Algı Operasyonu İçin Yeni Güçler Devrede

Algı Operasyonu İçin Yeni Güçler Devrede

TOKFED etkinliğinde konuşan Mehmet Seyfettin Erol, Türkiye üzerindeki algı operasyonlarının arttığını belirterek “Ortada yeni bir yapı ve yeni bir güç var ve bu güç üzerinden Türkiye başarısız devlet olarak gösterilme operasyonu başlatılmıştır" dedi.

SÜLEYMAN TOKER/HABERVAKTİM

 

Tokat Dernekler Federasyonu(TOKFED) önderliğinde düzenlenen Yeni Dünya ve Yeni Türkiye Yapılanmasında 15 Temmuz sürecini ele alan Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, tarih boyunca bu tür süreçlerin göbeğinde olduğumuzu belirtti. Hamamönü'ndeki Kabakçı Konağı'nda konuşan Erol, “15 Temmuz Türkiye’nin iç ve dış politikada tamamen bağımsız dengeye dayalı siyaset arayışına yönelik gerçekleştirilen bir darbedir. 15 Temmuz’a kadar dolaylı bir şekilde yürütülen bu saldırılar doğrudan bir şekle bürünmüştür ve burada hibrit savaş zirve noktasına ulaşmıştır. Fakat bu oyun yeni Türkiye süreci ve milli iradeyle birlikte akamete uğratılmıştır. Bu tür yapılanmaların göstermiş olduğu faaliyetlerle Türkiye güçsüz bir devlet olarak gösterilmeye çalışılıyor” dedi.

TÜRKİYE BÜYÜK OYUNLARIN HEP BİR PARÇASI OLDU

ABD’nin tek kutuplu dünya arayışı ve hegemonya inşa sürecinin kaçınılmaz olduğunu, bu sürecin Türkiye’yi hem iç hem de dış politika olarak etkilediğini dile getiren Erol, “Bu etkilenme sadece 11 Eylül sonrasında değildir. Osmanlının son dönemlerinden itibaren baktığımızda bu büyük oyunların hep bir parçası olduğumuzu görüyoruz. Şuan karşı karşıya kaldığımız sorun bizim açımızdan son büyük oyundur. Ancak Orta Doğu merkezli olan süreçler Osmanlı’dan bu yana ülkeyi hem iç hem de dış politika bağlamında ciddi anlamda bir takım değişiklilere itmiştir. Tarihsel anlamda o günle bugünü karşılaştırdığımız çok büyük benzerlikler vardır.Mesela o dönemde biz Ruslarla işbirliği yaparken Orta Doğuda kayıtsız değildik. İki kuzeyde de savaşımız vardı aynı bugünkü Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de olduğu gibi. Bakınız 100 yıl sonra yine aynı süreç yine sahnede, sancağın düştüğü noktada bu oyun tecelli ediyor ve orada biz 100 yıl önce Ruslarla beraberken günümüzde şartlar bu iki ülkeyi işbirliğine zorluyor” diye konuştu.

TÜRKİYE BAŞARISIZ DEVLET OLARAK GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Türkiye'de çok farklı bir yapı olduğunu ve bu yapının başta ABD olmak üzere Batı'nında anlamaya ve tanımaya çalıştığını iddia eden Erol, “Ortada yeni bir yapı ve yeni bir güç var ve bu güç üzerinden Türkiye başarısız devlet olarak gösterilme operasyonu başlatılmıştır. Türkiye yaşadığı bu sorunlarla demokrasisinde sorunlu bir ülke haline getiriliyor. Başta dış basın olmak üzere yürütülen kampanyalarında tek hedefi, Türkiye’yi her açıdan sorunlu olarak göstermek ve Türkiye’ye yönelik yapılabilirse uluslararası bir müdahale olmazsa bir NATO müdahalesinin önünü açmak. Çünkü vekalet olan güçler üzerinden bunu yapamayacaklarını anladılar. 15 Temmuz itibariyle arkasına aldığı milli irade desteğiyle birlikte Türkiye’nin en hızlı şekilde yeniden inşa sürecini tamamlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE RAKKA ÜZERİNDEN OYUNA ÇEKİLİYOR

24 Ağustos'ta Cerablus’ta başlattığımız hadisenin BOP haritasını tanımadığımızın bir göstergesi olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, “Bu süreçte Türk Rus ilişkileri çok önemlidir. Diğer bir yandan da BOP ’un enstrümanlarının elini kolunu kıracağız ve alandaki vekaleten savaşın unsurlarını kaldıracağız. Onun içinde güney sınırımızda bir terör tehdidi istemiyoruz. Ancak şuan ki süreç Halep, Musul ve Rakka üçgeninde devam ediyor. Türkiye Rakka üzerinden bir oyuna çekilmeye çalışıyor. Biz ısrarla diyoruz ki Rakka tuzaktır. Türkiye’nin burada bir önceliği olacaksa eğer merkez alana hakim olmak zorundadır. İlk etapta Halep değil, Dabık, El Bab sonrasında ise Musul olması gerekir.Şuanda ki Türkiye’nin yaptığı bu hadiseler ise çok hızlı bir şekilde hem içerde hem dışarda bu yeni dünya düzeni içerisinde yerini almak istemesindendir” ifadelerini kullandı.

ULUSLARARASI TEK DİLDİR GÜÇTÜR

Şuan içinde yaşadığımız ve son dönemde daha yüksek sesle gündeme getirilen milli bağımsız güçlü bir Türkiye süreci 1945-46 sonrasında başlatılan bir eski Türkiye düzenine karşı başkaldırı olduğunu söyleyen Erol, “Bugünlerde bir Lozan süreci başladı. Lozan ne olursa olsun adına ne denirse denilsin Türkiye dayatılmaya çalışılan bir statükodur. Türkiye Lozan statükosu içinde kaldığı sürece bir adım ileri gidemeyeceği gibi yeri geldiğinde kaybetmeye de mahkumdur. Çünkü şuan karşı karşıya kaldığımız süreçte Türkiye’nin önünde sadece iki seçenek vardır. Türkiye ya büyüyecektir, ya da küçülüp dağılacaktır. Türkiye’nin mevcut statükosunu koruma gibi bir üçüncü seçenek söz konusu değildir. Türkiye’nin bu üçüncü bir seçeneğe sahip olmadığının en somut göstergesi de BOP haritasında görülmektedir. Dolayısıyla siz istediğiniz kadar ben Lozan’a sahibim değin. Bunun şuanda uluslararası bir karşılığı yok. Şuanda uluslararası tek bir dil var oda güç. Eğer siz gücünüzü ortaya koyamıyorsanız sizin tek parça kalabilmeniz mümkün değil. Yeni uluslararası bir sistemin ortaya çıktığı dönemlerde Türkiye de yeni bir yapılanma her zaman kaçınılmaz olmuştur. Türkiye’de bu süreç her zaman var olmuştur” dedi.

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.