45 yıllık berber Hüseyin Engin: Türkiye’de bu işe kadın eli değsin isterim
Mesleğinde 45’inci yılı olan berber Hüseyin Engin, “Türkiye’de bu işe kadın eli değmesini çok isterdim. Yanıma bir çırak bulsaydım, yetiştirirdim” dedi.
1972 yılında çırak olarak başladığı berberlik mesleğine sağlık sorunları nedeniyle ara vermesine rağmen dayanamayarak devam eden Hüseyin Engin, mesleğinde yaşadıklarını anlattı. Engin, “Türkiye’de bu işe kadın eli değmesini çok isterdim” dedi.
1972 yılında Sivas Divriği’de başladığı mesleğine 1994 yılından itibaren Ankara Yenimahalle’de devam eden Hüseyin Engin, 5 yıl önce sağlık sorunları nedeniyle bıraktığı mesleğine 20 günlüğüne yardım etmek için geri dönüp devam ettiğini söyledi. Engin, mesleğindeki tecrübe ve hayalini anlatarak devam ettiği konuşmasında “Türkiye’de bu işe kadın eli değmesini çok isterdim. Yanıma bir çırak bulsaydım, yetiştirirdim” dedi.
“16 YAŞIMDA İLK DÜKKANIMI AÇTIM”
Berber Hüseyin Engin, mesleğe başlangıcından itibaren yaşadıklarını şu şekilde anlattı:
“1972 yılında berberliğe başladım. Daha 12 yaşındaydım. 4 yıl çıraklık sürecinden sonra 16 yaşımda dükkan açtım. ‘18 yaşından önce mükellef olamıyorsun’ dediler. Bundan dolayı mesleği bırakmış bir berber abinin üzerine ilk dükkanımı açmıştım. 2 yıl sonrasında dükkanı kendi üstüme alarak mesleğe devam ettim. Sivas Divriği’deydik o zaman. İlçede göçler yoğunlaşınca ben de 1994 yılında Ankara’ya geldim. Çünkü ilçedeki demir-çelik fabrikasının ve bazı kurumların özelleştirilmesi sonrası orada yaşayan birçok kişiye zorunlu emeklilik ve göç olayı oldu. Mecburen şehir boşalınca bir çözüm arayışına giriyorsun.”
“MESLEĞE DÖNMEK BANA TERAPİ GİBİ GELDİ”
Hüseyin Engin şöyle devam etti: “1994’teki dükkanımı halamın oğlu ile birlikte Demetevler’de açmıştım. 1999 yılına kadar ortaklık sürdü. İkinci şubemizi de 1999 yılında Girişim Çarşısı’nda açmıştık. Birlikte yürütemeyince ben burada o orada kaldı. Son beş yıla kadar da bu çarşının açılan ikinci berber dükkanı olarak faaliyetteydim. İş temposunun yüksek olması nedeniyle bel fıtığı ve meniskus rahatsızlıklarım ortaya çıkınca bırakmak zorunda kaldım. Birçok ameliyat oldum. Sonra bu dükkandaki arkadaşım 20 günlüğüne yardıma çağırdı. Bu sırada eş dost arkadaşa yaptığım tıraşlar bana terapi gibi geldi. Bir yıl oldu. Burada sohbetler ve iş güçle beraber zaman geçiriyorum. Sağlığımda bir sorun olmadığı sürece burada mesleğe devam edeceğim.”
“KADIN BERBER NEDEN OLMASIN”
Günümüzde çırak yetişmemesinden dolayı mesleğinin altın çağını yaşadığını ve giderek daha değerli olacağını vurgulayan Engin, “Bu meslekte şunu görmek isterdim. Avrupa’da çalışanın bay veya bayan olduğunu gözetmeden insanlar koltuğa oturup rahatça tıraş olabiliyor. Yani şunu demek istiyorum. Türkiye’de de örneğin bayan kuaföründe erkekler çalışabiliyor ya, bunun berberler açısından düşünelim. Bir kadın berberin olmasını, Türkiye’de bu işe kadın eli değmesini çok isterdim.
Yanıma bu hayalimden dolayı bir çırak bulsaydım yetiştirirdim. Temelde kadın kuaföründe erkeklere rastlıyoruz, bir erkek berber dükkanında bir kadın görmediğimiz için bu çok ters ve garip geliyor. Türkiye’de kadın lastikçi ve otobüs şoförü var. Bir kadın berber neden olmasın” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.