Üniversite tercih listesini oluşturanlar dikkat! O detayları gözden sakın kaçırmayın…
27 Temmuz’da başlayan 2023 tercih sürecine artık çok az bir süre kaldı. Üniversite adaylarının çoğu tercihlerini yaptı ve beklemeye başladı. Ancak bazı öğrencilerin dikkat etmesi gereken noktalara dikkat etmediği görüldü. İşte dikkat edilmesi gerekenler:
20 Temmuz Perşembe günü sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte; üniversite adaylarının ve ailelerinin gözü tercihlere çevrilmişti. ÖSYM, 27 Temmuz’da 2023 tercih kılavuzunu yayınlayarak tercih sürecini başlatmış oldu. Adayların 8 Ağustos’a kadar hayal ettikleri üniversiteleri tercih etme süreci başlamış oldu. Pek çok üniversite adayı tercihlerini yaptı ve beklemeye başladı. Tercih sonuçlarının açıklanmasıyla da üniversitelerde kayıt heyecanı başlayacak. Fakat bazı öğrencilerin dikkat etmesi gereken noktalara dikkat etmediği görüldü.
Bizde İlk Sayfa Gazetesi olarak Psikolojik Danışman Elmas Eda Arıkazan ile tercih sürecini değerlendirdik. Arıkazan, A’dan Z’ye tercih süreci boyunca ailelerin ve öğrencilerin nasıl hareket etmesi gerektiğini dile getirirken; sıralama, üniversiteler, bölümler ve tercih listelerine kadar pek çok noktaya değindi. Eda Arıkazan, “Üniversite tercihi yapmak, adeta satranç oynamak gibidir. Öğrenciler, bundan sonraki hayatını ilgilendiren kararlarını verirken, her hamlede en doğrusunu düşünmelidir” dedi.
“HEDEFSİZ ÖĞRENCİ NEREYE GİDECEĞİNİ BİLEMEZ”
Üniversite adaylarının tercih sürecinde mantıklı bir tercihi nasıl yapacağı hususunda düşüncelerini paylaşan Eda Arıkazan, “Bizler, öğrencilerin hedef ve hayal kurmalarını özellikle istiyoruz. Hedefsiz ve hayalsiz bir öğrenci nereye gideceğini bilemez. Hayali olmayan bir öğrenci yarımdır, eksiktir. Dolayısıyla biz öğrencilerden mutlaka bir hedef koymalarını istiyoruz. Bunun yanı sıra; öğrenci kendi ilgilerini, yeteneklerini, okumak istediği bölümden beklentilerini, üniversite hayatından beklentilerini, iş yaşamından beklentilerini, yaşam standartları ne olsun istiyor? Öncelikle öğrencinin bunları düşünmesi gereklidir. Ama öncelik her zaman ilgi, yetenek ve istek olmalıdır.
Bunu sağlamak için ilk önce öğrencinin kendini tanıması gerekiyor. Bir insan kendini tanıyarak istek ve hedeflerini belirleyebilir. İnsan kendini bilmeye başladığı andan itibaren; gerek ne istediğini, neyi sevdiğini, neyi sevmediğini anlamaya çalışarak, gerekse de okullardaki rehberlik çalışmalarına katılarak bu konuyu aşması gerekiyor. Rehberlik danışma, kişinin gelişmesinde çok önemli bir rol oynar. Dolayısıyla her okulda bir rehberlik danışman olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“YKS PUAN DEĞİL SIRALAMA SINAVIDIR”
Üniversite tercihlerindeki en önemli nokta olan tercih listesinin nasıl ve hangi düşüncelerle yapılması gerektiği noktasında öğrenci ve ailelere seslenen Arıkazan, “Puana göre tercih yapmak, bir tercih hatasıdır. Çünkü YKS bir puan sınavı değildir. Sıralama sınavıdır. Dolayısıyla sıralamayı öncelikle göz önünde bulundurmamız lazım. Bu noktada önerilen şudur: Tabi ki istekler kişiyi bağlar. Yani öğrenci 24 tercihin 24’ünü de doldurmak zorunda değildir. Ama önerilen, genel geçer tabir olacak şekilde söylemem gerekirse; öğrencinin başarı sıralamasının yarısı altı yarısı üstü olacak şekilde tercih yapılması gerekiyor. Somutlaştırmak gerekirse; diyelim ki eşit ağırlık bölümü bir öğrenci Türkiye genelinde 100 bin sıralama yapmış. Bu öğrenci 50 bin ile 150 bin arasında bir tercih skalası oluşturabilir. Burada amaç şudur: Kendi başarı sıralamasından daha iyi bir yere yerleşme ihtimali olabileceğinden dolayı yarısı kadar aşağı, herhangi bir şekilde açıkta kalmaması için yarısı kadarda yukarı istediği bölümler üzerinde tercihlerini sıralayabilir” dedi.
Rehberlik Danışman Elmas Eda Arıkazan, röportajın devamında tercihlerle ilgili olarak genel hatlarla bütün soru işaretlerini ortadan kaldıracak cevaplar verdi. İşte Eda Arıkazan’ın İlk Sayfa Gazetesi’ne özel verdiği yanıtlar:
AÇIKTA KALMAK İSTEMEYEN ÖĞRENCİ NE YAPMASI GEREKİR?
Öğrenci öncelikli olarak kendisine şu soruyu sormalı: ‘Ben istemediğim bir bölüme gidebilir miyim? Daha önce hiç duymadığım bir bölüme mi gitmeliyim? Yoksa hedeflerim doğrultusunda bir yılımı daha verebilir miyim’? Önce bunun kararı verilmesi gerekir. Eğer aday, ne olursa olsun kendi istediğim bölümü okumalıyım diyorsa bir yıl daha hazırlanmalıdır. Ancak eğer öğrenci ‘ben artık hazırlanamam, o gücü kendimde bulamıyorum, yerleşmek istiyorum’ diyorsa bölüm araştırması gereklidir. Öğrenci artık bu düşünceden sonra bölümlerin hepsini araştıracak ve kendine en uygun olan bölümü belirleyecek. Bunu yaparken de tek tek okuyacak, inceleyecek, hatta gerekiyorsa bizzat o mesleği yapan insanlara ulaşacak. Ancak bu şekilde doğru bir karar verip tercihini yapabilir.
BÖLÜMLERLE İLGİLİ ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR?
Öncelikle öğrenci kendi başarı sıralamasını göz önünde bulundurmalıdır. Gerçekçi bölümler tercih edilmesi gerekir. Örnek veriyorum; sayısalda 100 bine girmiş bir öğrenci devlet üniversitelerinde bir tıp fakültesi istiyorsa, bu gerçekçi olmaz. Yazmak isterse yazabilir. Bu onun hakkıdır. Ancak gerçekçi olmaz. Muhtemelen de o bölüm gelmeyecektir. Bu noktada öğrenci, başarı sırasına göre bölümler bakması ve araştırması gerekir.
Bunun haricinde bölümler araştırılırken, bölümlerin kontenjan sayılarına bakılması gerekir. Bölüm kaç kişi alacak? Bölümün içeriği ne? Yani hangi bölüm derslerini görüyor. Üniversitelerin sayfasında eğitim süreci boyunca verilen dersler görünüyor. İlla ki anlamasına gerek yok. Yüzeysel bakmakta yeterlidir. Dersleri sayısal mı, sözel mi, çizimli mi vs. her konuda bilgi edinilebilir. Yine öğrencinin bu bölüm bana ne katabilir diye düşünmesi gerekir. Mezun olduktan sonra kendisini neler bekliyor? Bu araştırılmalıdır. Bunlara bakarken akıllara bu kadar bilgiye nereden bakılacak diye soru gelebilir. Bu noktada internet bize çok güzel bir imkân sağlıyor. Diyelim ki internette bulamadık bir şey, işte o zaman meslekteki çalışanlara ulaşmak en doğrusu olur.
TERCİH SIRALAMASINDA ÖNCELİK NASIL OLMALIDIR?
Üniversite adayının kendi başarı sıralamasına göre tercih yapması gerekmektedir. Aşama aşama bilgi vermek gerekirse öğrenci; bölüm ya da bölümler belirledikten sonra; önce kendi kafasında en çok istediği başta olacak şekilde bölümleri teker teker sıralayacak. Örnek vermek gerekirse önce tıp, sonra mühendislik, ardından yazılım olabilir diye kendince bir liste oluşturacak kafasında. Daha sonra kendi başarı sıralamasına uygun olacak şekilde, üniversitelerin başarı sıralamalarından en yüksek olandan en düşük olana doğru sıralama yapacak.
ÜNİVERSİTE Mİ? ŞEHİR Mİ? BÖLÜM MÜ?
Bu olaya nereden baktığınıza göre değişir. Ama bence hepsi. Hepsine bir bütün şeklinde bakmak gerekir. Kendimce bir sıralama yapacak olursam eğer; bölüm, üniversite ve şehir derim. Önce bölümümü belirlerim. Sonra o bölümün bana katacağı en güzel şeylerin olacağı üniversiteyi belirlerim. O üniversite de zaten bir şehirde olacak.
Bu konuya yine bir örnek vermem gerekirse; tıp fakültesi okumak ve estetik doktoru olmak isteyen bir öğrencinin Hacettepe Tıp yerine Akdeniz Tıp’ı seçmesi gerekir. Çünkü orada estetik farklı bir boyut almıştır. Dünyadaki ilk yüz nakli Akdeniz Tıp’ta yapılmıştır. Dolayısıyla bölümü kafada belirledikten sonra üniversite de şehirde zaten belirlenmiş oluyor.
TERCİH DÖNEMİNDEKİ HATALAR NELERDİR?
İnsan ömrüne bakıldığında en az 30-35 yılı meslek hayatında geçen bir ömürde, vereceğimiz her karar doğru ve yerinde olmalıdır. En sık yapılan hatalardan ilki, açıkta kalmamak için bölüm ya da bölümler yazılmasıdır. Öğrenci sırf bu yüzden istemediği bir bölüme gitmemelidir. Kimse, ‘ben üniversiteye gidiyim de ne olursa, hangisi olursa olsun’ düşüncesine girmemelidir. Çevre baskısı, arkadaşlarının üniversite kazanacağı düşüncesi öğrencide bir panik havası yaratabilir. Kesinlikle bu düşüncelerden uzak kalınmalıdır.
Bunun dışında; öğrencinin yüksek bir sıralama yapmış olmasına rağmen daha düşük sıralaması olan bölümlerin yazılarak liste oluşturulması, tercih listesi oluştururken bölümler hakkında ön hazırlık yapılmaması, tercih edilen üniversitenin fiziki koşullarına bakılmaması, tercih edilecek şehrin fiziki koşullarının araştırılmaması ya da sadece şehir için tercih yapılması ve kılavuzdaki özel koşullara bakılmadan tercih yapılması öğrenciler tarafından yapılan bariz hatalar olarak değerlendirilebilir. Bütün bunların olumsuzluğu olmaması için sayılan maddelerdeki durumların tam tersi bir şekilde hareket edilmesi gerekmektedir. Ayrıca en önemli konu öğrenci, tercihlerini asla son güne bırakmamalıdır.
SON YILLARIN EN ÇOK TERCİH EDİLENLERİ HANGİLERİDİR?
Hiçbir zaman popülaritesini kaybetmeyen bölümler vardır. Bunlar; tıp, diş hekimliği, hukuk, psikoloji(PDR) gibi bölümlerdir. Bunları zaten bu sorunun içinde sayabiliriz. Ancak bunlara ek olarak son dönemlerde teknolojinin inanılmaz seviyelere gelmesiyle, teknolojik gelişmelerin artık takip edilemeyecek noktaya gelmesiyle birlikte bu noktada çalışacak insan gücüne ihtiyaç arttı. Dolayısıyla içerisinde teknoloji, bilgisayar ya da yazılım içeren bölümler son yıllarda oldukça revaçta. Bu konuda 2 ya da 4 yıllık olayı hiç fark etmiyor. Ama bir öncelik vereceksek; yazılım, yapay zeka, bilgisayar mühendisliği gibi bölümler son yılların en popüler bölümleridir.
ADAYLAR BU DÖNEMDE NASIL BİR DESTEK ALABİLİR?
Teknik hatalar yapmamak için veli ve öğrencilerin psikolojik danışmanlardan, rehberlik araştırma merkezlerinden ve okullarda kurulan tercih danışmanlığı biriminden destek almalarını özellikle tavsiye ediyorum. Veliler, kendi okullarından zaten destek alabilirler. Ancak bunun yanı sıra Rehberlik Araştırma Merkezi’nde (RAM) ailelere ücretsiz destek sağlanmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bizzat geliştirilen bu uygulama sayesinde aileler tercih dönemi ile ilgili kendileri ve çocukları için en doğru kararı alacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.