Güllüoğlu: Açlıktan insanlar ölürken, 'iphone11 ne zaman çıkar?' diye soruluyor
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, uzay ile taş çağını aynı anda yaşadığımızı belirterek, “Bir taraftan iPhone 11 çıkacak mı diye beklerken, öteki taraftan insanların açlıktan öldüğü bir çağdayız” dedi.
AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, uzay ile taş çağını aynı anda yaşadığımızı belirterek, “Bir taraftan iPhone 11 çıkacak mı diye beklerken, öteki taraftan insanların açlıktan öldüğü bir çağdayız” dedi.
Türkiye’nin en genç sivil toplum kuruluşu olan ve başkanlığını İbrahim Enes Duruay’ın yürüttüğü Hempa Çocuk Derneği, ‘Çocuk Hakları Zirvesi’ni Ankara’da gerçekleştirdi.
Geçtiğimiz hafta sonu Kocatepe Konferans Salonu’nda düzenlenen zirvede STK temsilcileri ile aktivistler konuşma yaptı.
Bu alanda Türkiye’de ilk kez düzenlenen zirveye pek çok sayıda çocuk ve genç katıldı.
ÇOCUKLAR AÇLIKLA TERBİYE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Zirvede konuşan Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu üyesi ve Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Dr. Mehmet Güllüoğlu, açlıktan zor günler geçiren Suriyeli bir çocuk ile annesinin geçmişte yaşanan ve yürekleri yakan “Anne cennette ekmek var mı?” diyalogunu hatırlatarak söze başladı.
Parçalanmış coğrafyalarda çok sayıda çocuğun açlıkla karşı karşıya kaldığını kaydeden Güllüoğlu, “Suriye’de yardımın ulaşmadığından değil, ulaşması engellendiği için bazı bölgeler işgal altındaki rejim tarafından açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor” dedi.
AFAD BAŞKANI: “AÇLIKTAN ÖLEN ÇOCUK GÖRDÜM”
Kenya’da şahit olduğu üzücü bir olayı anlatan Güllüoğlu, “Beni en çok etkileyen manzaralardan bir tanesi Kenya’daydı. Belki birçoğunuzun televizyonda ya da karikatür olarak gördüğü açlıktan ölen çocuğu orada gördüm. Bir anne çöpten adama dönmüş o incecik çocuğunu mezara koyuyordu. Beterin beteri var mıdırın karşılığı oradaydı” diye konuştu.
BİR YANDAN UZAY ÇAĞINI YAŞIYORUZ BİR YANDAN TAŞ ÇAĞINI
Dünyadaki bu üzücü manzaraların son bulması için “Birilerinin birilerini dert etmesi, bu konuda kafa yorması gerekiyor” çağrısını yapan Güllüoğlu, “Biz dünyada bir taraftan uzay çağını yaşarken bir taraftan da taş çağını yaşamaya devam ediyoruz. Bir taraftan teknolojinin envai nimetlerinden faydalanıp yeni iphone 11 çıkacak mı diye beklerken; ama öteki taraftan insanların açlıktan öldüğü bir çağdayız” ifadelerini kullandı.
İSLAM KÜLTÜRÜNÜ HAKİM KÜLTÜR YAPMALIYIZ
Güllüoğlu, dünyada insan ticareti, organ ticareti, uyuşturucu ticareti gibi birçok kavramın yaşamaya devam ettiğini belirterek özetle şunları aktardı:
“Dünyadaki adaletsiz sistemin değişmesi için adalet duygusuna sahip adil ülkelerin, adil insanların daha fazla güçlü olması lazım. Türkiye bu anlamda önemli. Dünyada eğer biz tekrar İslam kültürünü, hakim kültür yapamazsak bu girdabın içinde dönmeye devam edeceğiz. Bizden sonra gelen de dönmeye devam edecek. Bir medeniyet değişimi, bir zihin değişimi yaşarsak o zaman daha başka bir dünya gelecek.”
BM özerk midir? BM nasıl çalışır?
AFAD Başkanı Güllüoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) ile ilgili de bilgi vererek görevini yerine getirmediği gerekçesiyle ülkemizde sıkça eleştirilen BM’nin bünyesinde Türklerin aktif rol alması gerektiğini şu gerekçelerle açıkladı:
“BM, kendi özerkliği olan bir yapı değil. BM’yi çok büyük bir derneğe benzetebilirsiniz. Ne kadar para toplayabilirse o kadar iş yapar. BM’nin 30’a yakın da alt kuruluşu var. O ülkedeki o ihtiyaca dair insani yardım ihtiyaç analizi yapar, arkasından insani yardım hareket müdahale planı yapar ve ona göre de bütçe belirler. Der ki; benim Türkiye’deki göçmenlere dair ihtiyaç duyduğum para 2 milyar dolar, Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine ihtiyaç duyduğum para 3 milyar dolar. Dünyanın her yerinden bu ihtiyaçları toplar. Sonra da bunu ülkelere pazarlamaya çalışır. Ülkelerin yardım kuruluşlarının veya resmi kuruluşlarının bütçeleri vardır. Bunu ilan eder ‘Ben bu kadar bütçe ayırdım’ derler. Sonra o bütçeden para almak için uğraşırlar. BM 30 milyar gibi bir ihtiyaç analizi topladı bildirdi diyelim; bunun ancak yarısını toplayabiliyor”
TÜRKLERİN BM’DE GÖREV ALMASI ŞART
Güllüoğlu şöyle devam etti:
“BM’de hangi seviyede olursa olsun çalışan çok az sayıda Türk var.
BM’deki vicdan sahibi insanların sayısını artırdığımızda ben inanıyorum ki dünyanın neresinde olursa olsun orada BM daha etkin, girişken ve faydalı işler yapacak. Biz gidemediğimiz yerlerde onlar aracılığıyla yardımlar ulaştırıyoruz.
Bir misal vereyim. Türkiye’den Gazze’ye un sevkiyatı yapıyoruz. Direkt Türk kuruluşlar üzerinden yardım yapılmasına İsrail zorluk çıkarıyor, geçişi kolaylaştırmak için BM kuruluşları ile işbirliği yapıyoruz. Ama en nihayetinde onun Gazzeli insanlara ulaştığından emin oluyoruz.
O yüzden dünyanın birçok noktasında bizde artık daha fazla işbirliği yapıyoruz. Ama o negatiflikleri değiştirmek için ise hadi buyurun aranızdan bazıları önce stajyer olarak girsin, alttaki pozisyonlardan başlasın. Sonra gidelim dünyanın kriz bölgesindeki çocuğa sarılalım.
Sadece Türkiye Diyanet Vakfı’nın, İHH’nın, Türk Kızılay’ının yeleği ile değil o kalbimizle BM yeleğiyle sarılalım. Ben hep söylüyorum selamı bir de böyle yayalım.”
OSMAN AKDOĞAN/ HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.