ÖYP’de Beyin Göçü Tehlikesi
ÖYP’lilerin toptan reddetmesinin yanlış olduğunu belirten Eğitim Bir-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şube Başkanı Ayhan Okuyucu, beyin göçü tehlikesi yaşandığını söyledi.
UĞUR ÖĞÜT / HABERVAKTİM
ÖYP’liler hain darbe girişimi sonrası 50d kadrosuna alınarak adeta kızağa çekilmişti. Habervaktim’e konuşan Eğitim Bir-Sen Ankara 5 No’lu Üniversiteler Şube Başkanı Ayhan Okuyucu, ÖYP’lilerin dışlanmasının kötü sonuçlar doğuracağını aktardı ve beyin göçü tehlikesi yaşandığını ifade etti.
ÖYP’LİLERİ TOPTAN REDDETMEK YANLIŞ
ÖYP’nin geçmiş sisteme göre çok avantajları olduğunu ifade eden Ayhan Okuyucu, “ÖYP’den vazgeçilmiş olması büyük bir sorun, zaten taşradaki üniversitelerde öğretim elamanı açığı yaşarken bu kapının kapatılması hakikaten iyi değil. ÖYP’lilerin hepsini toptan reddetmek bence yanlış. Geçmişte ahbap çavuş ilişkisiyle yürütülen bir yapı mevcuttu. İsteyen hoca istediği öğretim üyesini alıyordu, istemediği öğretim üyesini almıyordu. Başarı filan hak getire, hiçbir başarı kriteri yoktu. Anadolu’nun bağrından yetişmiş çocuklar başarılarını ön plana çıkararak hayal etmediği veya eski uygulamaya göre yerleşemeyeceği yerlere yerleşti, niye bir puanlama sistemi oluştu” diye konuştu.
ÖYP’YE AYRILAN BÜTÇELER HEBA EDİLDİ
Ekonomik olarak ta Türkiye’nin zarar gördüğünü belirten Okuyucu, “Başından itibaren üniversitelerde bilim insanlığı yapmaya ahdetmiş kişilerin özgüvenlerini kazanarak bu işi yapacaklarını düşünüyorum. Öğretim üyeleri bu sistemle adeta çantacılıktan kurtulmuştu. Ekonomik olarak ta ÖYP konusunda ülkemizin büyük zararı oldu, büyük bütçeler ayrılmıştı bu bütçeler şuan heba edilmiş durumda. Ben yaptım oldu mantığı ön plana çıkmamalıydı, kim suçluysa onlar tespit edilmeliydi. Eğer yüzde 80’ni suçluysa yüzde 80’nine bu muamele yapılsın” dedi.
ÜNİVERSİTELERİN İDEOLOJİK BİR YAPISI VAR
“ÖYP’de başarılı çocuklar program dâhiline girdi, geçmişte beyin göçünden şikayet ediyorduk” diyen Okuyucu, “Şimdi bu çocuklar arayış içerisine girmeyecek mi, beyin göçü olmayacak mı? Bir işi yaparken etrafımızdaki her şeyi devirerek yaparsak kendimizin de beğenmeyeceği kötü bir alan oluşur. Doçentlik sınavında sözlü mülakat yapılmasını da yanlış görüyorum, yazılı sınavlar yapılmalı. Üniversitelerin sözlü mülakatlar nedeniyle ideolojik bir yapısı oldu. Üniversitelerde asıl olan bilim üretmek olmalı” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.