YKS öncesi sınav stresini yönetmek için 8 etkili yöntem

Tüm ülkede heyecanla beklenen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), üniversiteye giriş için atılan en önemli adım olarak ön plana çıkıyor. 17-18 Haziran tarihlerinde iki oturum şeklinde gerçekleşecek olan bu sınav, öğrencilerin geleceklerini şekillendirmeye hazırlandığı bir dönemi temsil ediyor. Ancak bu süreçte ortaya çıkan sınav stresiyle başa çıkabilmek için, öğrenciler ve ebeveynler birlikte yoğun bir hazırlık süreci yaşıyorlar.

• Öğrencilerin sınavdan önceki gece mümkün olduğunca iyi bir uyku uyuması son derece önemlidir. Ayrıca sınava yaklaştığımız bu günlerde, öğrenciler kendi öz bakımlarından (beslenme, içme, uyku, dinlenme gibi faktörleri içeren) asla vazgeçmemelidir. Bu faktörlerden feragat etmek, sınavda daha başarılı olmalarını sağlamaz; aksine, daha fazla stres yaşamalarına ve zihinsel yüklerinin artmasına neden olabilir.

• Öğrencilere sınava girmeden önce zihinlerini rahatlatacak nefes egzersizleri yapmanın faydalı olabileceğini hatırlatabiliriz. Bu egzersizlerin en basit şekliyle, kendilerine iyi gelen, sakin ve mümkünse enstrümantal bir müzik açarak hızlı akan düşüncelerini biraz yavaşlatmaları, birkaç derin nefes alıp vererek iyi düşüncelerle sınava girmeleri şeklinde olabilir.

• Zihinlerini başkalarıyla, başkalarının sonuçlarıyla veya arkadaşlarının performanslarıyla meşgul etmek, öğrencilere her zaman iyi gelmez. Bu nedenle, kendi sınavlarına ve kendi performanslarına odaklanmalarını hatırlatmak önemlidir. Kendi hedeflerine ve ilerlemelerine odaklanarak motivasyonlarını ve konsantrasyonlarını sürdürmeleri önemlidir.

• Sınav sırasında panik ve kaygı arttığında, öğrencilere durup bir-iki dakikalık bir sakinleşme molası vermelerini, derin nefes alıp vererek biraz su içmelerini ve ardından sınava dönmelerini söylemek önemlidir. Bu kısa mola, panik hallerindeki artışı engelleyebilir ve öğrencilerin performansını olumsuz etkilemeden daha iyi bir duruma gelmelerine yardımcı olabilir.

• Sınav sabahında, öğrencilere destekleyici, eleştirmeyen ve yargılamayan yetişkinlerle birlikte sınav yerine gitmelerini ve sınava girmeden önce, eğer kendilerine iyi geliyorsa, bu kişilere sarılarak fiziksel temas kurmalarını tavsiye edebilirim. Bu, öğrencilere duygusal destek sağlayabilir ve sınava daha sakin ve güvende hissederek girmelerine yardımcı olabilir. Ancak her öğrencinin tercihlerine ve rahat hissettiği yöntemlere saygı duymak önemlidir.

• Hepimizin kendimize gerçekçi hedefler belirlemesi ve kendi performansımıza göre değerlendirme yapmamız önemlidir. Hiçbir sınav dünyanın sonu değildir. Sınavlar kötü geçse bile her zaman farklı alternatifler mevcuttur. Özellikle üniversite sınavıyla ilgili olarak, gerektiğinde bir sonraki yıl tekrar hazırlanmanın bir çözüm olabileceğini ve alternatiflerin olduğunu vurgulamak çocuklarımıza iyi gelebilir. Ayrıca, sonuç ne olursa olsun, her zaman bu sonuçtan yola çıkarak bize iyi gelebilecek bir yol bulabileceğimizi de belirtebiliriz.

• Sınava çok az bir süre kalmışken, ebeveynlere sınavın ne kadar önemli ve belirleyici olduğu hakkında konuşmalardan kaçınmalarını hatırlatmak istiyorum. Sınav yerine giderken, mümkün olduğunca sakin, destekleyici ve olumlu bir tutum sergilemeliyiz. Ancak çocuklarımız isterlerse, onlarla birlikte sınav alanına gitmek konusunda destek olmalıyız.

• Ebeveynler olarak, sınav öncesinde ve sonrasında kesinlikle diğer öğrencilerle karşılaştırma yapmaktan kaçınmalıyız. Bizim yetişkin olarak görevimiz, çocuklarımızın iyi ve kötü günlerinde, iyi ve kötü performanslarında yanlarında olmak ve gerektiğinde onları alternatif çözümler bulmaya teşvik etmektir. Her öğrencinin kendi yolculuğu ve gelişimi farklıdır ve karşılaştırma yapmak yerine destek olmak ve güven vermek önemlidir. Çocuklarımızın kendi potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmak ve onların başarılarını kendi ölçütleri doğrultusunda değerlendirmek en sağlıklı yaklaşımdır.