Yaşlıların Bayramda Aile Özlemi
Keçiören’de huzur evinde kalan yaşlıların bayramda aile özlemlerine tanık olduk. Yaşlılar eski bayramları ve aile ortamına duydukları özlemi gazetemiz muhabirlerinden Adem Gürsoy’a anlattılar. Yaşlılar bayramda gözlerinin sürekli camda olduğunu belirtirke
ADEM GÜRSOY – HABERVAKTİM
Yaşlılar bayramda hüzünle sevinci bir arada yaşıyorlar. Keçiören Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü Huzurevi’nde yaşamlarını sürdüren yaşlılar bayramda yaşadıkları duygularını gazetemiz Habervaktim’e anlattılar. Yaşlılar bayram sevincini yaşarken ailelerinden uzakta bayram geçirmelerinin burukluğu içerisindeler. Eski bayramları özlediklerini dile getiren yaşlılar gözleri camlarda sürekli ziyaretçilerin yolunu gözlediklerini dile getirdiler. Ziyaret edildiklerinde çok mutlu olduklarını söyleyen yaşlılar gençlere de tavsiyelerde bulunurken Gençlerin büyüklerine sahip çıkmalarını, onlara saygı ve sevgi göstermelerini söylediler. Yaşlılar hayatlarındaki zor günleri de gazetemize anlattılar.
ESKİ BAYRAMLARI ÖZLÜYORUZ
Huzurevine çocukları ile anlaşamadıkları için kendi istekleriyle geldiklerini söyleyen Şükrü Akkaş (72) ve Ayşe Akkaş (75) çifti duygularını şöyle ifade ettiler: "Bayramda burada kalıyoruz, ziyaretçiler geliyorlar, uzağımızı yakın ediyorlar, biz onları seviyoruz evladımız gibi onlar bizi seviyorlar anne babaları gibi. Eski bayramları özlüyoruz. Misafirliğe giderdik, misafir ağırlardık, börekler çörekler yapardık. Bayram böyle geçerdi. 1966’dan beri evliyiz. Görücü usulüyle evlendik. Evde anlaşamadığımız için bizde huzurevine çıkma kararı aldık. Buradan çok memnunuz. Üzüntülerimizi sıkıntılarımızı unutturdular.”
İKİ DEFA KUMA GİTTİ
Huzurevinin en yaşlı unvanına sahip 95 yaşındaki Ümmü Gülsüm Beştepe ise yaklaşık 7 yıldır huzurevinde kaldığını söyledi. Beştepe, sözlerine şöyle devam etti: "Kırakkale'de doğdum. 1970 yılında Ankara'ya yerleştim. 5 yaşında babamı 12 yaşında da annemi kaybettim. Annemi kaybedince ev kadını oldum, kardeşlerimin sorumluluğu benim üzerime kaldı. 16 yaşındayken, amcamın kızının 40 yaşındaki kocasına kuma giderek ilk evliliğimi yaptım. 18 yaşında hamile kaldım. İlk kocamdan iki çocuğum vardı. İlk çocuğum kanserden öldü diğeri ise erken doğumdan öldü. 15 yıl evli kaldım sonra kocamda kanserden öldü. İkinci evliliğim de yine kuma olarak oldu "
KAYNIMA KUMA GİTTİM
"İkinci evliliğinde kaynına kuma gittiğini söyleyen Ümmü Gülsüm Beştepe, sözlerine şöyle devam etti: “9 tane üvey çocuğum vardı. Kocam felç olmuştu. 5 yıl eşimin bütün bakımlarını ben yaptım. O öldükten sonra üvey oğullarım bana bakmadı. Buraya gelmek zorunda kaldım. Ben onların babalarına felçli iken 5 yıl baktım ama onlar bana bakmadılar. İkinci kocamın maaşı bana bağlanacağı yere üvey oğlumun karısına bağlandı."
OĞLUM ÇOK ZALİM
Üvey çocuklarından sadece bazılarının kendisine iyi davrandığını kaydeden Ümmü Gülsüm nine Almanya’daki üvey oğluna ise sitem ederken şunları söyledi: Almanya'da ki üvey oğlum çok zalimdi. Bana bütün bunları reva gören o büyük oğlan ve karısı. Evlatlarıma çok kırgınım, İkinci kocama vardıktan sonra o evde 45 sene çalıştım ama çocuklarımdan hürmet görmedim. Ben onlara yıllarca baktım, ihanetlik etmedim. Ama onlar benim altınlarımı almak istediler. Bu kadar mı nankörlük olur? Onlar bana bakmadılar, 6 tane dairenin içerisinde beni buraya gönderdiler."
İYİ GÜN GEÇİRSİNLER
85 yaşındaki Bağda Coşkun ise duygularını şöyle ifade etti: "Çorum'un Sungurlu ilçesinde doğdum. Eşim vefat etti. Evde yalnız yaşıyordum. Bir gün evde bayıldım komşular yardımcı oldular ve hastaneye götürdüler bu olaydan sonra komşular beni buraya getirdiler. Çocuğum yok. Bir kardeşim kaldı o da Almanya’da yaşıyor. Akrabalarım beni ziyarete geliyorlar. Kardeşimin ve çocuklarının iyi gün geçirmesini dilerim. Allah gönüllerine göre versin inşallah. Eski bayramları özlüyorum, şimdi o eski bayramların pek tadı kalmadı."
MUTLULUĞU HUZUREVİNDE BULDU
Zor bir hayat geçirdiğini dile getiren Sebiha Atak (67) ise eski bayramları çok özlemediğini söylerken nedenini ifade etmekten ise kaçındı. Ankara'nın Çamlıdere ilçesinde doğduğunu ve 1974 yılında eşini kaybettiğini söyleyen Sebiha nine sözlerine şöyle devam etti: “Huzurevinden önce kendi evimde kalıyordum. Hastalanınca oğlumun yanında kalmaya başladım ancak torunum nene sen evine git deyince bende buraya geldim. İkinci evliliğimi huzurevinde geçen yıl yaptım. Halil Atak bey ile burada tanıştım. Aradan bir süre geçtikten sonra onunla burada evlendim. Burada mutluyum.
KIZI 10 YILDIR GÖRÜŞMÜYOR
Kızı 5 yaşında, oğlu ise 6 aylıkken kocasını kaybettiğini söyleyen Atak, şu ifadeleri kullandı: “25 yıl çocuklarıma kapıcılık yaparak tek başıma baktım. Kızımı maddi imkânsızlıktan dolayı okutamadığım için bana kırgın ve benimle 10 yıldır görüşmüyor. Kızımı en son 2004’te oğlumun düğününe geldiğinde gördüm. Erkek olan yanıma geliyor. Kızımın bayramda gelmesini isterdim bayramlarda, kandillerde sürekli arardı. Ama 10 yıldır arayıp sormuyor."
PİŞMAN OLUP GERİ İSTEDİLER AMA…
Huzurevinin en büyüklerinden 94 yaşındaki Ali Palalı ise hayat hikayesini şöyle anlattı: “Yozgatlıyım. Hanım öldükten sonra 13 sene çocuklarımın yanında kaldım. Sonrasında bakan olmayınca buraya geldim. 3 yıldır huzurevinde yaşıyorum. 13 sene 450 lira kira verdim. En sonunda oğlum tarlaları satmamı istedi benden. Bende satmam dedim. O zaman 'bir tabak yemek, bir bardakta çay veriyorum bende başka oğlun yok mu bundan sonra onlar versin dedi. Öyle değince bende buraya müracaat ettim. Ve burada kalmaya başladım. Oğullarım burada ziyarete geliyor. Sattım tarlaları hepsine bölüştürdüm. Şimdi pişman oldular beni geri çağırıyorlar ama bu seferde ben gitmiyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.