ANKARA’DA BİR GRAMOFON USTASI

ANKARA’DA BİR GRAMOFON USTASI

Türkiye'deki iki, dünyadaki on gramofon ustasından biri olan gramofoncu Kadir Akcan hem gramofon tamiri yapıyor, hem de eski parçaları birleştirerek yeni gramofonlar üretiyor.

 

SÜLEYMAN TOKER/HABERVAKTİM-

 

Yeni olanın "iyi" olarak tanımlandığı ve teknolojinin bütün ihtişamıyla yaşamımızı çepeçevre kuşattığı bir çağda, nostaljiye duyulan haklı özlemini yaklaşık 28 senedir Pirinç Han'daki küçük atölyesinde gidermeye çalışan gramofon ustası Kadir Akcan, Türkiye’de gramofon restorasyonu ile ilgilenen az sayıda insandan biri.

ÇOCUKLUĞUMDAN  GELME BİR MERAK    

Merakının çocukluğundan geldiğini söyleyen Kadir Usta,"Ben Ankaralıyım. Çocukluğumuz köyde geçti. O dönemlerde gramofonumuz vardı. Çocukken, adamlar bu küçücük şeyin içinde nasıl şarkı-türkü söylüyor diye merak ederdim. İlk kıvılcım bu merakla  ateşlendi. Zamanla çeşitli işler ile uğraştım fakat içimde hep bir uhde kalmıştı gramofonlara karşı. İlk olarak kendi gramofonumu tamir ettirecek kimse bulamadığım için kendim tamir etme kararı aldım. Zaten yaptığım işler dolayısıyla zaten teknik bir bilgim vardı. Bununla birlikte kendi kendime araştırarak, gramofonlarla ilgili her şeyi, tamirini, parçaların üretimini tek başına deneye yanıla öğrendim" dedi.           

GRAMOFONA SEVGİM TUTKUYA DÖNÜŞTÜ

Kendisinin de bir gramofon tutkunu olduğunu söyleyen Kadir Usta, "Atölyemde yeni neslin unutmaya başladığı, bozulduğu için dinlenemez duruma gelen gramofonları hayata döndürmeye çalışıyorum. Türkiye’de gramofon restorasyonu ile ilgilenen az sayıda insandan biriyim. Amerika, Almanya, İngiltere ve Fransa’da olmak üzere dünyada bu iş ile ilgilenen az sayıda kişi kaldı. Bu işte sevgi bende bir tutkuya dönüştü. Bende  Hafız Burhan’ın ayrı "Makber" in ise bambaşka bir yeri var. Zaten bunu sevmezsen bu işi yapamazsın ki. Öyle gramofonlar geliyor ki kömürlükten çatı arasından çıkmış, içinden fare ölüsü bile çıkan gramofonlar geliyor. Girmiş içinden çıkamamış. Kalmış içinde kurumuş. Öyle gramofonlar çıkıyor. Onun için bu işe gönül verdik, sevdik ve tutkunu olduk" diye konuştu.

MERAKLILARI İLK BENİM KAPIMI ÇALIYOR

Bu işin sevgi ve emek istediğini dile getiren Kadir Usta, "Antika meraklıları ve koleksiyonerler, bozulan, parçası kaybolan, dinlenemez duruma gelen gramofonlarını tamir ettirmek ya da bakım yaptırmak için sadece bana başvururlar. Eski plakları da biriktirdiğim için meraklıları ilk olarak benim kapımı çalarlar. Benim icra ettiğim sanat tek yönlü değil. Belli bir bilgi birikimi gerektiriyor. Örneğin bir gramofonu ele aldığınız zaman ahşabından anlayacaksınız ki çürüğü varsa eğer marangozluk gerektirebilir. Metalden anlayacaksınız ki zembereği yoksa eğer yenisi yaptıracaksınız ve o yoğunlukta, o nitelikte bir yaya bulabilesiniz. Kumaştan anlayacaksınız ki üzerindeki çuha mı yoksa keçi anlayasınız. Sesten anlayacaksınız ki bas mı yoksa tiz mi ayırt edebilesiniz. Kısacası çok profesyonel olmasa da hepsinden bir parça fikriniz olacak" şeklinde konuştu.

YAPTIĞIM SANATIN DEĞERİ BİLİNMİYOR

Yaptığı sanatın değerinin bilinmediğini belirten Kadir Usta, " Bu mesleği Türkiye’de profesyonel olarak yapan iki var. Kültür Bakanlığı bu tür insanlara sahip çıkmalı diye düşünüyorum. Çünkü  gramofon her ne kadar bizim kültürümüz olmasa da atalarımızın Osmanlıdan bu döneme dinlemiş olduğu bir müzik aleti. Ayrıca bu işi severek  yapan, kıymetini bilen yüz kişide üç kişi çıkar. Burada esnafın çekmiş olduğu sıkıntıları bizler de çekiyoruz. Ben buraya ekmek kapısı olarak bakmıyorum çünkü burası ev geçindirebilecek bir ticarethane değil. Ben sadece bu işe gönül vermiş birisiyim. Örneğin kriz beni çok fazla etkilemedi. Bu işe gönül vermiş insan, zaten ekmeğinden aşından kesip mesleğine veriyor" ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.