Türkiye'nin artan kuraklık tehdidi: Kullanılabilir suyumuz azaldı

Türkiye'nin artan kuraklık tehdidi: Kullanılabilir suyumuz azaldı

Türkiye'de kuraklık sorunu, hızla büyüyen bir durum haline geldi. Devlet Su İşleri'nin verilerine göre, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 2000 yılında bin 652 metreküpken, 2020 yılında bin 346 metreküpe düşerek gözle görülür bir şekilde azaldı.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün "2022 Yılı İklim Değerlendirmesi" raporuna göre ise 2022 yılı, Türkiye için sıcaklık anlamında oldukça zorlu bir yıl oldu. 14,5 derece ortalama sıcaklıkla, Türkiye'nin geçirdiği en sıcak yedinci yıl olarak kayıtlara geçti. Kış mevsimi sıcaklığı da mevsim normallerinin 0,6 derece üzerinde seyrederek alarm verdi.

k2.png

SICAKLIK ARTTI YAĞIŞ AZALDI

Sonbahar mevsiminde ise ortalama sıcaklık mevsim normallerinin 1,2 derece üzerine çıktı. 16,5 derece olarak ölçülen 2022 sonbaharı, son 52 yılın en sıcak altıncı sonbaharı olarak tarihe geçti.
2022 yılında alansal olarak kaydedilen yağışlar, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 12,1 azaldı. Bir önceki yıl olan 2021'e göre ise yüzde 4'lük bir azalma yaşandı.

k4.png

NÜFUS DA ARTIYOR

Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, 2050 yılına kadar Türkiye nüfusunun 94 milyon civarına yükselmesi bekleniyor. Bu durum kişi başına düşen su miktarının 1000 metreküpün altına inme riskini beraberinde getiriyor. Nüfusun bu denli yükselmesi ve kişi başına düşecek olan su miktarının azalması göç, iç savaş ve çeşitli bulaşıcı hastalıklar riskini yükseltebilecek faktörler olarak raporlara geçti.

k5.png

KURAKLIK TEHTİDİ BELİRTİLERİ

Ortadoğu, zaten az yağış alan bir bölge olarak biliniyor ve kuraklık tehlikesiyle yüz yüze. İklim krizi, bu durumu daha da kötüleştiriyor. Azalan yağış miktarları, yeraltı su seviyelerinin düşmesine neden oluyor. Yeraltı su kaynakları, yağışların yer altına sızmasıyla beslenir ve bu beslenme hızı azaldığında su rezervleri tükenme riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Deniz seviyesinin yükselmesi, tuzlu suyun yeraltı su kaynaklarına sızmasına neden olabilir. Bu da yeraltı sularının tuzluluğunu artırarak kullanılabilirliklerini düşürüyor. Tarım ve içme suyu ihtiyaçlarını karşılamak için yeraltı sularına dayanan bölgelerde, tuzluluk sorunu büyük bir sıkıntıya dönüşebilir. Ayrıca, iklim krizi, sıcaklık artışını daha da hızlandırarak su buharlaşmasını artırıyor. Yeraltı su kaynakları, buharlaşma sonucu hızla tükeniyor. Bu durum, su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.

k7.png

SU STRESİNDE 32. SIRADAYIZ

World Resources Institute'in Aqueduct Water Risk Atlas raporuna göre ise Türkiye, su stresi yaşayan ülkeler arasında 32. sırada yer alıyor. Türkiye'nin "yüksek" seviyede su riskine sahip olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliğinin etkisiyle gelecek yıllarda kış aylarında bahar havasının daha yaygın olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Türkiye'nin su kaynaklarına olan bu baskı, sürdürülebilir su yönetimi, su tasarrufu ve çevre koruma çabalarının artırılması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde kuraklık sorunu, ülkenin ekosistemine, tarımına ve suya erişimine büyük zararlar verebilir.

k6.png

ÇÖZÜM NEDİR?

Türkiye ve bölge ülkeleri, sürdürülebilir su yönetimi stratejileri geliştirerek su kaynaklarını koruma ve kullanma konusunda adımlar atmaları gerekiyor. Yenilenebilir su kaynaklarına yatırım yapmak, suyun etkili bir şekilde depolanması ve kullanılması için teknolojilerin benimsenmesi, suyun verimli bir şekilde kullanılması için tarım ve endüstriyel uygulamaların gözden geçirilmesi gibi ortak çözümler, bölgedeki su sorunlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.

Mikail Karaman/ www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.