Türkiye’nin ilk uygulamalı kültür müzesi

Beypazarı İstiklal Mahallesi’nde bulunan ‘Yaşayan Müze’ ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor. Bir asır önceki yaşamın anlatılıp sergilendiği müze Türkiye’nin ilk uygulamalı müzesi olarak biliniyor. 150 yıllık konakta misafirlerini ağırlayan müze, yorumlama teknikleri ve etkileşimli sergileme yöntemlerini kullanıyor. Müzede, iletişim ve etkileşim odaklı yaklaşımlar, geçmişi ziyaretçi için erişilebilir kılmanın bir yolu olarak kullanılıyor.

TÜRKİYE’DEKİ İLK ÖRNEĞİ
Beypazarı ilçe merkezinde yer alan Yaşayan Müze halk yaşamı ve onun ürettiklerini sergileme düşüncesiyle 2007 yılında eğitimci ve kültür bilimci Dr. Sema Demir tarafından kuruldu. 20'nci yüzyılının hemen başlarında inşa edilmiş tipik bir Osmanlı Dönemi Türk evinde hizmet veren Yaşayan Müze aynı zamanda küçük boyutlarda da olsa açık hava müzelerinin Türkiye’deki ilk örneği. 

CANLANDIRMA TEKNİĞİ KULLANILIYOR
Açık hava müzelerinin kullandığı sergileme tekniği, bağlamı kurgulamaya yöneliktir. Çeşitli canlandırma teknikleri ve etkileşimli sergileme yöntemlerini kullanan Yaşayan Müzede bu geleneğin Türkiye’deki temsilcisi durumundadır. 

UYGULAMA İMKÂNI VERİLİYOR
Müze hakkında gazetemize bilgi veren müze personelleri neden yaşayan müze olduklarını ise şöyle anlattı, “Gündelik hayatın bir parçası olan gelenek, görenek, sanat ve zanaatlar zaman içerisinde unutuluyor. Bu unutulmaya yüz tutmuş sanatları, zanaatları, halk inanış ve anlatılarını uygulamalı olarak anlattığımız için yaşayan müze olarak adlandırılıyoruz.” 

150 YILLIK KONAK
“Konağımız 150 yaşındadır. Müzede görevli arkadaşlarımız konağımız ve yaşantısı hakkında bilgi veriyorlar. Dileyene içeride uygulamalı olarak bazı sanat dallarını icra etme imkânı veriliyor. Konağın avlusunda anlatıma başlıyoruz ve tüm alanlarını tanıtıyoruz. Amacımız müzenin iletmek istediği düşünceleri etkili ve unutulmaz kılmak.”

YÜZ YIL ÖNCEKİ HAYAT CANLANDIRILIYOR
Müzenin amacı Türk kültürünün somut ve somut olmayan kültürel mirasını korumak ve yorumlamak. Yaşayan Müzede geleneksel hayat, yüz önceki haline uygun olarak sergilenmektedir. Yaşayan Müze, koleksiyon yönetimi, sergileme teknikleri, ziyaretçi ve eğitim politikaları ile müze personelinin eşgüdümü gibi konularda Türkiye’de öncü ve deneysel çalışmalarda bulunmakta. 

AŞURE, HIDIRELLEZ, NEVRUZ
Sözü edilen tüm müze işlerinin odağında kültürü bütünsel bir bakışla sergileme, aktarma düşüncesi yer almakta. Ziyaretçiler bu minvalde 19’uncu yüzyıla ait bir tarihî eseri tanımanın yanı sıra bu döneme ait pek çok yaşantıyı, geleneği gözlemleme, deneyimleme şansına erişmektedir. Örneğin müzede geleneğin bir parçası olan Aşure, Hıdrellez, Nevruz gibi kutlamalara; sözlü kültürü temsil eden geleneksel Türk tiyatrosuna ve masal anlatımına yer verilmektedir.

Emrah Özcan/İLKSAYFA