Bu aylardaki yağışların nedeni iklim değişikliği

Bu yıl Haziran ayının sonlarına kadar yaşanan yağışları ve sel baskınlarını Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Fırat Çukurçayır’a sorduk. Gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Çukurçayır, bu yıl ilkbaharda görülen yağışların Haziran ayına sarktığını belirtti. Sel baskınları içinse Çukurçayır, alt-üst yapının yeterli olmasına dikkat çekti. Ayrıca Temmuz ve Ağustos aylarının da hava sıcaklığının mevsim normallerinin 1-2 derece üzerinde seyredeceğinin beklendiğini söyledi. 

Haziran Ayının sonu gelmesine rağmen yağışların devam etmesi normal midir?

Geçtiğimiz yıllarda da normalde ilkbaharda görmeye alıştığımız yağışların Haziran ayına sarktığını gördük. Bu nedenle ilk defa yaşadığımız bir olay değildir bu.  Meteoroloji bir bilim dalıdır.  Yağışın atmosfer içinde nasıl oluştuğu bellidir. Bu nedenle bugün ülkemizde yaşadığımız meteorolojik koşullar tamamen ülkemizi etkileyen hava sistemlerinin bir sonucudur. Atmosferin üst tabakaları soğuk, yüzey ise sıcak ve  yeterli nem  olduğundan gök gürültülü sağanak yağışlar şeklinde yağışlara maruz kalmaktayız. Özellikle İngiltere ve  kuzey Avrupa  geçtiğimiz yıllara göre kurak bir mevsim yaşarken bu yıl Türkiye yağışlı bölge içinde yer almaktadır. Kısaca yaşadığımız durum ülkemizi etkileyen  hava sistemlerinin doğal bir sonucudur.

Artık Haziran ayını bahar ayı, Eylül ayını yaz ayı gibi değerlendirebilir miyiz?

Değerlendiremeyiz. Çünkü bu yıl yaşadığımız bu meteorolojik koşulları bundan sonra her yıl yaşayacağız demek mümkün değil. Bu yıl ülkemizi etkileyen hava sistemlerinin önümüzdeki yıllarda da  aynı zaman diliminde oluşması teorik olarak mümkün değildir.
 
Geçtiğimiz yıllara göre bu yıl yağışlar haziran ayı sonuna kadar devam etti. Bu durum giderek uzar mı? Yoksa yıllara göre yer değiştirir mi?

TEMMUZ VE AĞUSTOS BİR İKİ DERECE DAHA SICAK OLMASI BEKLENİYOR 

Bu yıl mevsim normallerinin altında yağış olan bir Nisan ayı yaşadık. Daha sonra Mayıs ve Haziran aylarında bu açık kapandı. Şu anda beklentiler ve mevsimsel tahminler özellikle iç Anadolu bölgesinde mevsim normallerinden bir ya da iki derece daha sıcak bir Temmuz ve Ağustos ayı  yaşayacağımız şeklinde. Yağışların da mevsim normalleri civarında olacağı beklenmekte. Bu nedenle Temmuz ayı başından itibaren mevsim normallerine döneceğimizi bekliyoruz. Her yıl aynı zamanda aynı meteorolojik koşulları yaşamayı beklemek akılcı değildir. Çünkü atmosferik koşulların her zaman ” normal “ olması beklenemez.
 
Ani sel olayları, yağışların bir anda başlamasının nedeni mevsime aykırı bir yağış olmasından mı kaynaklanmaktadır? 

ALT-ÜST YAPILARI GÜÇLÜ OLANLAR BU OLAYLARIN ÜSTESİNDEN GELEBİLİR 

Ülkemizde özellikle bahar aylarında gördüğümüz kararsızlık yağışları dünyanın her yerinde benzer sıkıntılara sebep olabilmektedir. Dünya Meteoroloji Teşkilatı iklim değişikliği nedeniyle tüm dünyada yağışların zamansal ve alansal değişimleri olacağını, bu değişimden en çok gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin etkileneceğini söylemektedir. Bunun anlamı şudur. Gelişmiş ülkelerde de yağışların zamansal ve alansal değişimleri görülecektir. Fakat bu ülkeler uygun ve yeterli alt –üst yapıları nedeniyle bunun üstesinden gelebilecekken yeterli alt ve  üst yapılara sahip  olmayan gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler ciddi sıkıntılar yaşayacaktır. Ülkemiz de hava sistemlerinin etkilemesi açısından hem bulunduğu konum hem de yetersiz alt yapısı nedeniyle yağışların zamansal ve alansal değişimlerinden ciddi olarak etkilenmektedir.
 
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TÜM DÜNYANIN SORUNUDUR

İklim değişikliğinin tüm dünyanın bir sorunu olduğuna ve bu değişime mutlaka ayak uydurarak tedbir alınması gerektiğini belirten Çukurçayır şu ifadelere yer verdi:
“İklim değişikliği tüm dünyanın sorunudur. Bu nedenle iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelebilecek, yağışların zamansal ve alansal değişimi gibi, olayları  500 yılda bir, 1000 yılda bir görülen olay gibi tanımlamak kimseye bir şey kazandırmaz. Yetkililer  özellikle bahar aylarında yağışların zamansal ve alansal değişimlerinin olacağını kabul edecek ve yerleşim alanlarında alt yapı ve üst yapı anlayışlarında  köklü değişimler yaparak bu olaylara hazırlıklı olacaklardır. Bunun başka bir yolu yoktur. İklim değişikliği tüm dünyada bir realitedir. Bizlerde bu değişimin etkisini yerel ölçüde azaltacak tedbirleri almak durumundayız. Kısaca; değişime uyum sağlamak durumundayız”

Erkal ERDOĞAN/HABERVAKTİM