'Yeter ki vatan sağ olsun'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişiminin üzerinden yıllar geçmesine rağmen yapılan hainlik hafızalardaki yerini koruyor. 15 Temmuz 2016’da yaşanan FETÖ darbe girişiminde hayatları pahasına sokağa çıkarak darbecilere geçit vermeyen kahramanlar, o kanlı geceyi bir an olsun aklından çıkarmıyor. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen yapılan hainlik unutulmuyor. FETÖ hain kalkışmasını engellemek amacıyla 15 Temmuz gecesi dışarı çıkarak, darbeci askerlerce açılan ateş ve vücutlarına saplanan şarapnel parçaları nedeniyle yaralanan Serdar Bektaş ve Çağrı Asan, o gece yaşadıklarını gazetemize anlattı. 

DARBECİLER HAVADAN ÜZERİMİZE ATEŞ YAĞDIRDI

Serdar Bektaş, karanlıktan aydınlığa çevrilen geceye bizzat şahitlik ettiğini ve her 15 Temmuz günü yapılan ihaneti ve şehitlerin acısını bir kez daha yaşadığını kaydetti. 15 Temmuz gecesi Balgat’ta restoranda çalıştığı sırada helikopterler ve jetlerin peş peşe uçtuğunu görünce bir anormallik olduğunu hissettiğini belirten Bektaş, “Mesaim bitmişti sonra hemen eve doğru yola koyuldum. Evde hemen televizyonu açarak haberleri izlemeye başladım. Televizyonda darbecilerin bildirisinin okunduğunu gördüm. Sonra Cumhurbaşkanımızın çağrısının ardından hanımla, çocuğumla vedalaştım, helalleştim. Eniştemle birlikte Genelkurmay’a doğru arabayla çıktık. Arabamızı Kızılay’a yakın bir yere park ettik. 20 kişilik bir grupla Genelkurmay’a doğru yürümeye başladık. Genelkurmay’da müthiş bir kalabalık vardı, darbecileri protesto ettik. Nizamiye kapısını yıktık ve içeriye bahçeye girdik. İçinde bulunduğum kalabalığa çatılardan hainler tarafından yoğun ateş başladı. O esnada birçok insanımız yaralandı. Yoğun ateşle bizi bahçeden bulvara püskürttüler. Hainler bu sefer helikopterlerle ateş etmeye başladı.  Orada da birçok insanımız yaralandı. O esnada benim ayağıma şarapnel parçası isabet etti, ayağım şişmesine rağmen gün aydınlanana kadar Genelkurmay’ın yakınlarında eniştemle yan yana mücadele verdik. Sabah ortalık sakinleşti eve geldik, ailem ayağımı kanlı görünce korktu. Sonra hastaneye gittim, tedavi oldum ayağımdaki şarapnel parçasını çıkardılar” dedi.  

O GECEYİ UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİL

15 Temmuz'da yaptıklarını yine yapmaya hazır olduğunu dile getiren Bektaş, “Allah bir daha o geceyi göstermesin.  Asker kılığına girmiş hainlerin gerçekleştirdiği o kanlı geceyi unutmak bizim için mümkün değil. Ben hala helikopter ve uçak sesinden etkileniyorum. Allah bir daha ülkemize bu hain saldırıyı yaşatmasın. Ülkemiz yine bir tehdit altında kalırsa biz yine sokağa çıkmaya hazırız. Biz öz yurdumuzda yabancı kalmak istemiyoruz” diye konuştu.

MEYDANDA HEP BİRLİKTE NAMAZ KILDIK

Çağrı Asan ise 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin olduğunu duyunca yatsı namazını kıldıktan sonra ailesiyle helalleşip Batıkent’teki evinden ayrıldığını söyleyerek şunları anlattı: “Haberlerde ‘Kızılay’da durum kötü diyordu’ bende oraya doğru sürdüm arabayı, her yer gündüz gibi araba doluydu. Sonra İstanbul yoluna çıktım Kızılay’a gitmek için ama ilerde Yenimahalle köprüsünde yol tıkanınca Gar yoluna döndüm az ilerde orası da tıkandı ‘ne yapayım nasıl gideyim?’ derken Külliye aklıma geldi oraya doğru sürdüm arabamı. Sonra yol kenarında bir yere arabamı bıraktım. Polisler yolu kapatmıştı kimsenin daha ileriye gitmesine izin vermiyorlardı. Orda hiç tanımadığım insanlarla ilahiler söyledik, namaz kıldık, dua ettik. Sonra sabah ezanı okundu refüjlerdeki çim sulamak için yapılan çeşmelerde abdest alıp bayrakların üstünde namaz kıldık”

YARALANDIĞIMI SONRADAN FARK ETTİM

“Gün ağarmaya başlamıştı silah sesleri geliyordu Jandarma Komutanlığı tarafından polisler artık geçişe izin veriyordu bende Külliye önüne doğru yürümeye başladım Millet Camine geldiğimde ilk bomba Jandarma Genel Komutanlığının oraya düştü. Oraya doğru hareket etmeye başladım ve biraz  gittikten sonra yakından uçak sesi gelmesiyle büyük bir gürültü kopması bir oldu. Arkaya doğru baktığımda her yer toz duman, ilk başta anlamadım ama yaralanmıştım kolumdan bacağımdan kan geliyordu. Hemen orman tarafına doğru kendimi attım sağ olsunlar insanlar geldi hemen gömleğimi yırtıp koluma sardılar, su verdiler, ambulans çağırmak isteyince ‘benden daha çok ihtiyacı olan yaralılar var’ diyerek reddettim”

ALLAH’IM MİLLETİMİZE BÖYLE GÜNLERİ BİR DAHA YAŞATMASIN

 “Biraz dinlendikten sonra arabama doğru yürümeye başladım. Herkes koşuşturuyordu arabalar geliyordu, yaralıları bindirip en yakın hastaneye götürüyorlardı. Ben ana yola kadar indim ve arabama binip Yenimahalle Devlet Hastanesi’ne geldim acilden giriş yaptım. Hastanede benim gibi yaralılar vardı onlarda Akıncı Üssü’nden getirilmişlerdi. Tedavimi olduktan sonra hastaneden çıktım. Devletimiz sağ olsun bize gazilik unvanı verdi. Allah’ım devletimize milletimize bir daha böyle günler yaşatmasın. Vatanımızı milletimizi bölmeye çalışanlara fırsat vermesin. Yine olsa yine sokaklara canımız pahasına çıkarız. Yeter ki vatan sağ olsun. Bizim için vatan, millet, devlet, bayrak, ezan her şeyin önündedir.”

OSMAN AKDOĞAN/ HABERVAKTİM-

Gazeteilksayfa.com