Ankara’da Kene Tehlikesine Dikkat!
Habervaktim’e röportaj veren Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Zafer Karaer Ankara’da kene üzerine yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Ankara’da özellikle keneler açısından Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgelerinin tehlikel
UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Zafer Karaer Habervaktim’e yaptığı açıklamalarda keneler üzerine çarpıcı bilgiler verdi. 36 yıldır keneler üzerine çalışma yaptığını belirten Karaer Ankara’da kenelerle ilgili yeni bir projeye imza atıyor. Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgelerinin Ankara’da tehlikeli olduğunu söyleyen Karaer pikniğe gidip gelen herkesin mutlaka kene muayenesi yapması gerektiğini vurguladı
HASTALIK ÇIKTIKTAN 10 YIL SONRA NE YAPABİLİRİZ DENDİ
Ankara’da kenelerle ilgili bir araştırma ve proje yapmaya sizi iten sebepler nelerdi?
1979’dan beri keneler üzerine çalışan biriyim. 79’dan 2015’e kadar keneler üzerine çalışmalar yaptım. Yaklaşık olarak 36 yıldır bu işle uğraşıyorum. Hayvanlarda yaşanan vakalar bizi daha çok ilgilendiriyor veterinerlik fakültesi olmamız hasebiyle. Ancak 2002 yılında Kırım Kongo Kanamalı Kene tespit edildi. Ondan sonra kenenin popülaritesi Türkiye’de arttı. 2002’den öncede kene vardı Türkiye’de. 2002’de artmadı, sadece teşhis edildi daha önce teşhis edilememişti. Nasıl teşhis edildi peki 2002’de bir sağlık çalışanı bu hastalıktan ölüyor. Bunu teşhis ettirelim diyorlar Avrupa’ya gönderiliyor ve hastalığı teşhis ettiriyorlar. 1940’lı yıllarda Kırım’da bu hastalık teşhis edilmiş, 1950’li yıllarda da Kongo’da teşhis edilmiş. Ama Kırım’la Kongo arasında Türkiye olduğu için kuşlar bu tarafa gelip konup göçtükçe buna bağlı olarak Türkiye’de hastalığın olmaması diye bir şey söz konusu değil. 2002’den 2015’e kadar olan süre içerisinde beni 2012 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından davet ettiler. Kırım Kongo Bilim Kurulu oluşturmuşlar. Yani hastalık ortaya çıktıktan tam 10 yıl sonra beni davet ettiler. 30 – 40 kişilik bir kurul genellikle tıp fakültelerinden hocalar davet edilmiş, veterinerlikten birkaç arkadaş var. Hastalık ortaya çıktıktan sonra 10 yıl geçmiş ve biz bu hastalık için 2012 yılında ne yapabiliriz diyorlar. Hastalığa yakalananların birçoğu ölmüş, hastalığa yakalananla ölen arasında pek fark yok. Herkes bir fikir ortaya sunuyor halkı bilinçlendirmek için şunu yapalım bunu yapalım şeklinde. Ben söz aldım ve dedim ki bu çizdiğiniz tablodan dolayı çok hicap duydum ve üzüldüm. Aradan 10 yıl geçmiş hastalıktan ve hala ne yapalım diye düşünüyoruz. Ne yapacağınızı kene mevsimi başlamadan belirlemeniz lazım. Kene mevsimi gelmiş çatmış ne yapacağız diyorsunuz. Bunun en büyük sebebi hastalıklarla ilgili ciddi çalışmalar yapılmamış. 2002’de hastalığın çıktığı yerler riskli bölge olarak karantinaya alındı. 2004 yılında 20 ile çıktı bu 2012 yılına geldiğinde 77 ilde vardı bu hastalık. Bütün bunlara batkımızda iç açıcı bir tablo değil, doğru düzgün çalışmadığımızı da gösteren bir tablo. Ne yapılabilir Sağlık Bakanlığı olarak sadece hasta hastaneye geldiğinde tedavisi yok ama takviye tedavi yapılıyor. Siz hastalığı sadece hastaneye girdikten sonraki dönemini düşünüyorsunuz. Hasta niye hastalanıyor, neden hastalanıyor gibi durumları hiç düşünmüyorsunuz. Bunlarla ilgili hiç etkili bir çalışma yapılmamış. 2012’de ki o toplantıya bağlı olaraktan proje yapmamız gerektiğini düşündük. Veteriner hekimliği olarak ta projeyi keneler üzerine yaptık.
MASRAFLARIMIZI SAĞLIK BAKANLIĞI KARŞILADI
Ankara ili ve civarında yaptığınız kene çalışmalarıyla neyi hedefliyorsunuz?
Ankara’da bir model çalışması yapmak istedik. Bu modelin ülke genelinde uygulanması gerektiğini düşünüyorum. 2013 yılında projemizi hazırladık TÜBİTAK’a verdik. Ankara ili ve civarındaki kene türlerine ait bazı ekolojik ve epidemiyolojik verilerin özellikleri üzerine. Projeyi verdik biz projeyi 5 kişinin katıldığı bir panelde değerlendirmiş. Bu 5 kişi’den 3’ünün keneyle ilgili bilgisi yok zaten moderatörün konuyla ilgili bilgisi yok. Projeyle alakalı bize ret yanıtı geldi. Kızdım ve durumu yazılı olarak Başbakanlığa, Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığına, TÜBİTAK Başkanına, YÖK Başkanına, Sağlık Bakanlığına, Tarım Bakanlığına direk bakanların isimlerine yazdım gönderdim. Sanayi Bakanlığı Basın Danışmanından bana dönüş oldu. Projemizle ilgilendiklerini ve bizimle çalışmak istediklerini söylediler. Bir mühlet sonra Halk Sağlık Müdürlüğü’nde aradılar ve projemizi değerlendireceklerini söylediler. İl Halk Sağlık Müdürlüğü destek vereceklerine dair söz verdiler ve desteği aldık. Bize 4 çarpı 4 araç tahsis ettiler arazide gezmemiz için. Bütün masraflarımızı Sağlık Bakanlığı karşıladı ve çalışmalarımızı sürdürdük. Hedeflediğimiz noktalar şunlar, kene nerede, ne zaman ve nasıl bulunur. Hangi hayvanları daha çok kullanıyor. Kene bir yıl içerisinde insan veya hayvandan 340 gün farklı hayvanlardan kan emebiliyor. Ankara ili ve civarından genel olaraktan biz kenelerin nerede, nasıl ve ne zaman bulundukları konusunda 3 aşağı 5 yukarı fikir sahibi olduk.
KIZILCAHAMAM VE ÇAMLIDERE BÖLGELERİ DAHA RİSKLİ
Ankara’da kenelerin daha sık bulunduğu ve tehlikeli olan bölgeler nereler?
Şimdi kenelerin bulunduğu bölgeler belli zaman zaman bu bölgelerde hastalıklar çıkıyor. Kızılcahamam tarafları ve Çamlıdere tarafları biraz daha diğer yerlere göre daha riskli bu demek değil ki diğer bölgelerde yok. Bizim bulduğumuz kenelerde hastalık etkeniz bulunması açısından bu bölgeler riskli. Bolu’dan Anakara’ya geçiş bölgeleri, Çubuk tarafı var. Keneler sadece Kırım Kongo hastalığını taşımıyorlar onları da bilmek lazım. Kırım Kongo’nun dışında 200’e yakın hastalık etkeni taşıyorlar. Kenelerde bu hastalıkları tespit ettik. 2 yılık çalışma süremiz içerisinde coğrafi boyutları da Ankara’da devreye soktuk.
KENE NE KADAR ERKEN ÇIKARILIRSA O KADAR YARALI
Kene ısırmasına yönelik vatandaşlarımıza ne tür tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Kan emmekte olan bir kene vücuttan ne kadar erken çıkarılırsa o kadar yaralıdır. Bunun için sağlık kuruluşuna gitmeye gerek yok, hastane ve sağlık kuruluşları uzakta olabilir. Kenenin üzerine hiçbir madde dökmeden hemen çıkarılmalı. Çıplak elle değil de eldiven veya cımbızla kan emmekte olan keneyi çekip çıkartmalıyız. Kenenin kan emmeyi sonlandırması önemli çünkü kan emerken kene sürekli tükürük salgılar. Tükürüğü kanın pıhtılaşmasını önlemek için salgılar ve emdiği bölgede kan havuzu oluşturur. O kan havuzundaki kan pıhtılaşmaz kene 5 günde dursa 10 günde dursa kan emmeye devam eder. Ama tükürükle birlikte vücuda mikropta verir. Bundan dolayı kene ne kadar erken çıkarılırsa o kadar iyidir. Ancak keneni üzerine hiçbir şey dökülmemeli ve yakılmamalı. Bir şey döker veya yakarsanız kene bütün mikrobunu vücudunuza kusar. Daha tehlikeli bir durum olur ve olmayacak hastalıkları da bulaştırır. Pikniğe gidip gelen herkesin mutlaka kene muayenesi yapması lazım. Eşler birbirlerini muayene edebilir, arkalı önlü, kulakların arkasına kadar. Saçların çıktığı noktalar vardır oradan itibaren tepeden tırnağa. Vücuttaki kıvrımlı yerleri keneler sever koltuk altı, göbek altı, bacakların arası tehlikeli bölgeler. Çocukları da özellikle tepeden tırnağa kontrol etmeleri lazım. Kene bulunup çıkarıldıktan sonra emdiği bölge alkol ile temizlenmeli. Ben çıkardım keneyi iş bitti diyerek yiğitlik yapmamak lazım keneyi yine içinde alkol bulunan bir şişenin içerisine koyup en yakın sağlık kuruluşuna götürsünler. Keneye baktırırlarsa içleri daha rahat olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.