Suya hasret çeşme

Osmanlı’da çeşme kültürü önemli bir yer kaplamaktaydı. Hemen hemen her ileri gelen aile mutlaka bir hayrat (çeşme) yaptırır ve üzerine isimlerini yazarlardı. Başkent’in tarihi turistik merkezlerinden Ulucanlar Cezaevi Müzesi önünde duran 1885 yılında Paşa Ağa Zade Hacı İbrahim Efendi’nin kardeşi namıma yaptırılmış hayrat bunlardan biri. Ancak günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan çeşme yol kenarında bakımsız halde durarak önünden geçenleri susuz bırakmadığı günleri bekliyor. Bölgeye gelen turistler, Altındağ Belediyesi’nden çeşmenin restore edilerek turizme kazandırılmasını istiyor. 

TURİSTİK MERKEZDE KÖTÜ BİR İMAJ BIRAKIYOR 

Altındağ Belediyesi’nin Türkiye’de en çok ilgi çeken ve ziyaret edilen müzelerinden Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nin hemen önünde yer alan bu çeşme, bakımsızlığı ve ilgisiz bırakılmasıyla bölgenin imajına çok da uygun durmuyor. Bölgeye gelen yerli yabancı turistler önce çeşmenin ne olduğunu anlamaya çalışsa da bakımsızlıktan zor okunan Osmanlıca kitabeyi günümüz alfabesine çevrilmiş bir metin de olmadığından pek bir şey anlamıyor. Konuya ilgili vatandaşlar, “Hemen müze önünde yaşayan bir tarih. Gidenler anlatıyor, filmlerde görüyoruz dünyanın birçok yerinde halen yüzlerce yıllık çeşmeler akıyor ve insanlar faydalanıyor. Bizim de hemen bu hayrat kültürümüzün en iyi göstergesi çeşmemize sahip çıkmamız gerekiyor. Altındağ Belediyesi, restore ve müze konusunda çok hassas ve deneyimli bir belediye. Yetkililerinin konuya kayıtsız kalmadan bu çeşmeyi de turizme kazandıracaklarını ve eski işlevli haline getireceklerine inanıyoruz” ifadelerine yer verdi.  

134 YILLIK GEÇMİŞİNİ KİTABESİNDEN ÖĞRENİYORUZ 

Çeşmenin üst kısmında bulunan kitabesinde yapılış tarihi ve kimin yaptırdığı yazıyor. Osmanlıca metinden çevirdiğimiz bilgilerde şu bilgiler yer alıyor:

“Paşa Ağa Zade Hacı İbrahim Efendi’nin biraderi merhum Mustafa Efendi’nin namına inşa edilmiş çeşmedir. Sene 1303” Miladi takvime göre bu tarih 1885 yılına denk geliyor. 

CANLIYA SU VERMEK BÜYÜK HAYIRDIR

Kültürümüzde çeşme yani hayratlar büyük bir yer kaplamaktadır. Hem dinimizde hem de geleneksel kültürümüzde su azizdir ve canlıya su vermek en büyük sevaplardan hayırlardan biri olarak kabul edilir. Bu doğrultuda atalarımız her zaman bir yol kenarına ihtiyaç duyulabilecek bir noktaya bir su birikintisini anında çeşmeye dönüştürmüş; insan, hayvan tüm mahlûkatın hizmetine sunmuştur. Bu tür yaşayan tarih olarak adlandıracağımız miraslar şu anki ve gelecek nesillerin geçmiş nesillerle bağlantısını sağlamada en büyük vesilelerdir. 

Erkal Erdoğan//HABERVAKTİM

Gazeteilksayfa.com