Gelibolulu Ali kimdir, asıl adı nedir?
Gelibolulu Ali kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, tarih alanında nasıl ün yaptı, 2. Selim, 3 Murad ve 3. Mehmed ile yolları nasıl kesişti, edebi kişiliği nedir, hangi eserleri verdi, nerede vefat etti?
Osmanlı Döneminin ünlü tarihçilerinden Gelibolulu Ali’nin hayatını sizler için derledik…
Osmanlı döneminin en ünlü tarihçisi kimdir? Gelibolulu Ali kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, tarih alanında nasıl ün yaptı, 2. Selim, 3 Murad ve 3. Mehmed ile yolları nasıl kesişti, edebi kişiliği nedir, hangi eserleri verdi, nerede vefat etti?
İşte cevabı:
Gelibolulu Ali on altıncı asırda yetişen meşhur Osmanlı tarihçilerindendir. Adı, Mustafa bin Ahmed’dir. 1541 yılında Gelibolu’da doğdu. Küçük yaşta tahsile başlayan Gelibolulu Ali yirmi yaşında medreseden mezun oldu.
DİVAN KATİBİ OLDU
Mihr-ü Mah adlı eserini şehzade İkinci Selim’e takdim ederek divan kâtipliği görevine getirildi. Daha sonra Şam beylerbeyi Lala Mustafa Paşanın divan kâtipliğine tayin edildi. Mustafa Paşanın Mısır beylerbeyi olması ile birlikte Mısır’a gitti. Bir süre sonra Mustafa Paşa Mısır beylerbeyliğinden alınınca, Manisa’daki Şehzade Üçüncü Murad’ın musahibleri arasına girdi. Oradan Bosna Beylerbeyi Ferhat Paşanın divan kâtipliği vazifesine tayin edildi. Sultan Üçüncü Murad Han devrinde Gürcistan beylerbeyliği ve divan kâtipliği görevlerinde bulundu.
CİDDE’DE VEFAT ETTİ
Sultan Üçüncü Mehmed tahta çıktığı zaman mîr-i mîrân rütbesiyle Şam valiliğine tayin edildi. Fakat o, yazmakta olduğu Künhü’l-Ahbâr adlı eserini tamamlamak için lüzumlu malzemeyi daha rahat bulabileceği Mısır defterdarlığı veya Amasya sancakbeyliğini istedi. Son olarak kendisine Cidde emirliği verilen Gelibolulu Ali, bu vazifesine Mısır ve Mekke yoluyla giderek hac farizasını yerine getirdi. Sultan Üçüncü Mehmed’e yazdığı bir mesnevîde kendisine Mısır eyaletinin verilmesini rica etmişse de, buna nail olamadan 1600 senesinde Cidde’de vefat etti.
ŞİİRİN USTALARINDAN
Gelibolulu Ali, bir şair olarak zaman zaman sanat değeri çok üstün şiirler yazmıştır. Bunu, ortaya koyduğu üç Divan’ı açıkça gösterir. Ayrıca şerh edebiyatımızda öneli yeri vardır. Sultan Üçüncü Murad’ın şiirlerinin şerhini yapmıştır. Nefî gibi bazı şairlere mahlas vermesi onun şiirimizin ustalarından olduğunun açık delilidir. Ancak dalgalı ve dengesiz bir ruh yapısına sahip olması hayatına da aksetmiştir. Bunu diğer eserlerinde de görmek mümkündür.
ASIL ALANI TARİH
Gelibolulu Ali, çeşitli alanlarda yazı yazmakla birlikte, asıl başarılı olduğu alan tarihtir. Ayrıca eserlerinde tenkit fikrine yer verir. Asrını bir bakımdan ele alan bir yazar olup, manzum, mensur elliye yakın eseri vardır. Bunlardan en meşhuru dört bölümden meydana gelen Künhü’l-Ahbâr adlı tarih kitabıdır. Bu eser, sâdece bir Osmanlı tarihini değil, Peygamberler tarihi, İslâm tarihi, Türk ve Moğol tarihi konularını da içine alan geniş bir sahadır.
ESERLERİ İSTANBUL KÜTÜPHANESİNDE
Eserinde Osmanlı alim ve şairleri için de önemli bir kısım ayırmış olup, bu bölüm şairler tezkiresi sayılabilecek genişliktedir. Eserin en geniş kısmı, 16. asır Osmanlı tarihini anlattığı bölümdür. Ayrıca İslâm tarihinde verilen bilgiler çok geniş kapsamlıdır. Eserin ilmî değerini artıran bir yönü, Gelibolulu Ali’nin, İslâm medeniyetinin gelişmesinde Türklerin büyük rolüne ve hizmetine dikkat çekmesidir. Bunun yanında, yeri geldikçe, bölüm bölüm Avrupa milletleri hakkında da kısa bilgiler verilmiştir. Eserin başından İstanbul’un fethine kadar olan kısmı tertibine uygun olarak beş cilt halinde basılmıştır. Yazmaları çeşitli parçalar halinde İstanbul’un birçok kütüphanelerinde bulunmaktadır.
ADAB-I MUAŞERET KİTABI
Kavâidü’l-Mecâlis: Osmanlı medeniyeti ve sosyal hayatı bakımından kıymetli bilgiler veren bir görgü ve adab-ı muaşeret kitabıdır. Ömrünün sonlarına doğru Sultan Üçüncü Murad Hanın isteği üzerine yazdığı bu eserde, mühim meclislerde çeşitli sınıf, sanat ve mesleklere mensup insanların nasıl hareket edeceklerini, nasıl giyineceklerini, kısacası topluluk içinde adaba uygun yaşamak için neler yapmak ve neleri bilmek gerektiğini anlatmıştır.
Diğer bir önemli eseri Menâkıb-ı Hünerverân’dır. Eserde Türk-İslâm aleminde yetişen büyük hattatlar ve bunların hat sanatlarından, ayrıca tasvircilerden, tezhipçilerden, mücellit, halkari, zerefşân ve oyma sanatlarından bahsedilmekte, zamanın diğer sanatları ve sanatkârları hakkında da önemli bilgiler verilmektedir. İstanbul ve Viyana kütüphanelerinde dokuz nüshası bulunan eser, yedi bölümden meydana gelmiştir. İbn-ül-Emin Mahmud Kemal tarafından 1926 senesinde İstanbul’da eserin karşılaştırmalı neşri gerçekleştirilmiştir.
DİĞER ESERLERİ
1) Nâdir-ül-Mahârîb,
2) Heft Meclis,
3) Zübdet-üt-Tevârih,
4) Nusretnâme,
5) Câmi-ul-Hubûr der Mecâlis-i Sûr,
6) Mirkât-ül-Cihâd,
7) Füsûlü Hallü Akd ve Usûli Harc ü Nakd,
8) Hâlât-ül-Kâhire min el-Âdât- iz-Zâhire,
9) Mihr ü Mah,
10) Mihr ü Vefâ,
11) Tuhfet-ül-Uşşâk,
12) Râhat-ün-Nüfûs,
13) Hilyet-ür-Ricâl,
14) Münşeât,
15) Mahâsin-ül-Âdâb,
16) Dîvân (üç adet Vâridât-ı Enîka).
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.