Ankara’nın Adliye Projesine İhtiyacı Var
Habervaktim’e röportaj veren Hukuk ve Değişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Hukuk Barosu Avukatı Uğur Çağlar, Türkiye’de hukukun işleyişi ve Ankara’nın hukuk sorunları hakkında önemli açıklamalar yaptı. Ankara’nın bir adalet sarayına ihtiyacı old
UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM
Hukuk ve Değişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Hukuk Barosu Avukatı Uğur Çağlar gazetemize verdiği röportajda Türkiye’deki hukuk sorunlarına değindi. Barolar birliğini eleştiren Çağlar hukukun magazinsel bir ortamda tartışıldığını iddia etti. Çağlar ayrıca Türkiye’nin Başkenti’nde bir adalet binası krizi yaşandığını öne sürdü.
‘DOĞRUDAN OLAY SİYASET ÜZERİNDEN TARTIŞILDI’
Avukatların aranması üzerinde çok tartışma yaşandı siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanı çevresinde çok fazla hukukçu kimliğe sahip birçok insan var. Özellikle bu avukatların aranması meselesinde bir yanlış yönlendirme olduğunu düşünüyorum avukatlara verilen bu hak. Mesela sen avukatsın sana da bir kıyak geçelim hadi ne yapalım sana araba veremeyiz ama seninde üstünü aramayalım diye değil bu. Avukatın neden aranma yasağı olduğu sorusunun cevabına bakılmadı. Doğrudan olay siyaset üzerinden tartışıldı barolar birliği başkanı doğrudan buna farklı bir yorum getirdi Cumhurbaşkanımız buna kızdı. Ama şunu anlamak lazım avukatın aranmasıyla ilgili kısım vatandaşın hakkının korunmasıyla ilgili kısım yoksa maça giderken, uçağa binerken aranması normal orada o vasfınızla aranmıyorsunuz. Evrakların müvekkile avukat arasında kalması gerekli polis tarafından istenebilir. Bu sefer ben niye beni arıyorsunuz, aramamanız gerekli sorusuna cevap bulamıyorum. Buradaki neden aranmıyor sorusu cevap bulmadığı için başka konulara dalıyoruz. Evet, o gün Allah rahmet eylesin savcımız hayatını kaybetti canımız yandı. Bizde arkadaşlarla birlikte gittik ve avukatlarla ilgili bir açıklamada yapmadık. Mesleğimizi savunmaya da girmedik çünkü canımız yandı. Okul arkadaşımız, birçoğumuzun devresi böyle bir şeyin yaşanmasını elbette istemiyoruz ama bu noktaya hukuk mantığıyla bakılması lazım. Üzüldüğüm nokta mecliste bu kadar hukukçu kişi olmasına rağmen Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğru bilgilendirilmediğini düşünüyorum. Birde burada barolar birliğinin tavrı. Eğer barolar birliği başkanı o gün siyaset ya da başka bir şey üzerinden tartışmaya girmeyip meslek üzerinden tartışmaya girseydi. Atıyorum belki Cumhurbaşkanımızın o günkü refleksine göre avukatlar bir arada hareket ederdi.
‘SENİN İŞİN BU MESLEĞİ GELİŞTİRMEK, HUKUKU GELİŞTİRMEK’
Türkiye Barolar Birliği’nin ideolojik davrandığı eleştirileri var bu eleştirilere katılıyor musunuz?
Barolar Birliği olarak sen mesleği temsil ediyorsun bu mesleğin yeterince sıkıntısı var, sıkıntılara çözüm üretmiyorsun orada gidip siyaset konuşuyorsun. Doğal olarak bunu avukatlar olarak kimse belki kendi siyasi düşüncesinden insanlar bile kabul etmedi. Zaten dikkat edin böyle bir tartışmanın içerisinde belki insanlar destek bekliyor olabilirdi. MHP ve CHP liderleri kendi yerini bilecek dedi. Niye? Çünkü onların alanlarına giriyorsun. Senin işin bu mesleği geliştirmek, hukuku geliştirmek. Bir hukuksuzluk görüyorsan, değerlendiriyorsan bunun yorumunu yap. Maalesef baştan beri bugün Ankara Barosu’nun bile şuan Metin Bey eğer siyaset yapacaksa gitsin siyaset yapsın diye bir açıklaması var. Mesele şu; bizim her işimiz böyle. Bizde kurulan odalar, meslekle ilgili çalışan faaliyet yapan yerlerin temel sorunu bu. Bir süre sonra siyaset yapma isteği duyuyorlar. Ve maalesef bizde bu tür yapılar ben siyasete bir adım atıyım burada adımı barolar birliği başkanı olarak duyurayım. Buradan Metin Bey siyasete yöneliyor, bu yanlış böyle bir yoldan gitmek. Elbette herkesin siyasetle ilgisi vardır ama burada temel mesel bu işi bu makamı buna aracı olarak kullanmamak. Herkesin siyasi hedefi olabilir ben barolar başkanı olurum bir dönem sonra siyasete atılabilirim. Görevin başındayken siyasetle uğraşmak bence uygum değil. Kendisine oy veren kitle tarafından da bu konuda büyük eleştiriler alıyor.
‘BİR HAKSIZLIK VARSA ORTAYA ÇIKMALI’
Türkiye’nin en büyük adalet sorunlarını ele alırsak size göre şuan yaşadığımız en büyük adaletsizlik nedir?
Bizde önemli olan temel sorun yukarıdakilerin hukukunun tartışılması yani 5–6 kişinin hukukunun tartışılması. Tamam tartışılmasın demiyorum bir haksızlık varsa ortaya çıkmalı. Bir haksızlık karşısında 5 sene ceza evinde yatıyorsun insan ömründen özgürlüğünden alınmış bir şey haktır yani bu. Fakat bizde sadece hukukun tartışılan boyutu magazin gibi bir belirli kesimin hukuku tartışılıyor. Alttaki vatandaşın hukukunu herkes unutuyor, yani yapılan yasal düzenlemelerden dolayı belki binlerce insan mağdur durumda yaşıyor. Bunu görüp, bilinceye kadar birçok insanın canı yanıyor. Ne yapman gerekiyor daha titiz ve dikkatli davranacaksın. Bu titizliği Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın yapması mümkün değil bunu bu işi yapabilecek insanlar kadrosu yapacak bunun sağlanması gerekli. Özgecan öldü ortalık karıştı ama aynı şekilde Muğla’da bir kızcağız öldü ne oldu. Onun davasına niye milyonlar gitmiyor, o kızın hakkı hak değil mi. Özgecan savunulmasın demiyorum o herif bence ne kadar ağır ceza gerekiyorsa alması lazım. İnsan evladının yapabileceği şey değil ama öbür tarafta da aynısı oldu. Bizde işte şey var Berkin Elvan meselesini tartışırken diğer tarafta Diyarbakır’da ölen Yasin meselesini hiç tartışmıyoruz niye çünkü işimize gelmiyor. Ve yahut ben kendi cenahımdan baktığımda Yasin’i tartışıyorum Berkin’i tartışmıyorum. Mesele ne biliyor musunuz Pardon filmi Türkiye’nin yargı meselesini çok ciddi özetleyen örnektir. Size bir gün şöyle bir şey söylenebilir, biz şöyle haklıyız böyle haklıyız dediğinizde git Yargıtay’a başvur denilebilir. Benim düşüncem bu seni başımdan atıyorum diyerek. Ama siz derseniz gecikmiş adalet, adalet değildir yanlış yapıyorsunuz sizi mahkeme salonundan atarlar. Yani burada herkesin çeki düzen vermesi lazım. Bizim meslek birliğimizin dönüp bir kendine bakması lazım, hukukla, meslekle ilgili ne yapmış siyasetle ilgili ne yapmış. Adalet Bakanlığı’nın hakim seçerken tavrına bakması lazım. Türkiye’de her şey konuşuluyor şimdi 2007’e kadar bir özgürlük süreci veriyorsunuz 2007’den sonra aa bu bizim aleyhimizde kullanılıyor diyerek bu sefer verdiklerinizi geri alıyorsunuz. Bunun bir ortasını bulmak lazım.
‘ANKARA’NIN ÇOK CİDDİ BİR ADLİYE PROJESİNE İHTİYACI VAR’
Ankara yargısının en büyük temel sorunlarını ele alırsak öncelik olarak nelere eğilmemiz gerekli?
Ankara’nın yargısıyla ilgili temel sorunu şu Türkiye’nin her yerinde yeni adliye binaları yapıyor Adalet Bakanlığımız. Çok güzel binalar gidip geliyoruz, görüyoruz çok hoş. İstanbul’da onlarca adliye vardı, Avrupa yakası ve Anadolu yakasında birer tane adliye yapıldı bütün işler oraya toplandı. Şimdi görülmüş olanı bile bile, artık süreçte ne aksıyor bilmiyoruz ama biz bir sıkıntının içerisindeyiz. Ankara Adliyelerinde bir işin varsa Sıhhiye’ye gideceksin, icralarda bir işin varsa Yenimahalle’deki halin oraya gideceksin icra dairesine. Daha kötüsü yeni bir proje ile ticaret mahkemelerini başka bir binaya taşıyacaklar. Yani İstanbul’da bir şey görüldü denildi ki kardeşim bu böyle parça parça olmuyor. Gidiyorsun Çağlayan Adliyesi’ne büyük bir nimet var, elektronik alt yapıyı sağlıyorsun her türlü imkân var. Ankara’nın çok ciddi bir adliye projesine ihtiyacı var fakat bu atlanıyor ve burada hep zulmü vatandaş görüyor. Geçen sosyal medyada paylaştım savcı olayından sonra Ankara Adliyesi’nde inanılmaz bir vatandaş kuyruğu var. Biz avukatların bir kimliği var bir yığılma olmadan giriyoruz fakat vatandaşın girdiği kapı inanılmaz bir şekilde kalabalık. Kuyruklar çok uzun olmuş durumda. Ya önceden düzgün aramıyorlardı ya da vatandaş çoğaldı burada ne oldu. Bizde bir işin cılkı çıkıyor. Bir süre sonra bunun sistemde bu aramalar azalacak ve vatandaş daha rahat girecek, yeni olaylar gerçekleşecek. İnsanın olduğu yerde riski en alt seviyeye indirirsiniz ama sıfırlayamazsınız. Adliye binası için çok tartışma oluyor halin orada yeni bir proje olduğu söyleniyor. Artık adliyelere sığılmıyor, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı çözüm üretmeye çalışıyor yani bina dökülüyor, asansörler çalışmıyor. Bazen gidiyorsun hâkimin odasında duruşma yapman gerekiyor, burası ülkenin başkenti. Ama hükümet bunu çözmeye çalışıyor ne yaptı Danıştay’da, Yargıtay’da daireler kurdu, elektronik ortama geçti çok güzel bir sistem kurdu. Sen sistemi iyileştiriyorsun ama işleyişi ve insanı düzeltemediğin sürece değişen bir şey yok. Yani o binanın bir de içinde aktivite olması lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.