Gramofonun Ruhu

Gramofonun Ruhu

Gramofon Koleksiyon eri Raif Kara, gramofondan çıkan seslerin insanı adeta farklı bir yolculuğa çıkardığını belirtti.

 

SÜLEYMAN TOKER/HABERVAKTİM

 

Türkiye’nin sayılı gramofon koleksiyoncularından biri olan ve taş plak ve gramofonlar konusunda son derece donanımlı olan Raif Kara ile gramofonlar, pikaplar ve taş plaklar arasında Habervaktim olarak nostalji tadında bir söyleşi gerçekleştirdik.

 

KÜTÜPHANECİLİKTEN KOLEKSİYONCULUĞA

İlk Olarak Sizi Biraz Tanıyabilir miyiz?

Ankaralı bir aileye mensup olarak 1962 yılında doğdum. İlk ve lise eğitimini tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümünü okuyarak mezun oldum. Baba mesleğim olan kırtasiye ticareti ile iştigal etmekteyim. Çocukluğumdan beri var olan hız merakım nedeniyle 1986-1990 yılları arasında pist yarışı ve rallilerde, 1994-1995 yılları arasında da karting (go-kart)yarışlarında aralarında Türkiye birinciliği, ikinciliği ve üçüncülüğü olan çeşitli dereceler aldım. Evli ve üç çocuk babasıyım. 1984 yılından bu yana gramofon koleksiyonu yapıyorum. “GEÇMİŞTEN GELEN SES” adı altındaki ilk sergimi 2009 yılında Ankara’da, ikinci sergimi ise 2010 yılında Kahramanmaraş’ta açtım. Halen her Perşembe 21:00-23:00 saatleri arasında TRT Kent Radyo Ankara 105.6 frekansında “GEÇMİŞTEN GELEN SES” adlı programı hazırlayıp sunmaktayım.

***

DÜNYADA SES KAYDI YAPAN İLK CİHAZ

Önce gramofon nedir ne değildir den bahsedelim mi biraz?

Gramofon diye adlandırılan cihaz, 12 Ağustos 1877 tarihinde Thomas Alva Edison tarafından icat edilen ve Dünya’da ses kaydı yapabilen ilk makine olan “PHONOGRAPH” (Fonograf) adlı makinenin geliştirilmiş halidir. 1887 yılında Emil Berliner Fonografı geliştirerek “GRAMOPHONE” (Gramofon) adını verdiği taş plak çalabilen yeni bir makineyi tescil ettirdi. Günümüzde gramofon ve pikap kavramları maalesef birbiri içine geçmiş olarak kullanılmaktadır. Yani insanlar ellerindeki pikapları gramofon olarak adlandırmaktadırlar. Gramofonlar elektrik veya pil ile çalışmazlar içinde bulunan büyük bir saat zembereğinin gramofonun yanında bulunan bir kol vasıtasıyla kurulması esasına göre çalışırlar. Gramofon, taş plak ve gramofon iğnesi birbirlerini tamamlayan öğelerdir. Gramofon plaklarına “Taş Plak” denir. Taş plakların bir başka ismi de 78 devirlik plaklardır. Taş plaklar normalde sadece gramofonda dinlenebilir. Gramofonların dışında ayrıca 78 devirlik taş plak çalabilen pikaplarda da dinlenebilirler.  Long Play diye de adlandırılan 33 devirlik plaklar ve 45’lik diye adlandırılan küçük plaklar pikap plaklarıdır ve sadece pikaplarda dinlenebilirler (gramofonlarda dinlenemezler). Pikaplarda elektrikli bir sistem vardır ve dış etkenler hariç aynı iğne binlerce kez plak çalabilmektedir.

Taş plakların her yüzünde tek şarkı bulunmaktadır. Gramofonda teknolojisi gereği her şarkıda 1 gramofon iğnesi değiştirmek zorunludur.  Gramofon iğneleri çelikten yapılmış olup, altın kaplama olanları da vardır.

***

 

ÇOCUKLUĞUMDAN GELİYOR

Peki, Neden gramofon koleksiyonu?

Koleksiyon merakım altı veya yedi yaşlarımda iken yakın çevremdeki eski eşyaları toplayarak başladı ve ilerleyen yıllarda da eskici ve antikacılarla devam etti. İlk gramofonumu 1984 yılında aldığımda gramofonun diğer tüm eski eşyalardan daha farklı olduğunu, adeta bir ruhu olduğunu keşfettim. O günden sonra geçen 32 yılda topladığım çok nadide gramofon ve taş plaklar benim bu konuda Türkiye’nin bilinen en kapsamlı koleksiyoncusu olmamı sağladı.                         

***

İLKLERİN NEREDEYSE HEPSİNE SAHİBİM

32 Yıl Çok Uzun Bir Süreç! Bu Süreçte Ne kadar Gramofon Edindin?

Sesin kaydedilebildiği dönem öncesi müzik cihazı olan laternadan üç adet, 1877 yılında Edison tarafından icat edilen ve dünyada sesin kaydedildiği ilk cihaz olan fonograftan 6 adet vardır. Türk ses tarihi açısından çok önem arz eden, fonograflarda dinlenilebilen, 1890’larda kaydedilmiş ve Türk ses tarihinin ilk kayıtları olma özelliğine sahip ve bildiğim kadarıyla sadece benim koleksiyonumda olan Osmanlıca balmumu kovan plaklardan 24 adet bulunmakta. Ayrıca yabancı sanatçıların seslendirdiği vinil kovan plaklardan 100 adet, tamamı orijinal ve çalışır durumda olan “Victor”, “His Master’s Voice”, “Sahibinin Sesi”, “Columbia Pathé”,  “Polyphone, Electrola”, “Decca”, gibi dünyaca tanınmış markalara ait 132 adet gramofonum var.  Onun haricinde 1924 yılında İsviçre’de üretilmiş olan dünyanın en küçük gramofonu “Mikiphone”, Osmanlı Sarayı için 1912 yılında İngiltere’de özel olarak üretilmiş altın kaplama gramofon, 4 adet çocuk gramofonu ve bunlara ait 30 civarında özel plak koleksiyonumda bulunmakta. Hafız Burhan, Deniz Kızı Eftelya, Münir Nurettin Selçuk, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Abdullah Yüce, Erol Büyükburç ve İlhan Gencer gibi tanınmış veya tanınmamış pek çok sanatçının doldurduğu ilk plaklar, Atatürk’ün sesinden 10.Yıl Nutku, İstiklal Marşımızın farklı bestelerinin taş plakları Hafız Sadettin (Kaynak)’ın sesinden Türkçe ezan, Nadir bulunan 16 adet resimli taş plak bulunmakta. Çoğunluğu Türk Sanat Müziğinin çok kıymetli hafız ve sanatçılarına ait 5.300 adet taş plak,350.000 adet gramofon iğnesi ve gramofonlara ait pek çok afiş, broşür, biblo, hediyelik eşya ve plak kılıfı bulunmaktadır.

***

KOLEKSİYONUMDA YER ALMAMIŞ OLMASI LAZIM!

Bir Gramofonu Koleksiyona Kazandırma Hikâyenizden Bahseder misiniz?

Gramofon ticareti yapanlar tarafından benim koleksiyon standartlarım zaten bilinir. Bu standartlara uygun, koleksiyonunda yer almamış gramofonlar ile ilgili bilgilendirme yaparlar. Söz konusu gramofonun görsel, mekanik ve dinleme kontrollerini yaptıktan sonra beğenirsem satın alırım. Hemen peşinden de Türkiye’deki iki gerçek gramofon ustasından biri olan ve Ankara’da yaşayan Kadir Usta’ya götürürüm. Kadir Usta gerekli bakımlarını ya da gerekiyor ise tamirlerini yapar. Sonrasında da koleksiyonun bu yeni üyesinin kimlik kartı çıkartılır. Marka, Model, Üretici Firma ve Üretim yılını kapsayan demirbaş etiketi hazırlanır, fotoğrafları çekilir ve koleksiyondaki yerini alır.

***

BOŞ VAKİTLERİMDE GRAMOFONLARIMA BAKIYORUM

Peki, Gramofonlarınızla Zaman Nasıl Geçiyor?

Genellikle boş vakitlerimi koleksiyonuma ayırıyorum. Taş plak dinleyip plakların tasnif edilmesi ve fihristlerinin yapılması ile uğraşıyor, gramofonların temizlik ve bakımını yapıyorum. Daha sonra da internet sitesinin güncellenmesi gibi aktivitelerle uğraşıyorum. Koleksiyonumun gelecek nesillere bugünkü gibi bakımlı ulaşabilmesi amacıyla gramofonlarımın temizliğini sadece kendim yapıyorum. Bunun dışında ortalama 5‑6 yılda bir tüm gramofonlar Kadir Usta tarafından kontrol edilir ve bakımları yapılır. Koleksiyonumu müze formatında ve 6 ayrı güvenlik protokolüne sahip bir mekânda muhafaza ediyorum. 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.