Hayatını otizmli kızına adayan bir anne
Ankara’da yaşayan Otizmli kız çocuk annesi Atike Işık, büyük bir özveriyle kızı için çabalıyor.
Ankara’da yaşayan anne Atike Işık, Otizmli kız çocuğu için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor. İkiz bebek olarak dünyaya getirdiği çocuklardan birisine Otizm teşhisinin koyulmasının ardından anne Atike Işık’ın kızı için mücadelesi başlıyor.
Kişinin dünyayı anlama ve etkileşime geçme şeklini etkiyen Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olarak da adlandırılan otizm de ilk üç yaş çok önemli. Otizmli kız çocuk annesi Atike Işık, kızının otizmli bir birey olduğunu nasıl fark ettiklerini, yaşadıkları olayları ve tedavi sürecini anlattı.
ŞÜPHELENDİM AMA KONDURAMADIM
Konuşmasının gecikmesinden ve tekrarlayan anlamsız kelimelerden dolayı kızlarından şüphelendiklerini dile getiren Otizmli kız çocuk annesi Atike Işık, nasıl fark ettiklerini şu şekilde anlattı:
“Bizim anlamamız 1 buçuk yaşından itibaren oldu. Kızımın gelişimindeki gözlemlediğim şeyler bizi şüphelendiriyordu. Oyuncaklarıyla oynamıyordu, etrafına karşı çok ilgisizdi. Ancak küçük kardeşleri doğduğu zaman ikizi de olduğu için onla da biraz konuşması olmadığı için ikisini de kreşe gönderdik.
Kreşte 10 gün devam ettikten sonra kreşteki öğretmen daha önceden özel eğitimde öğretmenlik yaptığı için farklı bir şeyler olduğunu anlamış. Tabi öğretmenin teşhis koyması mümkün olmadığı için rehabilitasyonla görüşüp hastaneye gidebilecek bir durumu var mı sorduk. Böyle bir hastalıktan onların daha iyi anlayabileceğini söyledi. Hastanede becerilerini anlamak adın belli bir soru ve test yaptılar. 3 buçuk yaşında kızıma otizm teşhisi konuldu. Böylelikle serüvenimiz başladı.”
“EĞİTİME TIP EŞLİĞİNDE DEVAM ETTİK"
Her zaman kızıma daha fazla ne öğretebilirim çabasında oldum diyen Işık, “Fark ettiğimiz an doktor ilaç tedavisine başladı. Doktor ne dediyse onu yaptık. Kreşe yazdırın dediler kreşe yazdırdık. Rehabilitasyona gitmesi gerekiyor dediler rehabilitasyona gönderdik. Eğitime tıp eşliğinde devam ettik, bu birbirinden kopmaz bir bütün. Benim çocuğum eğitim alsın ilaç kullanmasın diye bir şey yok. Eğer doktor ilacı gerek görüyorsa vermek zorundayız. Doktor ne diyorsa onu uygulamak zorundayız. Önemli olan şey çocuğumuz bu durumu bir an önce nasıl atlatır. Nasıl bu durumun dışına çıkabilir.
En ufak bir şey öğrenmesi bile bizim için çok önemli. Sürekli bir şey öğretmeye çalıştım. Tuvalet eğitimi vermek bunu öğretmek 5 sene mi aldı diyebilirim. Bir şeyler öğrenmesine karar vererek ve bunu için sürekli çabalamak, konuşması için çabalamak, nasıl yapacağını karşılaştığın zorluklarda işte gittiğin kurumun rehabilitasyonu, psikiyatrisi ile görüşmek, doktora gittiğim zaman sormak, neler yapabileceğim konusunda ipucu almak. Üzerine de kendi tecrübelerin eklemek” sözlerini kullandı.
“NEDEN RAHATSIZ OLDUĞUNU İFADE EDEMİYOR”
Kızının kendini ifade etmekte güçlük çektiğini belirten Işık,” Kızım yoğun kalabalıktan rahatsız oluyor, her zaman girdiği yere bazen girmek istemeyebiliyor. Bir kokudan, bir sesten bilemiyoruz. Neden rahatsız olduysa onu bize ifade edemiyor. Yeni yeni konuşmalar olduğu için kendini biraz daha ifade edebiliyor. Önceden konuşamadığı için çok daha zorlanıyordu. Küçükken bir şey istediği zaman ağlıyordu. Ancak şimdi 13 yaşına yaklaştığı için kendini biraz daha iyi ifade edebiliyor.
Kızımın vücudunda bir yeri kaşınsa bile onu kaşıyabilecek kadar dikkati yok. Karşılaştığı zorluklardan biri de her zaman birine bağlı olması geriyor. Öz bakımı dahil hep birine baylı yaşaması bence karşılaştığı en büyük zorluk. Bunun haricinde toplumdaki zorluklar tolere edilebilir” ifadelerine yer verdi.
OTİZMLİ BİREYLER SÜREKLİ KORUNMAYA MUHTAÇ
Çevrede olup bitenleri anlamada ve tehlikeleri fark etmede zorluk yaşayabilen otizmli bireylerin, tehlikenin nerden ve nasıl geleceğini bilmedikleri için her daim birinin korumasına muhtaç olduklarını söyleyen Işık, “Kendilerini korumayı ve tehlikeyi bilmedikleri için yaralanmalara maruz kalabiliyorlar. Kızım agresif bir çocuk değil. Otizmli çocukların bazılarında agresiflik oluyor. Rehabilitasyon merkezinde başını duvara vurma, yüzünü yırtma gibi olaylara şahit oldum.
Yolda elinden fırlayabilir, araba çarpabilir veya kızımda olduğu gibi bir anlık dalgınlıkla penceren düşebilir. Kendine korumayı ve başına gelebilecek tehlikeleri bilmiyor. Bundan dolayı sürekli korunmaya muhtaç” şeklinde konuştu.
EN ÖNEMLİ ŞEY ANLAYIŞ
Sürecin yıpratıcı olduğunu ve bu aşamada eşlere büyük bir iş düştüğünün altını çizen Işık, “Bu süreçte kızımın karşılaştığı sıkıntıların yanı sıra eşimle bizim de karşılaştığımız farklı sıkıntılarımız oluyor. Bizim durumuzdaki ailelere tavsiyem ailenin durumu kabul etmesi lazım. İki tarafta anne de baba da bu çocuk benim çocuğum, Allah bunu bana verdi, bu işte benim de payım var diye kabul etmesi, benimsemesi lazım.
Her iki tarafın birbirine anlayışlı olması lazım. Gerektiğinde sırayla uyutacak, sırayla yemek yedirecek, birbirine nefes alacak zaman bırakacak. Bu şekilde hareketli bir çocukla zaman geçirmek çok yoruyor. Eşlerin birbirine mola vermesi için yardımcı olması gerekiyor. En önemlisi bu” diyerek sözlerine son verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.