Tablo üzerinden yazılan ilk roman: Ankara'nın romanı 'Surdaki Sır'
Surdaki Sır romanıyla başkentin tarihine ışık tutan yazar Seçkin Küskü, ‘‘Bu roman ‘Ankara Manzarası’ tablosunu görmemle birlikte ortaya çıktı. Türkiye’de bir tablo üzerinden yazılan ilk romanı ben yazdım’’ açıklamalarında bulundu.
Ressamının adının bilinmediği Ankara Manzarası isimli tablodan ilhamla ortaya çıkan roman, 17. yüzyıla dair dönemin kültürel, sosyolojik ve politik yapısı hakkında bilgiler veriyor. Tabloda çizilen insanlara isimler verilerek ortaya çıkartılan karakterlerin hikâyesinde, Ankara ve İstanbul simgeleri ön plana çıkıyor. Aynı zamanda romanda Ankara’da yaşayan insanların ticari, sosyolojik, dini ve politik yaşamları ele alınıyor.
ÖNCE YAZARLIĞI ÖĞRENDİM
Yazar olmak aklımın ucundan bile geçmezdi şeklinde konuşan Küskü, ‘‘Tarihe olan merakımdan dolayı kendi çapımda küçük notlar alıyordum. Hendek Çatışmalarında halkımıza ve güvenlik kuvvetlerimize moral vermek adına kaleme aldığım yazılar oldu. Yazılarımı bir gazeteye gönderdim ve yayınladılar. Bu yazılarımı bir adım ileri taşımak için Yazarlık atölyesi aramaya başladım Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nın açtığı yazarlık atölyesine kayıt oldum. Güzel bir arkadaş çevresi edindim. Yaklaşık 6 ay UMAG Yazarlık Atölyesine devam ettim. Burada kendimi geliştirerek kursumu tamamladım’’ ifadelerinde bulundu.
TELİF ALAYIM DERKEN YAZAR OLDUM
‘‘İnternette yayınlanan yazılarımı farklı sitelerde görünce teliflerini almaya karar verdim’’ diyen Küskü, ‘‘Ulusta bir notere gittim. Oradaki görevli hanımefendiye durumu anlattım. Telif ücreti için ödeyemeyeceğim bir miktar söyledi. Fakat bu yazılarınızı matbaada bastırın ve kitaplaştırın şeklinde öneride bulundu. Ben de gidip bir matbaayla anlaştım ve oturup yazdığım yazıların imla hatalarını vs. düzelttik. Hendek çatışmaları ve güncel olaylar hakkında yazdığım köşe yazılarımı derleyerek 'Siyahi Yazılar' adında bir kitap yayımladım. Matbaa elime 100 tane kitap tutuşturdu. Ben de kitabım daha ziyade iç güvenlik ilgili konuları kapsadığından dolayı Sn. Cumhurbaşkanımıza, Sn. Milli Savunma Bakanımıza, Sn. Mit Müsteşarımıza, Sn. İçişleri Bakanımıza sırasıyla arz ettim. Anlayacağınız telif alayım derken yazar oldum’’ diyerek yazar olma yolundaki attığı ilk adımlarını anlattı.
ANKARA MANZARASINA ÂŞIK OLDUM
Açıklamalarına devam eden Küskü, ‘’17. yüzyılda Hollandalı ismi bilinmeyen bir ressam tarafından çizilen ‘Ankara Manzarası’ isimli tablo Kültür Bakanlığı, VEKAM ortaklığında sergilenmek üzere Rahmi Koç Müzesine getirtilmişti. Ben de tarihe ilgimden dolayı tablonun tanıtılacağı sempozyuma katılmak istedim. Bir şekilde kendimi kabul ettirdim ve tabloyu ilk orada gördüm ve âşık oldum. Tabloyu incelerken dedim ki, ben bu tablonun romanını yazarım. Orada başlayan romanın macerasında, sanat tarihine 17. Yüzyıla, dünya tarihine, Osmanlı tarihine dair araştırmalar yaptım. Dönemin sosyolojisini, dini ve gündelik yaşantısını, kültürünü, mimarisini gibi hemen her konuda detaylı araştırmalar yaptım ve bu araştırmalarım tam 4 yıl sürdü. Bunun yanında Ankara kalesini, mescitleri, dereleri, dağları ve önemli tepeleri kısaca tabloda çizilen ne konu varsa araştırdım. Kitabı yazmaya başladım’’ dedi.
TÜRK OCAKLARI VE TTK’DAN DESTEK
‘’Kitabı bir şekilde bitirdim taslağını elime aldım fakat okutmam ve yorum almam gerekiyordu’’ diyen Küskü, ‘’Türk Ocakları Kuşlukta Yazarlar Kurulu'nun çok değerli yazar ve akademisyenleri taslağımı okuyarak değerlendirdiler. Sağ olsunlar bana yazarlık yolunda cesaret verdiler ve taslağın yayımlanması konusunda olumlu görüş bildirdiler. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin hocaya kitabımı anlattım ve incelemesi için taslağı ona bıraktım. Beğeniyle karşıladı. Bir hafta sonra gerçekleştirilen ‘Ankara Tablosu’nu keşfeden Merhum Prof. Dr. Semavi Eyice’yi anma programına beni davet ettiler. Programda Hollanda Büyükelçisi ve görevlileri vardı. TTK Başkanımız program sonunda taslağımı havaya kaldırarak heyetin karşısında, bakın dedi Türkiye’de bu tablo hakkında bir kitap var dedi. Bu taslak kitap haline gelecek dedi. Kitabın yazarı Seçkin Küskü de aramızda dedi. Çok gurur duyduğum bir andı. Böylece taslağım Kadim Yayınları tarafından basılarak ‘Surdaki Sır’ isimli kitap ortaya çıktı.
SURDAKİ SIR ÜZERİNE
Kitabın 11 bölümden oluştuğunu söyleyen Küskü, ‘‘Kitabı Ankara Manzarası tablosunda yer alan çizimler üzerinden kurguladım. Birbirinden ayrı gibi duran fakat bir bütünü oluşturan hikâyeler romanda bizi karşılıyor. Tabloda gözüme çarpan kişilere isimler verdim ve onlara alternatif hayat hikâyeleri yarattım. Romanda Seğmenler den Ankara Keçisine ve Sof Kumaşa kadar Ankara ya dair ne varsa: Ankara Kalesi, gayrimüslimi var, hırsızı var, saraydan olan kişiler var, sof ticareti ile uğraşan insanlar, hatip çayından tutulan balıklar, Cenabı Ahmet Paşa Cami, Sinagoglar, Kiliseler kısaca dönemin Ankara’sında ne varsa bu romanda var. Okuyucuları heyecanlandıran çok yapılı bir roman olduğunu düşünüyorum. Tarihe, ticarete, kervanlara, dönemin aşklarına, dönemin tıbbına, berberlerine ilgili olan herkesin okumasını tavsiye ediyorum. Ben yazarlığın y’sine tırmanmaya çalışan amatör bir yazarım. Başta kitabımın çıkmasında emeği geçen tüm değerli insanlara ve Gazete İlk Sayfa ailesine teşekkürlerimi sunuyorum’’ diyerek cümlelerini noktaladı.
Mikail Karaman/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.