Ahmedi Gülşehri kimdir, asıl adı nedir, türbesi nerede, eserleri neler?
Ahmedi Gülşehri kimdir, asıl adı nedir, türbesi nerede, kimlerden etkilendi, hangi eserleri yazdı?
Yunus Emre’nin ardından çağının en büyük şairlerinden birisi olarak nitelendirilen Ahmedi Gülşehri’nin kısa yaşam öyküsünü sizler için derledik…
Ahmedi Gülşehri kimdir, asıl adı nedir, türbesi nerede, kimlerden etkilendi? Ahmedi Gülşehri'nin eserleri neler?
Harizm’den gelip Kırşehir, Eskişehir ve Ankara dolaylarına iskan edilmiş Oğuz boylarından birine mensup olduğu sanılan Gülşehri’nin, Kırşehir’e hangi tarihte yerleştiği tam olarak bilinmemektedir. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin ölümünden sonra Sultan Veled’in, kendisini Mevlevi tarikatını yaymak ve bir zaviye kurmak üzere Kırşehir’e gönderdiği bilinmektedir. Şairin asıl adının Ahmed veya Süleyman olabileceği kaydedilmiştir.
TÜRKÇE’YE BÜYÜK KATKI SUNDU
Ahî Evran’ın dervişlerinden olan Gülşehrî, daha çok Mevlânâ etkisinde kalmış, bu nedenle de Mevlevî olabileceği ileri sürülmüştür. İslâmî ilimlerin yanı sıra matematik, mantık ve felsefeyle uğraşmıştır. Birçok seyahat yaptığını, kendinden önce yaşamış ve kendi zamanındaki şairlerin şiirlerini okuduğunu söyleyen Gülşehri en çok Mevlana, Attar, Senai, Sa‘di ve Nizami’nin tesirinde kalmıştır.
Türkçeyi ve aruz veznini iyi kullanan bir şair olan Gülşehrî, Yûnus Emre’den sonra çağının en büyük şairlerinden biri olarak kabul edildiği gibi, Türkçenin ileri kültür dili hâline gelmesi için giriştiği çabalarla da tanınır.
TÜRBESİ AHİ EVRAN MAHALLESİNDE
Türbesi Kırşehir il merkezinde onun adını taşıyan “Ahmedi Gülşehri Parkı” içerisindedir. Ahi Evren Mahallesi’nde bulunmakta olup ziyarete açıktır. Yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış altı sütun üstüne oturan kubbeyle örtülü, etrafı açık bir yapıdır. Kitabesi bulunmayan ve son yıllarda yapıldığı anlaşılan mermer bir mezar vardır. Günümüzdeki yapı, orijinal olmayıp yakın zamanda Kırşehir Valiliğince inşa edilmiştir.
EDEBÎ KİŞİLİĞİ
Gülşehrî’nin eserleri, hem eski Anadolu Türkçesi, hem de tasavvuf açısından büyük önem taşır.
Eserleri eski Anadolu Türkçesi bakımından çok değerli olduğu gibi, tasavvufi açıdan da çok önemlidir.
Türkçe ile şiir yazılamayacağı düşüncesinin ağırlık kazandığı bir dönemde yazdığı Türkçe şiirlerle bunun aksini
kanıtlamıştır. Eserlerini yer yer doğa tasvirleriyle süslemiştir.
ESERLERİ
Feleknâme, Mantı-ku’t-Tayr, Aruz Risalesi, Kerâmât-ı Ahi Evran, Kudûrî Tercümesi.
FELEKNÂME
Farsça olarak yazılmış bir mesnevidir. Konu tasavvufidir. Kuran’dan ve Mevlana’nın Mesnevi’sinden yararlanılmıştır. İslam ve tasavvuf felsefesinin işlendiği eserde hayat ve ölüm üzerinde durulmuştur. Gülşehri bu eserini, o tarihlerde Anadolu’da hüküm süren İlhanlılar’dan Gazan Hân’a sunmuştur.
MANTIKU’T-TAYR
Kuş dili anlamına gelen eser, Feridüddîn Attar’m Mantıku’t-Tayr adlı eserinin Türkçeye tercümesidir. Gülşehri, konunun ana çerçevesine sadık kalarak Attar’ın pek çok hikâyesini kullanmamış, Kelile ve Dimne ile Kaabusnâme’den hikâyeler almıştır. Eserde çeşitli türlerden kuşlann Hüdhüd kuşunun başkanlığında, padişahlan olan Simurg kuşunu aramalan anlatılır. Çeşitli maceralardan sonra kuşlar, Simurg’a ulaşır. Sembolik olarak kuşlar insanları; Hüdhüd aklı; Simurg ise Allah’ı simgeler. Bu yönüyle eser, temsili yani alegorik bir özellik gösterir.
ARUZ-I GÜLŞEHRÎ (ARUZ RİSALESİ)
Farsça olarak kaleme alınan on altı varaklık bir risaledir. Eserde çeşitli aruz kalıplarının terkip ve teşkilinden bahsedilmekte ve bunlarla ilgili örneklere yer verilmektedir.
KERÂMÂT-I AHÎ EVRAN
167 beyitlik Türkçe bir mesnevidir. Eserde Ahî Evran, cömertliğiyle tanınan Hâtim et-Tâî ile mukayese edilir. Daha önce Feleknâme’de ele aldığı bazı konuların genişletilmiş şekli olan bu mesnevinin 1301’den sonra yazıldığı tahmin edilmektedir.
KUDÛRÎ TERCÜMESİ
Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr adlı eserinde Kudûrî’yi nazmen çevirdiğini söylüyorsa da, bu eser henüz ele geçmemiştir. Ayrıca Gülşehrî’nin üç şiirine Eğridirli Hacı Kemâl’in Câmi’ün-Nezâir adlı nazîre mecmuasında, bir şiirine Ömer bin Mezîd’in Mecmuatü’n-Nezâir’inde, iki gazeline Kerâmât-ı Ahî Evran’da, bir gazeline de Mantıku’t-Tayr’da yer verilmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.