2035 yılından itibaren benzinli araçlar tarih oluyor
Gazetemize konuşan Prof. Dr. Mehmet İhsan Karamangil, Avrupa’da 2035 yılından itibaren benzin ve dizel gibi yakıt tüketen araçların üretiminin planlanmadığını söyledi. Karamangil’e göre elektrikli araçlar yakın zamanda otomotiv sektörünün hakimi olacak.
Dünyada son yıllarda içten yanmalı motor kullanan araçlar aleyhine pek çok karar alındı. Bu kararlardan en çok ses getireni şüphesiz Avrupa Birliği’nin, 2035’ten itibaren yeni benzinli ve dizel araçların satışını yasaklayacak bir düzenleme üzerinde anlaştığını kamuoyuna duyurmasıydı. Avrupa Birliği ülkeleri, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nun anlaşmaya vardığı düzenleme ile AB’de fosil yakıtla çalışan yeni araçların satışı 2035 yılı itibariyle imkânsız hale gelecek. Avrupa’nın dev otomobil şirketlerine ev sahipliği yapan Federal Almanya Hükümeti karara tepki gösterse de düzenleme hayata geçirilecek. Konuyu enine boyuna masaya yatırabilmek için Bursa Uludağ Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Mehmet İhsan Karamangil ile konuştuk.
2035’TEN SONRA BENZİN VE DİZEL TÜKETEN ARAÇLAR ÜRETİLMEYECEK
Türkiye’den Avrupa ülkelerine ihracat yapan firmaların dönüşüme ayak uydurmamaları taktirde klasik araçlarını Avrupa Birliği ülkelerine satamayacaklarını söyleyen Prof. Dr. Mehmet İhsan Karamangil, “Günümüzde içten yanmalı motorlar aleyhine ciddi kararlar alınıyor. Son olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda bu kararları görmek mümkün. Bu dönüşümde çok aceleci davranıldığını da söyleyebiliriz. Yeşil mutabakatta 2030 ve 2035 yılları önemli. 55’e uyum (Fit for 55) yönetmeliğine göre taşıt kaynaklı CO2 emisyonlarının 2030 yılında %55 oranında düşürülmesi 2035 yılında da tamamen sıfırlanması hedef olarak konulmuştur. Önümüzdeki yıllarda özellikle dizel otomobiller istenmiyorlar. Son birkaç yılda Avrupa’da dizel otomobil satışları azalırken hibrid ve bataryalı elektrikli araç satışları artmıştır. Dizel kadar olmasa da yine benzinli otomobil satışları da azalmaktadır. Örneğin; Avrupa’da 2022 yılı sonu itibariyle yeni satılan otomobillerin yaklaşık %40’ını hibrid ve bataryalı elektrikli araçlar oluşturmuştur. Bu çok ciddi bir rakamdır. Benzinli araçlar dizellerden biraz daha şanslı diyebiliriz. Yine, hibrid modellerde tercih edilen motor türüdür. Ama 2035’ten itibaren benzin ve dizel gibi klasik yakıt tüketen araçların üretimi düşünülmemektedir. Sıfır emisyon demek sıfır CO2 demek. Yani ürettiğiniz araç ya hidrojenle çalışacak ya da sadece elektrik enerjisi ile çalışacak demek. Dolayısıyla, Türkiye’den Avrupa ülkelerine ihracat yapan firmaların bir an önce bir strateji geliştirmeleri ve bu dönüşüme ayak uydurmaları gerekir. Aksi takdirde ürettikleri klasik araçları Avrupa’ya satamazlar” ifadelerini kullandı.
PİYASAYA ELEKTRİKLİ ARAÇLAR HAKİM OLACAK
Günümüzde hibrid modellerin avantajlı gözükmesine karşın batarya maliyetlerinin düşmesi ve şarj alt yapısının yaygınlaşması ile beraber piyasaya elektrikli araçların hakim olacağını söyleyen Karamangil şöyle konuştu:
“Renault firmasının ilk elektrikli araç modelleri sadece elektrikli idi. Çünkü elektrik enerjisi Fransa’da nükleer santrallerden ucuz bir şekilde üretiliyordu. Bir devlet politikası olarak Renault firması da bu yönde yönlendirilmişti. Bugün ülkemizde Bursa’daki Renault fabrikasında da hibrid bir modelin üretimi yapılmaktadır. Hibrid modellerin getireceği ticari kazançlar firmaları farklı kulvarlara çekmektedir. TOGG için de hibrid modeli zamanla düşünülebilir. Bir başka örnek Nissan’ın Türkiye pazarına sunduğu hibrid modelini (e-power olarak geçiyor) verebiliriz. Mesela bu modelde 190 BG’de, 3 silindirli benzinli bir motor kullanılıyor. Batarya kapasitesi ise 1,9 kWh gibi çok düşük. Şu an geçici bir süre hibrid modeller avantajlı gözükse de zamanla batarya maliyetlerinin düşmesi ve şarj alt yapısının yaygınlaşmasıyla piyasaya elektrikli modellerin hakim olacağını söyleyebiliriz. Klasik araçlar ve elektrikli araçlar, yani iki teknoloji bir süre daha birlikte devam edecek. Bir müddet sonra klasik araçlar tamamen ortadan kalkacak. Şartlar uygun olursa klasik araçların elektrikli araçlara dönüşümü de yapılabilir tabii. Ancak bu dönüşüm LPG’liye dönüşüm gibi düşük maliyetli ve basit olamaz. Bataryanın konumlandırılması, güvenliğinin sağlanması ve batarya ağırlığının araç dinamiği üzerindeki olumsuz etkilerini minimize edecek çözümler üretmek gerekir.”
İÇTEN YANMALI MOTORLARIN ÇALIŞMA PRENSİBİ
Dizel ve benzinli motorların çalışma prensibi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mehmet İhsan Karamangil, “İçten yanmalı motorlar bilindiği gibi genelde benzinli ve dizel motorlar olarak ikiye ayrılıyor. Dört zamanlı benzinli bir motor şöyle çalışır, silindir içine emilen yakıt artı hava karışımı piston tarafından sıkıştırılır. Sıkıştırılan karışımın basınç ve sıcaklığı artar. Üst Ölü Noktaya (ÜÖN) yakın buji ile karışım ateşlenerek yanma başlar ve piston ÜÖN’dan Alt Ölü Noktaya (AÖN) doğru hareket eder. Bu hareketi esnasında güç üretilir. Son safhada ise pistonun tekrar AÖN’dan ÜÖN’ya doğru hareketiyle yanmış gazlar silindir dışına atılır. Dizel motorun çalışma prensibi de benzinliye benzer ancak yanma safhası biraz farklılık gösterir.“ dedi.
EFSANEVİ VOLKSWAGEN GOLF TARİHE KARIŞIYOR
Volkswagen CEO'su Thomas Schaefer geçen ay Alman otomobil dergisi Automobilwoche'e verdiği bir röportajda, Alman üreticinin, 1974'ten beri satışta olan efsane Golf modeli için yeni nesil içten yanmalı bir motor geliştirmeyi planlamadığını belirtmişti. Büyük modelleri tamamen terk etmek gibi bir düşünceleri olmadığını söyleyen Schaefer, “Golf, Tiguan ve GTI gibi ikonik isimlerden vazgeçmeyeceğimiz, onları elektrikli otomobil dünyasına aktaracağımız açık” ifadelerini kullanmıştı.
Furkan Göktürk Yılmaz/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.