Yaşayan Müze, Türk kültürünü günümüze aktarılıyor
Beypazarı’nda bulunan Yaşayan Müze ile eski Türk kültürü, günümüze aktarılıyor. Ziyaretçilere zengin bir kültürel miras sunan müze, geleneksel sanatların canlı kalmasını sağlıyor.
Geleneksel Türk mimarisi ve tarihini günümüzde yansıtan Beypazarı’nda yer alan Yaşayan Müze, Türk kültürünün zengin mirasını günümüze taşıyan önemli bir yer olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Müze, ziyaretçilerine geçmiş yılların yaşantısını deneyimleme fırsatı sunuyor. Hat sanatı, ebru, tezhip gibi geleneksel Türk sanatları sayesinde, hem yerli hem de yabancı ziyaretçiler, Türk kültürünün inceliklerini yakından tanıma fırsatı buluyor.
TÜRK YAŞAMINDAN DETAYLAR BULUNUYOR
20’nci yüzyılın başlarında inşa edilen Osmanlı dönemi Türk konağı, Beypazarı’nda yer alan Yaşayan Müze’ye ev sahipliği yapıyor. 23 Nisan 2007 tarihinde Kültür Bilimci Dr. Sema Demir’in çalışmaları sonucu açılan müzenin içerisinde, eski Türk kültür yaşamından detaylar bulunuyor. Türkiye’nin ilk uygulamalı kültür müzesi olma özelliği taşıyan müze, Türk kültürünün detaylarını günümüzde ziyaretçilere sunuyor. 2 kattan oluşan müze, eski Türk kültürünün oturma odaları, mutfak eşyaları, yatak odaları gibi birçok detay bulunuyor. Konağın alt katında hayat denilen ve günlük rutin işlerin yapıldığı alan yer alıyor. Üst katında ise yatak odası ve salon gibi bölümler mevcut. Çeşitli etkileşimli sergileme yöntemleri ve canlandırma teknikleri kullanan müze rehberler eşliğinde geziliyor.
ALAN EL VEREN ELİ GÖRMÜYOR
Konağın giriş kapısında bulunan alanda, durumu iyi olanların ihtiyaç sahibi kişilere, kimsenin görmeden yemek verdiği bir “Yemek dolabı” yer alıyor. Oldukça ince düşünülerek tasarlanmış olan yemek dolabının mantığında “Sağ elin verdiğini, sol elin görmeyecek” düşüncesi yatıyor. Dönme dolap şeklinde tasarlanan dolaptan yiyecek almak isteyen kişiler, merdivenlerden çıkarak burada 3 kez dolaba vurur, ev sahibi de bırakılan tabağa yemek koyarak 3 kez vururmuş. İhtiyaç sahibi kişi de dolabı çevirerek yemeğini alıp gidermiş. Bu sayede ne alan el ne de veren el birbirini görmezmiş. Osmanlı döneminde kullanılan bu yöntem kimseyi incitmeden, herkesi çok güzel bir araya getirmenin en güzel yöntemi olmuş.
SANAT TÜRLERİ ZİYARETÇİLERLE BULUŞTURULUYOR
Müzenin içerisinde ebru sanatından hat sanatına, ıhlamur baskıdan Hacivat Karagöz oyununa kadar birçok sanat türü ziyaretçilerle bir araya getiriliyor. Benzersiz deneyimler sunan müzede, isteyen kendi ebru çalışmasını yapıyor, dileyen ise Hacivat Karagöz oynatıyor. Diğer yandan tüm bunları izleyerek, keyifli vakit geçirebiliyorlar.
KURŞUN DÖKME GELENEĞİ YANSITILIYOR
Müzenin diğer bir ilgi çekici yanı ise, Orta Asya ve Şamanizm inancıyla ilgili olduğunun düşünülen kurşun dökme geleneğin yansıtılması. Nazar değdiğine inanılan kişiye uygulanan kurşun dökme geleneği de özellikle yabancı turistler tarafından büyük bir ilgi ile karşılanıyor. Dileyen ziyaretçi müzede bulunan bakıcılar tarafından, kendisine kurşun döktürerek, oldukça eski olan bu geleneği deneyimleyebiliyor.
MÜZE’YE ULAŞIM VE GİRİŞ ÜCRETİ
Haftanın her günü açık olan müze, 09.00 ila 20.00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlıyor. Yaşayan Müze ziyaret ücretleri ise; öğrenci 50 TL, yetişkin 70 TL. Beypazarı merkezinde yer alan müzeyi ziyaret etmek isteyenler, İstiklal Mahallesi, Çınar Sokak No: 17’ye giderek ulaşabilirler. Ayrıca, toplu taşıma araçları ile ulaşım sağlanabilirsiniz.
Kaynak:İlk Sayfa Gazetesi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.