‘Sendikacılık Müslümanın Yanında Olmaktır’
Diyanet Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar “Sendikacılık hak için Dünyanın bir diğer ucunda olan Müslüman kardeşimizin yanında olmaktır” diyerek açılan külliyenin İslam’ın ışığını yaymak isteyenlere destek olacağını belirtti.
Diyanet Sen, Afrika ülkesi Gana’da külliye inşa etti. Diyanet Sen Sendikası tarafından inşa edilen külliyeye Ahmet Yıldız Külliyesi adı verildi. Diyanet Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar “Sendikacılık hak için Dünyanın bir diğer ucunda olan Müslüman kardeşimizin yanında olmaktır.” diyerek açılan külliyenin İslam’ın ışığını yaymak isteyenlere destek olacağını belirtti.
Sendikacılık; Müslüman kardeşlerimizin yanında olmaktır
Memur –Sen ve Diyanet-Sen’in mazluma yoldaş, Müslümana kardeş olduğunu dünyanın gördüğünü belirten Diyanet Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar dünyaya sendikacılık dersi verdiklerini belirterek, “Sendikacılık hak için Dünyanın bir diğer ucunda olan Müslüman kardeşimizin yanında olmaktır. Bugün Mehmet Bayraktutar sadece Mehmet Bayraktutar olarak burada değildir. Konya’nın, Urfa’nın, Hakkari’nin, Çanakkale’nin, Mardin’in, Kayseri’nin, Yozgat’ın kısacası 81 ilin al bayrak gibi dalgalanan, misyon ve vizyon sahibi olan Diyanet-Sen’in her bir lideri adına, yetkili sendika olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 130 bin ferdinin selamını getirdim.” ifadelerini kullandı.
Kardeşi açken tok yatan bizden olamaz
Türkiye’nin birçok yerinde ve hatta dünyada sendikacılık örnekleri yaşandığını söyleyen Bayraktutar, “Bugün buradaki açılışımız sendikacılığın vizyonu ile alakalıdır. Mazluma yoldaş olan sendikacılar olduğu kadar, mazlum oluşturma çabasında olan sendikacıların da varlığını görüyoruz. Bugün Diyanet Sen ve Memur Sen, yapısal değerlerin hepsini gözlemleyerek mazluma yoldaş olmanın ana hatlarını çizmiş, köşe taşı olduğunu kanıtlamıştır. Bu hatlar kardeşliğin, dostluğun, insanlığın ve inancın gereklerinden sadece birkaçıdır. Peygamberin o güzel söylemine bakıldığında, kardeşi açken tok yatanın bizden olmadığı gerçeğini göz önüne aldığımızda, sendikacılığın ne demek olduğunu daha iyi anlarız.” dedi.
“Sendikacılık; dünya mazlumlarına ulaşabilecek evrensel bir güce sahip olmaktır”
Sendikacılığın sokağa çıkıp eylem yapmakla sınırlı olmadığını belirten Bayraktutar, “Sendikacılık devlet mülküne zarar vererek hak aramak değildir. Bizler arka sokaklardan ön sokaklara çıkıyorsak, hak adına çıkmanın, Emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i ani’l münker vazifesinin birer bekçisi olmanın gereklerini yerine getirmeliyiz. Bu davanın birer askeri, birer temsilcisi olduğumuzu asla ve asla unutmamalıyız. Sendikacılık sivil gereklilik noktasında devletin eksikliklerini göz önünde bulundurup, doğruyu adres göstermektir. Hak arama merkezi olduğu kadar haksızlığın karşısında da durabilmektir. Sendikacılık ülke sınırları içerisinde hapsolmuş bir yapı yerine, dünya mazlumlarına ulaşabilecek evrensel bir güce sahip olmaktır. Sendikacılık Türkiye’de doğan güneşi, güneş görmemiş ülkelere ulaştırabilmektir. Sendikacılık hak için Dünyanın bir diğer ucunda olan Müslüman kardeşimizin yanında olmaktır.” diye konuştu.
Davamız “bir” olmanın davasıdır
Sivil toplum kuruluşlarının varlığının önemine de değinen Bayraktutar, “Bugün dünyanın birçok yerinde, insan varsa sivil toplum varlığı da var olmalıdır. Sivil toplumun var olduğu ve var olmadığı ülkeleri gözlemliyoruz ve sonuç olarak Ortadoğu’da büyük bir yangının olduğunu görüyoruz. Dünya coğrafyasında nerede bir Müslüman varsa şer odakları onları yok saymayı, bizler ise onlarla birlikte tekrar doğmayı hedef edinmeliyiz. Bugün Gana’da İslam’ın ışığını yaymaya çalışanlara destek vermeye geldiğimizi, Osmanlının torunları neden gelmiyor diyenlere geldik, yanınızdayız kardeşlerim diyoruz. İman varsa İmkân vardır. İmkân varsa ihsan vardır. Kardeşlik varsa dava vardır. Bizim davamız bir olmanın davasıdır. Bizim davamız muhacir olmanın, Ensar olmanın davasıdır. Bizim davamız hakkı tutup kaldırmak adına er olmaktır. Allah bu davaya hizmet edenlerden eylesin. Allah bu davanın içinde gözlerimizi yummayı nasip eylesin.” ifadelerini kullandı.
Davayı uluslararası alana taşıma gayretindeyiz
Bayraktutar medeniyetten bahseden Avrupa’nın medeniyetsizce Müslümanın toprağına, mazlumun yuvasına, sofrasındaki aşına, kalbindeki imamına, kardeşliğindeki selamına, hayâsızca, arsızca, pişkince tecavüz etmek istediğini belirterek, “Elif gibi dimdik dururken, mücadeleyi öğütleyen Peygamberimiz gibi yılmamayı, meydanı boş bırakmamayı, üzüntüyü içimize, kararlılığımızı davamıza yansıtmayı şiar edinmeyi görev sayanlardanız.” dedi. Diyanet-Sen 82.184 üyesinden aldığı güçle havada 7 saat, karadan 5 saat yolculuk yaparak bu davayı uluslararası bir alana taşımaya gayretinde olduklarını söyleyen Bayraktutar, “Alparslan’ın Allah’ın nurunu daha ileriye taşıması gibi, denizlere sürdüğünde Şahit ol Ya Rab, Şahit ol Ya Rab atım daha fazla ileriye gidebilseydi senin adını oralara da taşırdım demesi gibi dedelerimizin hedeflerini sonuçlandırmaya yemin eden milletin torunlarıyız.” ifadelerini kullandı.
Her bahar bir çiçek ile başlar
Bayraktutar konuşmasının ardından üyelerine seslenerek, “Fitneyle gelene iffeti öğretiyorsunuz, yalanla gelene doğru budur diyorsunuz, kırmak İçin gelene, kırmanın kolay, yapmanın zor olduğunu hatırlatıyorsunuz. İşte bu yüzden size kurucu genel Başkanımız Erdemli sendikacılar dedi, işte bu yüzden size Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; Memur-Sen olmasaydı 28 Şubatlar, 15 Temmuz’lar daha zor atlatılırdı dedi. İşte bu yüzden asrın lideri Erbakan Hocamız, bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar deyip, sizleri gösterdi. Siz olmazsanız Arakandaki, Myanmar’da ki, Suriye’de ki, Mısır’da ki, Yemen’de ki, Libya’da ki Kudüs’te ki kardeşlerimizin derdini dertlenen kimse kalmaz.” İfadelerini kullandı.
Emrah ÖZCAN/HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.