Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü tarımı bilimle güçlendiriyor

Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü tarımı bilimle güçlendiriyor

Başkentte tarımda bilimin ışığı yükseliyor. Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü kapılarını İlksayfa’ya açtı.

Enstitü Müdürü Doç. Dr. Ayşe Özdem, Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak Bitki Sağlığı alanında Türkiye’nin tarımsal üretiminde verimlilik ve kalitenin artırılmasına yönelik çalışmalar yürüten kurum hakkında bilgi verdi.

Türkiye’nin en köklü kurumlarından biri olan Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü; güçlü akademik kadrosu ve donanımı ile bitki sağlığı araştırmalarında öncülük yapıyor, güvenilir ürün için entegre mücadele ilkeleri çerçevesinde zararlı organizmalarla mücadelede insan, çevre sağlığı ve doğal dengeyi gözetiyor, teknolojik ve sürdürülebilir metotlar ile sorunların çözümüne yönelik yeni yaklaşımlarda bulunuyor. Enstitü Müdürü Doç. Dr. Ayşe Özdem Zirai Mücadele Merkez Araştırma Enstitüsü’nü İlksayfa Gazetesi’ne anlattı.

arabaslik1-001.jpg

1934’DEN BUGÜNE TARIMIN GÖZBEBEĞİ

Enstitü Müdürü Doç. Dr. Ayşe Özdem, Tarım ve Orman Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olduklarını belirterek, “Hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak; bu yolla tarımsal üretimi artırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemlere “Zirai Mücadele” ya da “Bitki Koruma” denildiğini ifade etti. Özdem, “Bugün dünyada zararlı organizmalar nedeniyle tarımsal üretimde hasat öncesi ve sonrası üretim kaybının yaklaşık yüzde 50’yi bulduğu ve mücadele yapılmadığında ise bu kaybın iki kat artabilir. Bu durumun, gıda noksanlığına bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkların artmasına, kıtlığa ve göçlere yol açtığından bitki sağlığı tedbirlerinin bir ülkede gıda güvenilirliğinin sağlanması açısından önemli olduğunu vurguluyorum. Bu kapsamda Merkez Mücadele Enstitüsü adıyla 1934 yılında Ankara’da kurulmuş olan enstitümüz ile bitki sağlığı alanında tüm ülkeye hizmet veriyoruz” dedi.

manset.jpg

BİTKİ SAĞLIĞINDA ÖNEMLİ GÖREVLER

Enstitünün Ankara’da 29 dekar alanında 3 hizmet binasının ve seraların, Balıkesir/Gömeç’teki 5 dekar alanında ise ZİRAY üretim tesisinin olduğunu; Enstitüde 93’ü araştırmacı olmak üzere 163 personel ile çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Enstitü Müdürü Özdem, görev alanlarını şu şekilde özetledi:
“Bitki ve bitkisel ürünlerde sorun olan zararlı organizmaların teşhisini, yayılışlarını, yoğunluklarını, zarar düzeylerini ve ekonomik zarar eşiklerinin belirliyoruz, Entegre Mücadele kapsamında öneriler yapıyoruz. Kimyasal ilaç kullanımının azaltılmasına yönelik yerli bitki koruma ürünleri ve yerli zirai mücadele makinaları geliştiriyoruz. Tarım 4.0 kapsamında zararlı organizmalarla mücadelede tahmin uyarı modelleri oluşturuyor ve İHA sistemlerinin mücadelede kullanımını araştırıyoruz. Ülkemizde böcek, mikroorganizma ve yabancı otların toplanması, korunması ve katologlanması çalışmalarını yapıyoruz.”

onemliarabaslik4.jpg

ÖNEMLİ AR-GE MERKEZİ

Enstitü bünyesinde kurulan Toprak Kökenli Patojenler AR-GE Merkezi’ne de değinen Özdem, küresel ısınmanın getirdiği kuraklık baskısı nedeniyle son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de buğday başta olmak üzere birçok kültür bitkisinde toprak kökenli patojenlerin önemli sorun olduğunu, bu merkezde sorunun çözümüne yönelik çalışmalar yapılmakta olunduğunun altını çizdi.

genel.jpg

BÖCEK CEZBEDİCİSİ ÜRETİMİ

Özdem, Balıkesir/ Gömeç’teki Üretim Tesisinde tamamen yerli olarak üretilen ZİRAY isimli böcek cezbedicisinin Akdeniz meyvesineği ile Zeytin sineği mücadelesinde kullanılmak üzere turunçgil ve zeytin üreticisinin hizmetine sunulduğunu ifade etti.

onemlisonarabaslik.jpg

TÜRKİYE’NİN BÖCEK BİYOÇEŞİTLİLİK MÜZESİ

Özdem, Enstitü içerisinde yer alan Nazife Tuatay Bitki Koruma Müzesi hakkında da önemli bilgiler verdi. Özdem, “Tarımsal Fauna ve Mikroflora bölümümüzün altında 1961 yılında kurulmuş olan Türkiye’nin en köklü entomoloji müzesi bulunuyor. Koleksiyonunda halen 3.000 türe ait yaklaşık 70.000 böcek örneği yer alıyor. Örnekler arasında 54 türe ait 555 tip örneği var. Bu türlerin 37’si Türkiye endemiğidir. Tip örnekler, ilk defa keşfedilen ve bilim dünyasına tanıtılan yeni türlerin dayandırıldığı, elde edilen ilk örneklerdir. Tür teşhisi yapılmış örnekler, referans materyal olma özellikleri nedeni ile bitki sağlığında önemli yer tutan zararlı ve faydalı türlerin teşhislerinin hızlı ve güvenilir olarak yapılmasına imkan sağlıyor” diyerek sözlerini noktaladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.