Şam’da görülen veba üzerine halk Nuh Suresi’ni mi okudu?
Koronavirüsten sonra birçok insan geçmiş dönemlerde meydana gelen salgınları ve salgınlara karşı halkın yaptığı dua ve zikirleri merak etti. Özellikle sosyal medyada gündeme gelen Nuh Suresi’ni okuma uygulaması kaynaklarda var mı?
Koronavirüs salgını ülkemizde de görülmeye başladığı andan itibaren birçok tedbir ve yasak uygulamaya konuldu. Koronavirüs pandemisi ile mücadele sadece maddi anlamda değil, manevi şekilde de sürdürülmeye çalışılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın aldığı bir karar ile yurdumuzun dört bir yanında yatsı ezanından sonra tekbirler, salavatlar ve dualar yankılanmaya devam ediyor.
Tarihte İslam aleminin başına gelen salgınlarda da benzer uygulamalara gidildiği görülüyor. Şam Kadısı Takiyyüddin es-Sübkiye Cibalür, halkın dualarına Nuh Suresi’ni de eklemesini söylemişti. Çünkü Nuh Suresi’nde Nuh aleyhisselamın başına gelen tufan ve diğer imtihanlar anlatılıyordu. O olayları hatırlayan halk, nasıl Hz. Nuh aleyhisselam o sıkıntılardan kurtulduysa biz de bu sıkıntılardan kurtulmak için Allah’a yalvarıyoruz hatırlatmasıydı.
KURAN VE HADİSLERLE ALLAH’A DUA ETMİŞLERDİ
Toplumu kasıp kavuran veba illetinden korunmak için halk Allah’a yakarmış, hastalığın üzerlerinden gitmesi için çeşitli şekillerde dualar etmişlerdi. Edilen bu dualar hakkında rivayet edilen bir haberde Şam bölgesi civarında vebanın yayıldığının duyulması sebebiyle Dımaşk halkı tedirgin olmuş ve hastalığın şehirlerine gelmemesi için bir araya gelerek önce Buhari okunmuş, sonra da kurralar Kur’an’dan ayetler okumuşlar, salgının ülkelerinden uzaklaşması için Allah’a dua etmişlerdi. (İbn Kesir, 1988: XIV/260)
Duaların ardından Nuh Suresi’nin grup halinde okunması ile ilgili bir uygulama başlatılmıştı. Bu dua şeklinin Dımaşk kadısı Takiyyüddin es-Sübki’ye Cibalü’r tarafından başlatılmıştır.
Dımaşk halkı aralarında taksim ederek belirtilen sayıda Nuh Suresi’ni okumuşlardı. (İbn Kesir, 1988: XIV/261) Makrizi’nin anlattığına göre bu işlem diğer bölgelerde de gerçekleşmiş ve bu esnada yedi gün boyunca fakirler için koyunlar, inekler kurban edilmiş, bu dualar neticesinde veba, yavaş yavaş azalma göstermiştir. (Makrizi, 1997: IV/85)
DUA VE İBADETLERE SADECE MÜSLÜMANLAR KATILMAMIŞTI
Yukarıdaki uygulamaların yapıldığı sıralarda ölü sayısında ciddi rakamların olduğu günler yaşanmaktaydı. Bu salgının tüm dünyayı saran ve kara ölüm diye adlandırılan 747-1347 yılında başlayan veba salgını olduğunu da ilave etmek gerekmektedir. Bu uygulamalardan sonraki ay pazartesi günü halka bir duyuru yapılmış, insanların ertesi günden itibaren üç gün oruç tutmaları, dördüncü gün yani Cuma günü Mescidü’l-Kadem’de toplanmaları istenmiştir. Bu uyarı neticesinde insanlar söyleneni yapmış, üç gün oruç tutmuş, camide geceleyip Allah’a yalvarmış, veba illetinden kurtulmayı dilemiş, Ramazan aylarında yaptıkları gibi geceyi zikir ile geçirerek ihya etmişlerdi. Cuma günü ilanda belirtilen mescitte toplanan halk arasında yalnızca Müslümanlar değil, Yahudiler, Hıristiyanlar, Samiriler de yer almıştı. Toplanan cemaatin arasında yaşlı-genç, yoksul- zengin, emirler, kadılar, toplumun önde gelenleri olmak üzere her kesimden insanlar bulunmaktaydı. (İbn Kesir, 1988: XIV/261)
Yusuf Sağlan / İLKSAYFA
İlgili haber:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.