Davut Sulari kimdir, asıl adı nedir?

Davut Sulari kimdir, asıl adı nedir?

Davut Sulari kimdir, asıl adı nedir, nereli, hangi dönem yaşadı, âşıklar geleneğine hangi katkıları sundu, kimlerden ders aldı, kimlere ders verdi?

Âşıklık geleneğinin önemli temsilcilerinden Davut Sulari’nin hayatını sizler için derledik.

Davut Sulari kimdir, asıl adı nedir, nereli, hangi dönem yaşadı, âşıklar geleneğine hangi katkıları sundu, kimlerden ders aldı, kimlere ders verdi? 

İşte cevabı:

Davut Sulari 1926 yılında Erzincan'ın Çayırlı ilçesinde doğdu. Asıl adı Davut Ağbaba'dır. İlkokulu Çayırlı'da okudu. Tasavvuf şairi olan dedesi Kaltuk Mehmet Ağa'dan ilk bağlama, şiir ve türkü derslerini aldı. Paşa Doğan adlı akrabasından da aşıklık geleneği ve bağlama konusunda dersler aldı. O dönemden sonra çalıp söyledi. 1955 yılından sonra sık sık Konya’ya geldi. Konya Aşıklar Bayramı'nın oluşturulmasında emeği geçen Sulari, 4 yıl kadar Ankara ve İstanbul Radyolarında usta bölge sanatçısı olarak çalıştı. Türkü, atışma, güzelleme dallarında büyük bir yeteneğe sahipti. Özellikle Alevi kökenli âşıklar içerisinde atışma alanında farklı bir yeri olan Sulari'ye bu özelliği, türkülerindeki zenginliğin gelişmesinde önemli katkı sağladı.

da-001.jpgÜNLÜ AŞIKLARA USTALIK YAPTI

Türkiye'nin birçok yerini at sırtında gezerek her gittiği yerde türküler, güzellemeler söyledi.

Uzun yıllar çeşitli Avrupa ülkelerinde de dolaşan Sulari, kendine özgü türkü söylemesiyle birçok insanı etkiledi ve kendine özgü bir biçim oluşturdu.

Ayrıca Daimi (1932-1983), Beyhani (1933-1971), Kelkitli Serdari gibi birçok aşığa ustalık yaptı.

Aşık Reyhani ile birlikte Türkiye'nin çeşitli yerleri dışında, İran, Irak ve Suriye'yi dolaşarak çalıp söyledi. Özellikle 1970'li yıllarda ise çeşitli Avrupa ülkelerinde uzun süre dolaşarak konserler verdi. Davut Sulari, 27 Aralık 1984 tarihinde Erzurum'da bir aşıklar meclisinde hayatını kaybetti. Erzincan’ın Çayırlı ilçesinde toprağa verildi.

Davut Sulari Şiirlerinden Örnekler:

EYLESİN

Bu yola talip ol bağlandın ise
Peyik sofulara beyan eylesin
Hakikat aşkı ile dağlandın ise
Git kendi pirine derman eylesin 

 Museyibini aldırasın dara 
 Dört başın mamur et olma mudara 
 Müminler fakırdır değıl fukara 
 Bu hakin ceminde cavlan eylesin 

Kemer best bağladık başında tacı 
Kulağında küpe gürhunacı 
Güdül bir kabbedır yapta ol hacı 
Davut Sulari'ye nişan eylesin 

AŞIKTIR (BENDEN SORULURSA)

Benden sorulursa aşık olanlar
Manen pir elinden dolan aşıktır
Meclis olup değerini bulanlar
Kendi cenazesin' kılan aşıktır

Kişisel olanı kainat tanır
Darb-i aşk olanlar cihan dolanır
Gahi berrak akar gahi bulanır
Olgun mertebede kalan aşıktır

Ben aşık değilim yoksul ozanım
İçimde dert kaynar bünyem kazanım
Bazı yalçın dağım bazı sazanım
Davut Sulari'den kalan aşıktır

NE YAZIK (İŞTE YETİMLERİN)

İşte yetimlerin yetimi benim
Çok cahdettim gülemedim ne yazık
Bu dünyaya geldiğimden yoksulum
Ben neyim hiç bilemedim ne yazık

Her kimlere el attımsa koptu dal
Ne takatim kaldı ne de bir mecal
Bir yakınım yok ki olam hasbi hal
 Fesat hile olamadım ne yazık
Giden gitme mihnet bırakmaz peşin
Gel Davut Sulari yok ahbap eşin
Yaren akraba tavlukat kardeşin
 Dediğimde kalamadım ne yazık

ÇOK EVVEL OLDU

Elde düğün bayram benim neyime
 Benim kurbanlarım çok evvel oldu
 Sorayım fakire bir de beyime
 Dem-i devranlarım çok evvel oldu

Eller güler oynar içim kan ağlar
Alem al yeşilde can kara bağlar
Değişti asırlar silindi çağlar
Merdan-ı meydanım çok evvel oldu

Davut Sulari'yem çağladım aktım
Riyakar kullardan nefretten bıktım
Şöhret kalasını kökünden yıktım
O ahd u peymanım çok evvel oldu

SONRA GİT (YAR SENİN DERDİNDEN)

Yar senin derdinden derbeder oldum
Derd-i derunumu sor da sonra git
Hasretinden Mecnun misali oldum
Ne hale düşmüşüm gör de sonra git

Aşık olan maşukunu atar mı
Gül yerine kara çalı biter mi
 Aslan yatağında tilki yatar mı
Gözle on ikiden vur da sonra git

Ağırgöl Dağında Gahmut Yaylası
Hangi gün inersen hoştur havası
Gel ey düzgünüm gel çektirme yası
Sulari kulunu gör de sonra git
 
SULTANIM 

Aylardır gözüm yoldadır 
Varamaz mısın sultanım 
Gelip de tenha tenhaca 
Soramaz mısın sultanım 

Bir Allah Allah 
Yar Allah Allah 
Bir Ali'm Ali'm 
Pir Ali'm Ali'm 

Uzun boyun kara gözler 
Ayet hadis sende sözler 
Talip olan izin izler 
Göremez misin sultanım 

Bir Allah Allah 
Yar Allah Allah 
Bir Ali'm Ali'm 
Pir Ali'm Ali'm 

Hey Davut Sulari heydir
Mest-i elest eden meydir
Sorsan ki bu sevda nedir
Eremez misin sultanım 
Bir Allah Allah 
 Yar Allah Allah 
 Bir Ali'm Ali'm 
 Pir Ali'm Ali'm 

GÖZ NURUM

Bugün bende bir hakikat aşkı var 
Dinle sözlerimi uyu göz nurum 
Beni şad eyledin gün günden beri
Bırak düşünceyi huyu göz nurum
Hey dost hey dost huyu göz nurum 

Mestane bakışın olgun işlerin
Vasili hak olur bu gidişler 
Şöyle sallanışın bu çıkışların
Titretir yer gökte muyu göz nurum 
Hey dost hey dost muyu göz nurum 

Herşeyin benziyor aynen ataya
Caht et düşmeyesin başka hataya
Müdriksin efendim ilmi imlaya 
İçilir muhabbet suyu göz nurum
Hey dost hey dost suyu göz nurum 

 Davut Sulari unuttu kendini 
 Hırsız bozamazmış arif fendini 
 Arpacığa bir bak al tüfengini 
 Caht et ki vurasın toyu göz nurum 
 Hey dost hey dost toyu göz nurum 

VARDIM KIRKLAR KAPISINA 

Vardım Kırklar kapısına 
 Mail oldum yapısına 
Tapmışım hak kapısına 
Evvel Allah ahir Allah 
Dönemem estağfurullah 
İmanım amentübillah 

Akıttım gözümden yaşı 
Eritir dağ ile taşı 
Ali'dir imamlar başı 
Evvel Allah ahir Allah
Dönemem estağfurullah 
İmanım amentübillah 

Pir elinden içtim dolu 
Öğrendim erkanı yolu 
Emniyette mümin kulu 
 Evvel Allah ahir Allah 
Dönemem estağfurullah
İmanım amentübillah 

Davut Sular' canlar canı 
Mevlana Mahmut hayranı 
Pirimdir Veysel Karani
Evvel Allah ahir Allah
Dönemem estağfurullah
İmanım amentübillah

 

Gazeteilksayfa.com

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.