isimlerini zikretmek onun isminin azametinin farkına vararak, tekrar tekrar dinlendirmektir. Ayrıca gönle ve zihne yerleştirmektir.

Zikir, mümin kalplerin neşesi, ıstıraplı gönüllerin huzur kaynağıdır. ‘Bilin ki kalpler ancak Allah'ın zikri ile huzur bulur’ ayetinde buyrulduğu gibi, manevi huzura açılan kapının anahtarıdır. O yüce kelimeleri söylemek benliğinin derinliklerinde hissederek rabbi zikretmek bütün ibadetlerin özü ve aslıdır. Zaten İslam’ın direği ve müminin miracı namazdan maksat da Allah'ı zikirdir.

Onu hatırlamak onu anmaktır. Ankebut Suresi 45. ayeti kerime de de denildiği üzere zikrin en basit yolu namazdır. “O halde yalnız bana ibadet et, beni anmak için namaz kıl, resulüm kitaptan sana vahyedileni oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut, 45)

namaz-kilan-biri.jpg

NİÇİN İBADET EDİLİR?

Saygı ve itaatin en yüksek derecesi olan ibadet, bütün varlığımızı kendisine borçlu olduğumuz yüce Allah'ın hakkıdır. İbadetin ruhu niyettir. Kalbin bütünü ile Allah'a yönelmesi ve bağlanmasıdır. Bu sebeple ibadetin hem beden hem de ruh ile yani bütün varlığımızla şuurlu olarak ve samimi bir niyetle yapılması esastır.

Cenabı Allah'a kul olmak bir efendi ile köle mantığı ile seçim hakkı olmaksızın ona ibadet etmek anlamına gelmez. Aksine kulluk, seçme özgürlüğünü kullanarak isteğe bağlı bir biçimde yüce yaratıcının iradesine uymaktır. Nefsinin istek ve arzularını terk ederek Allah’ın (C.C) istediği doğrultuda yaşamaktır. İbadetin Allah'ın kulları üzerindeki hakkı olması, insanın sahip olduğu her şeyi kendisine bahşeden Allah'a şükran bilinci ile yaşamasını gerektirir. Fatiha Suresi ibadetin önemini bir kez daha vurgular. Fatiha Suresi der ki: “Hamt ve övgü âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim hesap ve ceza ahiret gününün maliki olan Allah'adır. Allah'ım yalnız sana ibadet ederiz yalnız senden yardım dileriz, bizi doğru yola kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil.”

dua-eden-biri.jpg

NASIL ŞÜKÜR EDİLİR?

Allah, insanlara biri şükür diğeri küfür nankörlük olmak üzere iki yol göstermiştir. Yüce Allah insanlara akıl ve irade vermiştir. İster şükreden biri olsun isterse de inkâr eden biri, ister kadir şinaslığı yani iyiliklerin değerini bilme yolunu tercih etsin isterse nankörlük yolunu; bu kendi tercihidir. Şükür, yüce Allah'ın sayısız nimetlerine karşı kalp, dil ve beden ile övgüde ve teşekkürde bulunma nimetleri saygı ile itiraf etmedir.

Kalbin şükrü nimetleri verenin Allah olduğuna inanmak dilin şükrü Allah'ın verdiği nimetlere hamt etmek, bedenin şükrü varlığını Allah'ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmek, namaz ve oruç gibi ibadetleri eda etmek ve onun yasaklarından uzak durup buyruklarını yerine getirmektir. Malın şükrü ise sadaka ve zekât vermektir. Şükür ile ilgili yüce yaradan Neml Suresi’nin 40. ayetinde şöyle buyurmuştur: “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok şiddetlidir. Aslında şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük edene ise gelince bilinmelidir ki rabbimin hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. O çok kerem sahibidir.”

dua-eden-biri-001.jpg

DUANIN ÖNEMİ NEDİR?

Dua, insanın var oluş nedenidir. Kul duası sayesinde Allah katında değer kazanır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Resulüm de ki; duanız olmasa rabbim size ne diye değer versin. Ancak Allah'ın rahmetinin eseri olarak kullarına sunduğu öyle zaman ve mekânlar vardır ki bunlar müminin dualarının kabulü ve günahlarından arınmasında birer fırsattır.”

Seher vakti Allah ile kulunun buluştuğu bu özel vakitlerdendir. Allah Resulü bu vakti değerlendirmek üzere geceleri teheccüd namazı için kalkıp dua ederdi. Yüce Rabbimiz özellikle sevgili Peygamberimize gece yarısı ibadetle meşgul olmasını tavsiye etmiştir. Vahyin başladığı dönemlerde Cebrail efendimize gelmiş ve “Birazı hariç geceleri kalk namaz kıl, gecenin yarısında kalk yahut bunu biraz azalt ya da çoğalt ve Kur’an-ı tane tane oku” ayetlerini getirmişti.

Mukaddes zaman ve mekânları Allah'a yalvarmak için bir fırsat olarak görmek her zaman var olarak gelmiştir. Allah'ın gece vaktinde dualara icabet etmesi, isteyene istediğini vermesi, tövbe ve istiğfar edeni bağışlaması ve rahmet ve bereketinin bir tecellisi olarak yeryüzüne inmesi şeklinde bir benzetme ile ifadelendirmiştir. Allah Teâlâ kullarına kendisinden bir rahmet olarak sunduğu özel zamanlardan kimisini, yüce kelamında bizzat kendisi bildirmiştir. O, sayılı günler insanlar için bir hidayet rehberi doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kuranın kendisine indirildiği ramazan ayıdır buyurmuştur.

 Muhabir
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.