Gandizm nedir, Budizm’den farkı ne? Gandi kimdir, nereli?

Gandizm nedir, Budizm’den farkı ne? Gandi kimdir, nereli?

Gandizm nedir, Budizm’den farkı ne? Gandi kimdir, nereli, hangi dönem yaşadı, hangi eğitimleri aldı, Hindistan’ın bağımsızlığına hangi katkıları sundu, hangi inanç ve felsefenin temsilcisi haline geldi, hangi eserleri yazdı?

Sıra dışı yaşam, inanç ve mücadelesiyle adını dünya tarihine yazdıran Hinduların efsanevi lideri Gandi’nin hayatını sizler için derledik…  

Gandizm nedir, Budizm’den farkı ne? Gandi kimdir, nereli, hangi dönem yaşadı, hangi eğitimleri aldı, Hindistan’ın bağımsızlığına hangi katkıları sundu, hangi inanç ve felsefenin temsilcisi haline geldi, hangi eserleri yazdı? 

İşte cevabı:

Mahatma Gandi (Mohandas Karamçand Gandi), 2 Ekim 1869’da Porbandar’da dünyaya gelmiştir. Babası Karamçand Gandi, Porbandar’ın başveziri, annesi Putlibai babasının dördüncü eşi ve dindar bir Hinduydu. Doğuştan “çalışanlar” kastına mensup olan Gandi, etyemezlik, canlılara zarar vermeme, kişisel arınma için oruç tutma ve farklı kast üyeleri arasında karşılıklı tolerans gibi öğretileri benimsemiştir.

13 YAŞINDA EVLENDİ

Gandi, 13 yaşındayken ailesinin isteği üzerine 13 yaşındaki Kasturba Makhanji ile evlenmiştir. Bu evlilikten Harilal, Manilal, Ramdas, Devdas adlarında dört çocuğu dünyaya gelmiştir. Ailesi avukat olmasını istediği için Bhaunagar’da bulunan Samaldas Koleji’ne devam etmiş, 4 Eylül 1888’de hukuk okumak için University College Londan’a girmiştir. Londra’da geçirdiği zaman içinde et, alkol ve seksten uzak duracağına dair annesine söz veren Gandi, daha sonrasında körü körüne bu inanca bağlanmayı reddetmiş, etyemezlik üzerine yazılar okuyarak bu inanışı entelektüel boyutta benimsemiştir. Ve hatta etyemezler Derneği’ne katılarak yönetim kuruluna seçilmiş ve bir şubesini kurmuştur. Londra’da eğitim hayatını tamamlayan Gandi, İngiltere ve Galler barosuna girdikten sonra Hindistan’a dönmüş; fakat burada avukatlık yaparken başarılı olamamıştır. Bir süre lise öğretmenliği yapmış ve Rajkot’a geri dönerek arzuhalcilik yapmaya başlamıştır. Bir Britanya subayı ile anlaşmazlığa düşünce bu işine de son vererek Güney Afrika’nın Natal Eyaleti’ne yerleşerek burada işe başlamıştır.

GÜNEY AFRİKA’DA AYRIMCILIĞA MARUZ KALDI

Gandi, Güney Afrika’da Hintlilere uygulanan ırkçılığa maruz kalmış ve bu ırkçılığın doğurduğu sosyal eşitsizlik ve haksızlıklar Gandi’nin sosyal eylemciliğinin temelini oluşturmuştur. Gandi, 1894 yılında Natal Hint Kongresi’ni kurarak Hintli topluluğunu ortak bir siyasi çatı altında toplamış ve Hintlilerin yaşadığı ırkçı muamele ve ayrımcılığa, sosyal eşitsizliklere dikkatleri çekmeyi başarmıştır. Gandhi’nin Güney Afrika’da geçirdiği yıllarda oluşturduğu ‘ideoloji’sinin temellerini, şiddet karşıtlığı, sivil itaatsizlik, pasifizm, uzlaşmacılık, çilecilik, Asya milliyetçiliği, Hinduizm akımının dinsel mistik öğeleri, dinlere saygı ve teknoloji karşıtlığı oluşturur.

MİLLİ BİR SİMGE OLDU

Tam 21 yıl sonra, 9 Ocak 1915’te ülkesi Hindistan’a dönen Gandhi’yi karşılamaya gelen onbinlerce Hintli, onun artık Hindistan için milli bir simge haline geldiğinin de bir kanıtıdır. Hindistan’da olduğu yıllar boyunca İngiliz emperyalizmine karşı pasif ve uzlaşmacı bir çizgi izleyen Gandhi, gerçekleşen birçok yığınsal milli bağımsızlıkçı ve emekçi eylemlerinden doğan kurtuluş fikrini, olgun bir fikir olarak görmedi. Arap ürünlerini boykot, sivil itaatsizlik gibi eylemler gerçekleştiren Gandhi, ayaklanmaya ve ulusal kurtuluş için savaşa karşı oldu. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler için asker toplamak en büyük hatalarından biri olmuştur.

ÜNÜ TÜM ÜLKEYE YAYILDI

1915 yılında Güney Afrika’dan Hindistan’a dönen Gandi, burada kendisini destekleyenlerle birlikte bir dernek kurmuştur. Kötü yaşam koşulları altında olan köylerin temizlenmesine, buralarda okul ve hastaneler kurulmasına öncülük etmiş ve köy liderlerini desteklemiştir. Tüm bunların sonucunda polis, huzursuzluk çıkardığı gerekçesiyle Gandi’yi tutuklamış fakat halkın protestoları sonucunda mahkeme Gandi’yi serbest bırakmıştır. Yoksul köylülere yardım edilmesi, kıtlık bitene kadar vergilerin kaldırılması gibi konularda hükümetle anlaşma imzalamıştır. Halkın sevgisini ve güvenini kazanan Gandi’ye insanlar baba anlamına gelen ”Bapu” ve yüce ruh anlamına gelen ”mahatma” demeye başlamışlar ve böylece Gandi’nin ünü tüm ülkeye yayılmıştır.

gandi-1.jpg

SUİKASTA KURBAN GİTTİ

Tüm yaşantısını ezilen sınıfın çıkarlarına hizmet etmeye, sosyal adaleti sağlayıp ırkçılık ve sınıfsal ayrımı reddetmeye, özgürlük mücadelesine adayan Gandi,30 Ocak 1948’de Yeni Delhi’de Hindu bir radikal olan suikastçı Nathuram Godse tarafından vurularak öldürülmüştür. Ölümünden sonra külleri kaplara konarak, anma törenleri için Hindistan’ın çeşitli bölgelerine gönderilmiştir.

HAYATINI DOĞRULUĞA ADADI

Gandi hayatını doğruluğu bulmaya adamış, kendi hatalarından yola çıkarak deneyler yapmıştır. İnançlarını ”Doğruluk Tanrı’dır” olarak özetlemiştir.

PASİF DİRENİŞ

Pasif direniş, Hindistan dini tarihinde çok eski bir yere sahiptir fakat bu düşünceyi ciddi anlamda siyaset boyutunda ilk uygulayan Gandi’dir.

ETYEMEZLİK FELSEFESİ

Annesinin dindarlığı sebebiyle tanıştığı etyemezlik, daha sonraları araştırmaları sonucunda benimsediği hayat felsefesine dönüşmüştür. Ona göre etyemez beslenme, hem insan vücuduna faydalı hem de çok düşük gelir seviyesine sahip olan Hindistan’da, ekonomik bir amaca hizmet etmektedir.

BRAHMAÇARYA

16 yaşında iken babası hastalanmış ve Gandi tüm hastalığı boyunca babasının başında olmuştur. Bir gece amcası Gandi’ye dinlenmesi gerektiğini söylemiş ve onun yerine geçmiştir. Odasına geçen Gandi, bedeni isteklerine engel olamamış ve karısıyla birlikte olmuştur. Kısa bir süre sonra hizmetçiden babasının az önce öldüğünü öğrenen Gandi, büyük bir suçluluk ve utanç duyarak, 36 yaşında cinsellikten vazgeçmiştir. Ona göre Brahmaçarya, ”duyguların düşünce, söz ve eylemde kontrolü” anlamını taşımış ve sevmeyi öğrenmenin kişisel zorunluluğunu hissetmiştir.

İNANÇLARDA EŞİTLİĞE İNANDI

Gandi, batı tarzı yaşam stilini bırakmış, gereksiz harcamalarını keserek sade bir yaşam biçimini benimsemiştir. Hindu olarak doğup öyle yaşamıştır. Budizmi, Hinduizmi, Hristiyanlığı ve İslamiyeti incelemiş ve bu konularda sayısız kitap okumuştur. Tüm dinlerin eşit olduğuna inanmış; Hinduizmin ruhunu arındırdığını, kendisini huzura kavuşturduğunu savunmuştur.

gandi-2.jpg

GANDİZM NEDİR?

Gandizm adını Mahatma Gandi’den alan, onun dünya görüşlerini tanımlamak için kullanılan ve olaylar karşısında pasifizm, pasif direniş ve sivil itaatsizlik yöntemlerinin kullanılması esasına dayanan politik akımdır. Büyük ölçüde Satyagraha felsefesini içerir. Mahatma Gandi, yeni bir fikir veya doktrin ortaya atmadığını belirtmiş ve fikirlerinin “Gandizm” olarak tarif edilmesini tasvip etmediğini açıklamıştır. Çünkü Gandi’ye göre ortaya attığı görüşler nihai değildir ve gelecekte bunlar değişebilir. Hindistan’ın “bapu”su, yani babası sayılan Mahatma Gandi prensip insanıydı ve “Benim mesajım yaşamımdır” diye nitelediği mücadeleci ömrü, hep insaf ve şeref doğrultusunda, belirli kriterler çerçevesinde geçmişti. Hayatından çıkardığı derslerden birisi de insanlığın sonuna sebep olacak yedi ölümcül günahtı. Bu günahlar, onun felsefesinin ve sıkı sıkıya bağlandığı prensiplerinin hatlarını çizmiştir. Zahmetsiz servet, kolay yoldan servet ve şöhret elde etmeye çalışan insanlar vergi ödemekten, fedakârlık gerektiren durumlarda paylaşmaktan ve aldıklarının karşılığını hakkıyla verme sorumluluğundan kaçınırlar. Halbuki zahmetin olduğu yerde ilerleme, hareketin olduğu yerde bereket vardır. Bunun bilincinde olan prensipli insanlar, bu sosyal yanlıştan uzak durmaya çalışır, gelirlerinin alın teriyle kazanılmış olmasına dikkat ederler. Bu felsefik inanç Budizmden farklı olarak Gandi tarafından geliştirilmiştir. 

BİLİNÇSİZ HAZ HAYAT KARARTIR

Şuursuzca elde edilen zevklerin sonu pişmanlıktır. Olgunlaşmamış, bencil, hırslı ve doyumsuz kişiler sorumsuzca kendi nefislerini tatmin etmek, günlerini geçici zevklerle geçirmek ve sürekli haz peşinde koşmakla uğraşırlar. Sonuçlarını düşünmeden elde ettikleri zevkler bu tür kişilerin bireysel hayatlarını karartmakla kalmamakta, ailevi ve sosyal yaşamlarını da etkilemektedir. Prensipli insanlar doğru ile yanlışın, zevkli veya zevksiz gibi ölçütlerle belirlenemeyeceğinin farkında olarak yaşarlar, sorumluluk ve insaf çemberi dâhilinde eğlenirler.

ESERLERİ

The Story of my Experiment With Truth (Yaşadığım Gerçeğin Öyküsü) 2 cilt, 1927-1929. Collected Works of Mahatma Gandhi (Mahatma Gandi’nin Toplu Eserleri) 40 cilt.

 

Gazeteilksayfa.com

 


 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.