Türkiye Yazarlar Birliği’ni Dinamik Bir Yapıya Kavuşturacağız
Kısa bir süre önce Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Başkanlığı görevine getirilen Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan Habervaktim’e konuştu. Gençlerin kendileri için önemine vurgu yapan Musa Kâzım Arıcan Genç Türkiye Yazarlar Birliğini kurmak için çalışmalarının ol
UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Başkanı Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan Habervaktim’e verdiği röportajda önemli açıklamalar yaptı. Musa Kâzım Arıcan, “Bir anlamda gençlerle yeni farkındalık oluşturup artık bir genç TYB birimi oluşturuyoruz. Şuan bunula ilgili çabalarımız devam ediyor. Genç TYB ile onları daha aktif hal getirmek ve yarın bir gün bayrağı onlara devretmek istiyoruz” dedi.
İSLAM COĞRAFYASINDAKİ BİR OLAMAMAYI İRDELEDİM
Öncelikle kendiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
1970 Hatay Dörtyol doğumluyum, ilköğretim ve liseyi Dörtyol’da tamamladım. Ardından Atatürk Üniversitesi İlahiyat fakültesinde başladığım Üniversite öğrenimini, iki yıl Erzurum’da okuduktan sonra Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladım. Meslek hayatına, bir yıl öğretmenlik yaparak başladıktan sonra Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Din Felsefesi Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak göreve başladım. Bu süreçte Ankara Üniversitesi’nde anabilim dalında yüksek lisansımı ve doktoramı tamamladım. Spinoza 17. yüzyıl filozofu inceledim, Yahudilikten ayrılmış ve Yahudiliği ve Hıristiyanlığı eleştiren bir filozof. Bu dinlerin tahrip olduğunu söyleyen biri, Tractatus adlı bir eseri var, ben bu eserin çevirisini yaptım. 1996 yılında başladığımız doktorayı 2003 yılında bitirebildik. 2010 yılında doçent oldum, doçentlik çalışması olarak dini dışlayıcılık adlı konuyu irdeledim. Daha çok batıdaki Hıristiyan teolojisi yani kilise dışında kurtuluş yoktur diyen bir anlayışı aslında inceleyen bir yaklaşımdı. 2015 yılında da profesör kadrosuna atandım, profesörlük çalışması olarak ta kültürel, dini farklılık ve Ebu Hanife, daha önceki çalışmalarımızı artık Ebu Hanife’de yani İslam düşüncesi olarak çalışma yaptık. Hem kültürel farklılık hem de İslam coğrafyasındaki bir araya gelememenin nedenlerini irdeledik. 1995 yılından 2011 yılı sonuna kadar Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde çalıştım. 2012 yılından itibaren Ankara’da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü, Türk İslam Düşüncesi Tarihi anabilim dalında akademik olarak devam ettim. Kadrom buradayken 2015 yılı Haziran ayından itibaren yaklaşık beş ay kadar Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde rektör Vekili olarak görev yaptım. 2015 yılı Kasım ayından itibaren de Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde Rektör Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Haziran 2015’ten sonra bir idarecilik serüveni başladı hayatımızda, akademik kariyerden çok idari işlere yönelmeye başladık. Ama bizim asıl işimiz akademisyenlik, daha çok düşünsel alanda yazmak çizmek. O yüzden burada Türkiye Yazarlar Birliğindeyiz.
DÜŞÜNCELERİ SAHADA UYGULAMALIYIZ
Akademik kariyerle, idari kariyerinizi değerlendirdiğinizde hangisi daha ağır basıyor?
Her işin kendine göre ağırlığı var ama idari işler sizi biraz daha akademik faaliyetlerden uzaklaştırıyor. İdari işlerimizde yapılması gereken işler, özellikle Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde yapılacak çok büyük işlerimiz var. tabi gönül şunu arzu ediyor, benim hep idealim şuydu; akademik aşamalardan sonra daha özgün, daha özgür yazılar yazacağımız bir gün gelecek diye düşünüyorduk. Ama yanılmışız doktora, doçentlik, profesörlükten sonra oturup daha derin yazılar yazacağımızı, daha geniş yazama alanları, zamanları bulacağımızı beklerken kendimizi idareci olarak bulduk. Benim daha fazla keyif aldığım aslında ilmi faaliyetlerimiz. Tabi bunla beraber sahadaki faaliyetlerimiz yani STK’larda işin teorik olmaması gerekiyor. Biz üniversitelerde öğrettiğimiz fikirleri, düşünceleri sahada uygulamalıyız. STK bu noktada önemli bir konuma sahip, Türkiye Yazarlar Birliğiyle biz bu kültürel, ilmi faaliyetleri daha doğrudan sahaya uygulayabiliyoruz. İşin doğrusu belki idarecilik bir şekilde yapılıyor, yapılmalı ama as olan üniversite hocaları için akademik faaliyettir, ilimdir, eser üretmesidir. Bende işin doğrusu şuan bu tür görevler tebliğ edildiğinde aktif şekilde sürdürmeye devam ediyorum. Ancak akademik hayata da hiçbir zaman nokta koymayacağız, virgül koyduk veya bir noktalı virgül koymuş olduk.
GÖREVİN SORUMLULUĞUNUN FARKINDAYIM
Türkiye Yazarlar Birliği köklü ve önemli bir STK böyle bir kuruluşta Başkanlık yapmak nasıl bir duygu?
İşin aslısı benim hiç planlamadığım, düşünmediğim bir gün burada başkan olur muyuz diye düşünmediğim bir görev. Tabi ki kurucuları çok değerli insanlar, en başta Onursal Başkanımız Mehmet Doğan olmak üzere değerli büyüklerimiz buraya emek vermiş. Yaklaşık 40 yıl boyunca da duruşunu bozmamış ve her kesime eşit mesafede bulunmuş, her zaman doğrudan ve hakkaniyetten yana tavır sergilemiş, özgünlüğünü ve özgürlüğünü bozmamış bir kuruluş. Böyle saygın bir kuruluşa başkan olmak her şeyden önce Rabbimin bir lütfu. Bunu bir rızık olarak görmek lazım ve hayır için kurulmuş bir yapıya sahip bir STK’yız. Hakça, Hak adına söz söylemek için kurulmuş bir kuruluşta bir gün görevin size verilmiş olması şükredilecek bir durum. Gerçekten onurlu ve bir o kadar da sorumluluğu yüksek bir görev. Bu görevin ne kadar büyük sorumluluk yüklediğinin de farkındayım.
DİNAMİK BİR YAPIYA KAVUŞTURMALIYIZ
Gençlerin toplumdaki önemi malum Türkiye Yazarlar Birliği olarak bu konuda neler yapıyorsunuz?
Esasında bu kurumu kuran arkadaşlarımız bu kurumu kurduklarında onlarda genç yaşlardaymış. Aslında bu kuruluşu genç bir nesil kurmuş, 38 yıl önce kurulan bu kuruluşu bizler 38 yıl sonra yeniden dinamik bir yapıya kavuşturmalıyız. Bu bağlamda geçtiğimiz yıllarda Gençlik Spor Bakanlığımızın desteğiyle Türkiye’de ilk kez 1. Genç Yazarlar Kurultayını gerçekleştirdik. Bu ülkemizin farklı illerinden, farklı alanlarda roman, öykü, şiir, dergicilik alanında yazıları ve teşebbüsü olan kardeşlerimizi bir araya getirdik. Yaklaşık 400’e yakın kişiden 40 kişi seçtik ve 40 arkadaşla Kızılcahamam’da bir çalıştay gerçekleştirdik. Onların beklentilerini konuştuk, yazılarında nasıl bir katkı sunabiliriz, daha tecrübeli öykü, dergi, şiir alanında belki büyükleri abileriyle onları buluşturduk. Bir anlamda gençlerle yeni farkındalık oluşturup artık bir genç TYB birimi oluşturuyoruz. Şuan bunula ilgili çabalarımız devam ediyor. Genç TYB ile onları daha aktif hal getirmek ve yarın bir gün bayrağı onlara devretmek istiyoruz. Onları burada bir önceki kuşakla buluşturup, hem dinamizm hem de tecrübe ve birikimi bir arada buluşturarak genç arkadaşlarımızın daha nitelikli, daha özgün, daha verimli eserler üretmesini amaçlıyoruz. Şubelerimizde genç yazarlarımıza önem vermelerini ve bu konu üzerinde durmalarını istiyoruz. İstanbul şubemiz bu konuda çok etkin, diğer şubelerimiz bu konuda gayretli. Gençlerinde program yaptığı, burada Etkinlik yaptığı bir TYB inşa etmeye çalışıyoruz. Giriş katımızda kafe yazar diye bir kafemiz var, burada daha çok gençlerin gelip takıldığı alan oluşturmaya çalışıyoruz. Burada kitaplar, dergiler bulunduracağız. Şuan dizayn etmiş durumdayız, eylül ayında da burası çok daha aktif olarak işlem kazanacak.
ANKARA KÜLTÜR FESTİVALİ YAPABİLİRİZ
Göreve geleli kısa bir dönem oldu sizinle birlikte Türkiye Yazarlar Birliği’nde neler olacak?
Önceki yönetimde de görev alıyordum ve bundan sonra kuruluşumuzun hem düzenini devam ettireceğiz hem de yeni projelerimiz olacak. Daha önce farklı mahfillerde konuştuğumuz ve çok ihmal edilen ‘kültür’ alanında geleneksel hale getirilebilecek ‘Kültür Şuraları’; yine gün geçtikçe her alan ve branşta ciddi sorunlar yaşadığımız ‘dil’ konusunda da geleneksel hale getirebileceğimiz ‘Dil Şuraları’ başlatmayı düşünmekteyiz. Belki Ankara’da bir kültür festivali, edebiyat festivali tarzında da bir etkinlik yapacağız. TYB olarak yapmaya çalıştığımız faaliyetlerde genellikle kurumsal işbirliklerine önem vermekteydik. Bundan sonra da yapacağımız etkinliklerde kurumsal işbirliklerini artırmayı ve birlikte daha güzel işler yapabileceğimizi ortaya koymak istiyoruz. Kültürel ve sanatsal faaliyetlerde yapacağız bunun yanında yazar yönelik, yazar ait faaliyetlerde yapacağız. Okuma oranları ülkemizde çok düşük, bu konuyla ilgili neler yapabiliriz, ne kadar farkındalık oluşturabiliriz bunun çabasını vereceğiz. Daha çok okumayı teşvik edeceğiz, liselerde ve üniversitelerde etkinlikler yaparak okur oranını arttırmak, etkili okur olmak yönünde de çabalar ortaya koyacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.