Prof. Dr. Arif Özaydın: Müslümanca bir felsefe bilimine dönmemiz lazım

Prof. Dr. Arif Özaydın: Müslümanca bir felsefe bilimine dönmemiz lazım

Bir Kitap Bir Yazar programında konuşan Prof. Dr. Arif Özaydın kalkınmak için düşünmeye ihtiyacımız olduğunu belirterek, “Endülüs medeniyeti felsefe biliminde önde olduğu için kalkındı, petrol sahibi olduğu için değil” dedi.

Server Vakfı bünyesinde her cumartesi misafir bir yazarın katılımı ile gerçekleşen ‘Bir Kitap Bir Yazar’ adlı programın bu haftaki konuğu Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın’dı.

Kapitalizmin Kıskacında isimli kitabı ile söyleşiye katılan Özaydın Türk eğitim sistemindeki batı endeksli yaklaşımdan dem vurduğu konuşmasında, “Felsefe biliyorsunuz daha çok maneviyat ile ilgilenir. Akıl yoluyla, düşünme yoluyla düşünce işidir ama bize felsefe okutmadılar, felsefe diye Yunan medeniyetini okuttular bize. Nefret ettik felsefeden. Oysa felsefe düşünme işidir. Bilim de maddi varlıkların neden niçin ve nasıl olduğunu anlatan bir şey, akıl yoluyla bulma işi. Felsefe bilimsiz olmaz. Peki hemen sıcağı sıcağını söyleyeyim. Din kalkınmaya mani midir ve neden kalkınamadık diye soruyorlar bana. Felsefe ve bilimi kaybettiğimiz için kalkınamıyoruz. O gün Endülüs medeniyeti felsefe biliminde önde olduğu için kalkındı. Petrol olduğu ya da olmadığı için değil, felsefe bilimini ve düşünmeyi kaybettiğimiz için geriledik. O zaman yeniden felsefe bilimine dönmemiz lazım.

Müslümanca bir felsefe bilime, Gazali’ye dönmemiz lazım. Düşünürken de batıya endeksli düşündük. İşte üniversite hocasıyım ben, batıya atıfta bulunmazsanız sizi doçent, profesör yapmıyorlar. Ben de ısrar ediyorum, yazmayacağım onları diye. Köprüyü geçene kadar yazdım, şimdi yazmıyorum. Biz kendi başımıza üretiriz ve nitekim ürettik. Son 20 yıl hamdolsun ürettik. Ben hiç eleştirmiyorum ne güzel işler yaptık. Allah Tayyip Bey’e hayırlı ömürler versin” İfadelerini kullandı.

“ORTA ÇAĞ MÜSLÜMANLARIN AYDINLIK ÇAĞIYDI”

Batılı tarihçilerin Orta Çağ’ı karanlık çağ olarak adlandırmasının Müslüman toplumlar için geçerli olmadığını savunan Özaydın şöyle konuştu:

“Tıp hocalarıyla oturdum konuştum. Birisi beni yürekten vurdu. Ruh doktoruna gittim, kalın bir kitap var. Metafiziği, maneviyatı reddettiği için ruhu tarif edemiyor, inanmıyor ruha. Ne yapıyorsunuz dedim, hocam hastaya uyuşturucu ve uyutucu ilaç yazıp gönderiyoruz dedi. Oysa ruh olmadan olmaz. Ruh insanı insan kılan manevi bir varlık, metafizik bir varlık. Gözle görünmüyor, metafiziği reddediyor, nereden beri? Rönesans’tan bu yana reddediyor. Onlar Aydınlanma Çağı diyor, en karanlık çağ 20. yüzyıl çağıdır. Orta Çağ’a karanlık çağ diyorlar. Ben size söyleyeyim en karanlık çağ 20. yüzyıldır. İki tane savaş çıkartmıştır. Karanlık çağ Orta Çağ değil, Orta Çağ bizim için en aydınlık çağ idi, müslümanlar için. Her gelen darbe ya da devrim geçmişi karalar, 20. yüzyılda çıkan savaşlarda milyonlarca insan ölmüştür, atom bombası atılmıştır ama insanlığı böyle birileri kürsülerden ders diyerek anlatıyor.”

basliksiz-1-001.jpg

GENÇLER KAPİTALİZMİN MÜRİDİNE DÖNÜŞÜYOR

Ortodoks iktisat yaklaşımının üniversitelerde ders olarak okutulması ile beraber yeni nesillerin bir tür kapitalist müride dönüştüğünü söyleyen Özaydın, “Ortodoks iktisat diyorlar, geleneksel iktisat duydunuz belki. Bu bizi bir yere götürmez. Farklı bir reçete yazacağız şimdi, ortodoks iktisat dedikleri ve bilim kisvesi giydirdikleri aslında kapitalist ideolojinin üniversitelerde ders olarak okutulmasıdır. Biz kapitalist iktisat okutursak okuldaki çocuk ne olarak çıkar? Kapitalizmin müridi çıkar. Bu da bir tarikat, ideoloji. Kapitalizm, sosyalizm, laisizm, rasyonalizm, hümanizm daha sayarız, ideolojiler çağı. Dini reddedince din yerine koyulan şeyler üretmiştir insan. İşte kapitalist ideolojinin üniversitelerde ders olarak okutulması sonrası hepimiz kapitalistleştik. Kapitalizm kendini ayakta tutmak için yeşil kapitalizm dedi, sosyal kapitalizm dedi, keynesyen kapitalizm dedi, yeni kapitalizm dedi. Benim de ısrarla söylediğim şu, Einstein’a atıfla sorunlarımıza aynı yöntemi uygulayarak onlardan farklı sonuçlar beklemek ahmaklıktır. Bizim çıkmazımız bu şimdi. Yeni politik stratejiler üretmek zorundayız. Üretir miyiz, üretiriz. Sorun şu politika üreticilerinin çoğu bu üniversitelerden mezun olmuşlardır ya da Londra’da, Paris’te, New York’ta doktora yapmışlardır. Reçeteyi oradan yazıyor, sorun bu” şeklinde konuştu.

ara3-001.jpg

MEDENİYET LONDRA’DA DEĞİL MEDİNE’DEDİR

Türkiye’nin kendi başına büyük bir medeniyetin mensubu olduğunu söyleyen Prof. Özaydın, Londra, Paris ve New York gibi batılı şehirlerden beslenmeye gerek olmadığını belirterek, “Genel güruha bakmayın, aradan bir çivi, bir nal, bir komutan diye giderek bir ordu çıkar. Karamsar olmaya gerek yok. Bakın Londra’dan, Paris’ten, New York’tan bu ülkeye hayır gelmez. Gezmeye gidelim, sokaklarını caddelerini gezelim ama Medine’den beslenelim. Medeniyet Medine’dedir, Medine devlet demek. Onlar da “city” şehir devleti yani. Yolumuzu kaybettik, arıyoruz. Bulduk mu bence bulduk. Ben de buldurmaya çalışıyorum. İdeolojiler çağıdır son yüzyıl. Bunun en önemlisi kapitalizm bana göre. Kapitalist medeniyet bizi bitirdi. Kapitalizm tamamen madde endeksli, daha da özelini söyleyeyim para endeksli. Israrla söylüyorum para ile bir şey olmaz. Sanayi devrimi para olduğu için olmadı. Sanayi devrimi yapıldığı için para kazandık. Bilgi teknolojileri devriminde de aynı şekilde. O yüzden para politikasına hiç inanmıyorum iktisat politikası anlamında. Enflasyon ile uğraşmayla merkez bankası asla bir şey yapamaz” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.