Seyyarda güven şart
Çocuklarının eğitim masrafı için kamudan emekli olduktan sonra seyyar tezgâhla ciğer satmaya başladığını belirten Öztürk, ‘‘Seyyarda önemli olan güvendir. Müşteri size güvenebilmeli’’ dedi.
Ciğerci Arif Öztürk seyyar satıcılık hakkında gazetemize bilgi verdi. Çocuklarının eğitim masrafı için emekli olduktan sonra seyyar tezgâhla ciğer satmaya başladığını belirten Öztürk, sabırla azmederek çalıştığını, seyyar satıcılığın göründüğü kadar kolay olmadığını anlattı. “Seyyarda güven çok önemli. İnsanlar size güven duymalı ki sizden alışveriş yapsın” diyen Öztürk, seyyar tezgâhında hazırladığı ciğerlere ise vatandaşın yoğun bir talep gösterdiğini söyledi.
“SABIRLA AZMEDEREK ÇALIŞILMALI”
Ek gelir kazanmak ve çocuklarının eğitimine katkı sağlamak amacıyla emekli olduktan sonra seyyar tezgâhla ciğer satmaya başlayan Arif Öztürk, seyyar satıcılığın püf noktalarını gazetemize anlattı. “Seyyarda önemli olan güvendir” diyen Öztürk, sabırla azmederek çalışmanın ise ilk kural olduğunu belirtti.
“İNSANLARA GÜVEN VERMEN GEREKLİ”
Ciğer satmaya ilk başladığı zamanlar nasıl satılacağını dahi bilmediğini fakat zamanla alıştığını söyleyen Öztürk, 100 kiloluk seyyar arabasıyla yaz-kış sokaklarda gezmenin zor olduğunu belirtti. Seyyar satıcılığın göründüğü kadar kolay olmadığını söyleyen Öztürk şunları kaydetti, “Bu işi yapıyorsan sabah mutlaka erken kalkacaksın. Sattığın ürünü hazırlayacaksın. Arabanı temizleyeceksin. Müşterileri gelip geçici olarak görmeyeceksin. Gittiğin her yerde devamlı müşterilerin oluyor. Bu insanlara güven vermen gerekli ki sürekli senden bir şeyler alsın” dedi.
TALEP VAR
Ciğerin iyisinin ise kaşıktayken tane tane dökülmesiyle anlaşılacağını söyleyen Öztürk, “Eğer ciğer kaşıktan tane tane düşmüyorsa ya unu çok fazladır ya da ciğeri kızartmak için kullanılan yağ ikinci kez kullanılıyordur. Çok yumuşak da olmayacak, çok sert de olmayacak. Yarım ekmek 7 lira, çeyrek 4 lira tüm 12 liraya satıyoruz. Vatandaştan ciğere yoğun bir talep var. Restoranda bir kişi yemek yemeğe kalktığında bütçesi kaldırmıyor. Simit dahi 1 buçuk lira olmuş. Bu yüzden vatandaş bizi tercih ediyor” diye konuştu.
ÇALIŞAN İNSAN YAŞLANMAZ
Kamudan işçi emeklisi olduğunu belirten Öztürk çalışmayı çok sevdiğini belirterek, “Çalışan insan yaşlanmaz. Yaşamımız süresince çalışmalıyız ve ülkemize katkıda bulunmalıyız. Ben her Sabah 6.30’da kalkarım. Yaklaşık 6 kilo ciğer hazırlarım ve hepsini satana kadar sokak sokak dolaşırım. Yazın 40 derecenin altında, kışın soğuk havada azmederek çalışırım” dedi.
MUTLULUĞU ÖĞRETMELİYİZ
Gençlere tavsiyelerde de bulunan Öztürk, “Tüm gençler ilerde doktor, öğretmen, pilot vs. gibi meslek dallarında çalışacağım diyor. Ama kimse iyi bir tamirci, bakkal, manav ya da iyi bir elektrikçi, tornacı olacağım demiyor. Keşke ilerde doktor, pilot, öğretmen vs. olacağım demek yerine büyüyünce mutlu olacağım deseydik de yaşam daha yaşanılır bir hale bürünseydi. Çocuklarımıza ilk önce mutluğu öğretmeliyiz. Yaptıkları meslekler ikinci planda olmalıdır” diye konuştu.
EN BÜYÜK HAYALİ; ANKARA’DAN İSTANBUL’A YÜRÜMEK
Seyyar satıcılıkla evinin geçimine katkı sağladığını belirten Öztürk, insanlarla iletişim kurmayı çok sevdiğini, en büyük hayalinin ise Ankara’dan İstanbul’a yürümek olduğunu belirtti. Öztürk, “En büyük hayalim “şiddete karşıyım” adı altında Ankara’dan İstanbul’a yürümek. Bu süre zarfında geçen her günün bir anlamı olacak. Sporda şiddete, kadına şiddete, çocuğa ve hayvana şiddete karşıyım gibi her gün biri ön planda olacak. Bu şekilde farkındalık oluşturmak istiyorum” dedi.
Emrah ÖZCAN/HABERVAKTİM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.