Ziyaretçi bekliyor
Nallıhan ilçe merkezine 15 Km uzaklıkta Emresultan Köyü’nde bulunan Hoca Ahmet Yesevi dervişlerinden Yunus Emre’nin mürşidi Tapduk Emre’nin türbesi ziyaretçilerini bekliyor.
Başkent Ankara sınırları içerisinde Anadolu Erenlerinden, aynı zamanda büyük halk şairi Yunus Emre’nin de hocası olan Tapduk Emre’nin türbesi ziyaretçilerini bekliyor. 1200’lü yıllarda yaşadığı tahmin edilen Emre Sultan’ın Tapduk adını ise Hacı Bektaş ı Veli Hazretleri ile arasında geçen bir olaydan aldığı tahmin edilmektedir. Tapduk kelimesi ‘Aradığımı buldum’ anlamına gelmektedir.
TAPDUK İSMİ HACI BEKTAŞ I VELİ’DEN GELİYOR
Aradığımı buldum anlamına gelen ‘Tapduk’ kelimesinin Emre Sultan’a verilmesinin nedeni dönemin büyük Anadolu Ereni Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri ile yaşadığı bir olaya dayandırılmaktadır. Olayın hikâyesi ise şu şekildedir:
Anlatılanlara göre Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri bir gün Anadolu Erenlerini nasiplerini dağıtmak üzere huzuruna çağırmıştır. Bunun üzerine tüm Erenler gelmiş bir tek Emre Sultan gitmemiştir. Hacı Bektaş Hazretleri tekrar bir çağrıda bulunmuş ve bunun üzerine Emre Sultan huzura çıkmıştır. Hacı Bektaş’ın ‘Neden Gelmedin ?’ sorusuna ‘Ben nasibimi gece rüyamda sırlar perdesi ardından uzatılan bir elden aldım’ cevabını vermiştir. Bunun üzerine ‘Bu eli görsen tanır mısın?’ sorusunu soran Hacı Bektaş Hazretlerine “Karşımda bir ordu dahi olsa elbette tanırım o eli. Çünkü o elin tam ortasında yeşil bir ben vardı” cevabını. Bu cevabın üzerine Hacı Bektaş ı Veli Hazretleri elini açar ve Emre Sultan’a gösterir. Emre Sultan ise Hacı Bektaş’a “Tapduk Sultanım Tapduk” diyerek bağlılığını dile getirir. Bunun sonrasın Emre Sultan’ın ismi Anadolu’da ‘Tapduk Emre’ olarak kalır.
YUNUS NASİBİ İÇİN TABDUK EMRE’YE GELİR
Anadolu’da kıtlık zamanıdır ve Yunus halkına yemek bulmak için yola koyuluyor. Ve bir duyum alır Hacı Bektaş-ı Veli’nin buğday ambarları doludur. Bunun üzerine yolunu Nevşehir Hacı Bektaş’a çevirir. Ancak hediyeleşme âdetini bilen Yunus eli boş gitmemek için dağlardan bulabildiği alıçları da beraberinde götürerek Hacı Bektaş Hazretleri’nin huzuruna çıkar. Halkım açtır benden buğday bekler diyerek Hacı Bektaş’tan buğday ister. Hacı Bektaş ise “Ben sana buğday vermeyim nasibini vereyim ”der. Yunus ise nasibin ne olduğunu bilmediğinden ve halkının aç olduğunu belirterek buğday da ısrar eder ve alır yola çıkar. Sonrasında nasibin ne olduğu aklına takılır ve bunu sormak için geri döner. Hacı Bektaş-ı Veli’ de “Senin nasibini ben Emre Sultan’a verdim git oradan al” diyor. Yunus bu cevaptan sonra Tapduk Emre Sultan’ın dergâhına gelir “Ben nasibimi isterim” der, Tapduk Emre ise ona “Hizmetini et nasibini al” cevabını verir.
YUNUS 40 YIL HİZMET EDER
Yunus bu cevap üzerine Emre Sultan Köyünde Tapduk Emre’ye 40 yıl boyunca hizmet eder. Sırtında odun taşır dağlardan yük çeker. Bir gün Tapduk Emre odunların hepsinin düz olduğunu fark eder ve sorar “Dağda hiç eğri odun yok mudur?” Yunus ise şöyle der “Tabi ki vardır ancak, bu dergâhtan giren eğri odun bile düzelir” der.
Erkal ERDOĞAN/HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.