TÜRKMENLERİN MEMLEKET ÖZLEMİ

TÜRKMENLERİN MEMLEKET ÖZLEMİ

Savaş nedeniyle Irak’tan gelip Ankara’da yaşamaya başlayan Türkmenler, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda verilen yemekte bir araya geldi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de katıldığı yemekte Türkmenler, yaşadıkları problemleri anlatırken me


ADEM GÜRSOY – HABERVAKTİM
Irak’ta yaşanan savaş nedeniyle on ay önce memleketleri Kerkük, Musul ve Telafer’den gelerek Ankara’ya yerleşen Türkmenler, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda verilen yemekte bir araya geldi. Karşılaştıkları sıkıntılarla ilgili olarak gazetemize konuşan Türkmenler, çocuklarının eğitimiyle ilgili problemlerden, memleket özlemlerine kadar birçok konuda dert yandı. Programda savaş mağduru çocuklar da unutulmadı. Çocuklara yönelik meddah gösterisi yapılırken program sonrasında çocuklara oyuncak dağıtıldı.
SAVAŞ BİTSE HEMEN DÖNERİM
Söz konusu yemekte gazetemize konuşan 18 yaşındaki Rahid Said, 8 ay önce Ankara’ya geldiğini söylerken, Telafer’de kurulu bir düzenlerinin olduğunu burada o düzeni kurmanın çok zor olduğunu ve savaş bittiğinde dönmek istediklerini dile getirdi. Said, sözlerine şöyle devam etti: “Tüm aile buraya geldik. Dört kardeşiz ve üçü çalışıyor, ben çalışmıyorum. Ben okulu 5. sınıftan sonra okumadım. Telafer’de elektrikçiydim ve bir dükkânım vardı. Orada bir düzenim vardı, burada o düzeni kurmak çok zor. Memleketimizi çok özledim, savaş bitse hemen dönerim.”
AÇLIK VE SUSUZLUKLA MÜCADELE ETTİK

3 çocuk babası 34 yaşındaki Yasin Hayyo, Telafer'den Türkiye'ye gelirken birçok zorlukla karşılaştığını belirterek, "Orada fotoğrafçılık yapıyordum. Türkiye'ye 9 günde yürüyerek geldik. Sırtıma küçük oğlumu aldım. Yürüdüğümüz yollar ıssızdı. Aç ve susuz kaldık.  İki kızım ve eşimle yürüyerek ulaştık Türkiye'ye. Eşim kalp hastasıydı. Allah bize yardım etti ve Türkiye'ye geldik. Arabam vardı, evim vardı çok şükür. Apar topar her şeyi bırakıp çıktık."

ARABALARIMIZI IŞİD ARABALARI SANIYORLARDI

Yolculuk esnasında kısa bir mesafe için araç kullandığını belirten Hayyo, "Bir süre sonra Araç kullanmadık çünkü arabalar ilerlerken ABD havadan arabaları vuruyordu. Çünkü o araçları IŞİD arabaları zannediyordu. Sincar bölgesine kadar araç kullandık. Geriye kalan yolu ise yürüyerek geldik. Çok şükür Gaziantep'e ulaştık. Türkiye'den memnunuz. Bizim Hayyo aşiretinden 42 kişi hayatını kaybetti."

UÇAKLARDAN BOMBA YAĞIYORDU

6 çocuk babası Nazım Nesli (46) "Telafer'den yaklaşık bir yıl oldu Türkiye'ye geleli. Orada yaşanan savaş nedeniyle herkes korku içerisinde yaşıyordu. Evlerimizi ve mallarımızı bırakıp gelmek zorunda kaldık. Uçaklar bomba atıyordu. Oradan canımızı kurtarıp geldik. IŞİD girdikten sonra biz çıktık topraklarımızdan. Toprak yolu ile Suriye üzerinden Türkiye ye geldik. Yaklaşık 4 gün sürdü Türkiye'ye gelmemiz. Türkiye'ye yolculuğumuz sırasında korkulu günler yaşadık. Çocuklar hastaydı. Sınırda kuyu kazmışlardı çok derindi. Oraları kendi imkanlarımızla geçtik. Korku içerisinde bir yolculuk yaşadık. Türkiye'den memnunuz. En kısa zamanda dönmek istiyoruz. Topraklarımız kıymetli bizim."

AKRABALARIMIZI ÖLDÜRDÜLER

10 ay önce Telafer'den geldiğini söyleyen 45 yaşındaki Muhammed Ebo, "Arapça ve Kuran-ı Kerim öğretmeniydim. 8 çocuğum var. Savaştan kaçtık geldik. Uçaklar vuruyordu bizi. Bizim bölgemize DAEŞ girdi. Bölgemize DAEŞ girdikten iki saat sonra biz kaçtık. Bizim aşiretten insanları öldürdüler. Amcamın oğlu üç tane yıldızı vardı, polisti onu hapishaneye attılar. Şimdi öldürdüler mi sağ mı bilmiyoruz. Sonra bütün malımızı bıraktık geldik. Cami yaptırmıştım hepsini bıraktık geldik."

CAMİ ÇIKIŞI TARADILAR

Telafer'de bir hastanede laboratuar müdürü olarak görev yapan 56 yaşındaki 8 çocuklu Muhsin Nesli ise: "Üzerimize bombalar yağıyordu. Arabalarımız evimiz ne varsa bıraktık. Parası olmayan, oralardan çıkamayan birçok insan var. Orada kaldılar. Ölen ölüyor kalan kalıyor. Savaş devam ediyor uçaklar her gün bombalıyor. Elektrikleri yok suları az, yemekleri yok, paraları yok şuanda zor durumdalar. Benim bir oğlum orada hayatını kaybetti. Oğlum daha 15 yaşındaydı. Cami'den çıktığımız zaman cemaati taradılar. Oğlum orada hayatını kaybetti.Türkiye'den Türk kardeşlerimizden çok memnunuz. Burada Türk kardeşlerimiz var. Allah razı olsun hepsinden yardım ediyorlar. Orada savaş bitse geri döneriz.

ÇOCUKLAR EĞLENCELİ BİR GÜN GEÇİRDİ
Türkmenlerin bir araya geldiği yemekte savaş mağduru çocuklar eğlenceli bir gün geçirdi. Yemeğin ardından bir araya toplanan çocuklar sahneye çıkan tiyatrocunun meddah gösterisi ile eğlenceli anlar yaşadı. Programın ardından Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve eşi Hatice Kübra Görmez, Türkmen çocuklara oyuncak dağıttı. Oyuncaklarını alan çocuklar büyük mutluluk yaşadı.
MAZLUMUN DİNİ, DİLİ, IRKI, RENGİ OLMAZ
Yemekte konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Biz mazlumun dinini, dilini, ırkını rengini sormayız mazlum mazlumdur. Dünyanın neresinde olursa olsun bir insan zulme uğradığı zaman dili, ırkı, rengi ne olursa olsun biz Müslümanların ona sahip çıkması lazım" şeklinde konuştu. 
Suriye'de katliamlarla bombalarla karşı karşıya kalan Bayırbucak Türkmenlerinin "imdat" seslerini duyduklarını dile getiren Görmez, "Cenab-ı Hak bir an önce gönül coğrafyamızda kanın ve gözyaşının durmasını nasip eylesin, kendi yurtlarında zulme uğrayan bu insanlara zulmeden bütün sorumluları kendi katında hal eylesin. İnşallah kendi topraklarınıza en güzel şekilde dönmeyi Cenab-ı Hak sizlere nasip eyler. Böyle bir şey olmasa bile sorunlarınızı biliyorum, çocuklarınızın eğitimi meselesi en önemli meseledir" ifadelerini kullandı.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.