Ölümcül virüslerde dikkat çeken benzerlik
Veteriner Hekim Prof. Dr. Zafer Karaer, "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı 'Nairovirüs' grubuna ait bir virüsle oluşan ve ölümlere neden olabilen zoonotik karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır." dedi.
Veteriner Hekim Prof. Dr. Zafer Karaer, havaların ısınmasıyla birlikte ölümcül Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını nakleden kenelerin yeniden baş gösterdiğini söyledi. Kırım-Kongo hastalığının geçtiğimiz günlerde Artvin'de bir kişide görüldüğünü belirten Karaer, hastalığı yayan keneler hakkında gazetemize bilgi vererek vatandaşlara hayati uyarılarda bulundu.
"KENELER RNA VİRÜSÜ NAKLEDİYOR"
Uzun yıllardır kene üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Karaer, ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının teşhis edildiğini, bu hastalık nedeniyle her yıl 60 civarında kişinin vefat ettiği bilgisini verdi.
Karaer, "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) keneler tarafından taşınan 'Bunyaviridae' ailesine bağlı 'Nairovirüs' grubuna ait bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) karakterli bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık etkeni, günümüz dünya salgın hastalık etkeni Kovid -19 gibi bir RNA virüsüdür" dedi.
"TÜRKİYE'DE 2 AİLEYE BAĞLI 40 KENE TÜRÜ VAR"
Kene türleriyle ilgili bilgi veren Karaer şunları kaydetti: "Bugüne kadar 3 aileye mensup 900’e yakın kene türü bulunmuştur. Ülkemizde 2 aileye bağlı 40 civarında kene türü olduğu bilinmektedir. Keneler gelişmesinin her döneminde kanla beslenirler. Birkaç türü hariç kanla beslenmek için hayvan-insan ayırımı yapmaz. Ancak genellikle kırsal alanın canlıları olduğu için hayvanlardan kan emerek beslenirler. İnsanlara da çoğunlukla çalışmak veya gezmek için gittikleri kırsal alanda yapışırlar. Bununla birlikte bazı kene türleri meskenlere de yerleşerek, buralarda hayvan ve insanlara kan emmek amacıyla gelebilirler. Keneler sadece kan emmekle insan veya hayvana zarar vermezler, daha da önemlisi kan emmek için salgıladıkları tükürükle birlikte 200’e yakın viral, bakteriyel, spiroketal, riketsial, protozoer helmint hastalık etkenini insanda-insana, hayvandan-hayvana, hayvandan-insana, insandan-hayvana taşırlar. Kırım-Kongo Kanamalı hastalığı, bu 200 hastalıktan sadece biridir."
"EKO-SİSTEM TAHRİBATI İLE TEHDİTBAŞLADI"
Karaer, kenelerle ilgili bilinmesi ve yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olunmasının hayati bir öneme sahip olduğunu belirtti. Karaer, "Kenelerin olağanüstü çoğalarak yayılmasının ve insanı tehdit etmesinin en önemli nedeni eko-sistem tahribatıdır. Keneler de eko-sistemin denge unsurlarından biri olup doğada birtakım canlı ve cansızla ilişki halindedir. Yani kenelerin beslendiği canlılar olduğu gibi, kenelerle beslenen canlılarda vardır. Demek ki; son yıllarda kenelerle beslenen canlılar eko-sistemde daha çok yok edildi, buna bağlı olarak keneler ve kene kaynaklı hastalıklar arttı" diye konuştu.
"İLAÇLAR BİLİNÇSİZCE KULLANIYOR"
Karaer, "Zirai mücadelede bilinçsiz kullanılan tarım ilaçları, bilinçsiz kullanılan haşere ilaçları, sivrisinekle bilinçsiz şekilde mücadele, bilinçsiz avcılık, orman yangınları, arazilerin işlenmemesi ve hayvancılık faaliyetlerinin azalması ve benzeri bilinçsiz bir takım uygulamalar günümüzde eko-sistemi tahrip eden ve kene felaketini doğuran en önemli nedenlerdir" ifadelerini kullandı.
HAYATİ ÖNERİLER
Karaer, kırsalda yaşayan veya kısa süreli bulunan kişilerin kendilerini keneye karşı koruması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Karaer, hayati şu önerileri sıraladı: "Giysilerde kol ve bacakların bilek ve boyun kısmı sıkı ve kapalı olmalı. Sahadan, araziden, kırsaldan döndükten sonra vücutta kene muayeneleri yapılmalıdır. Sahada giyilen giysiler kene yönünden kontrol edilmelidir. Vücutta kan emen bir kene tespit edilmiş ise en yakın sağlık kuruluşuna gidilmeli ve kenenin çıkarılması sağlanmalıdır. Şayet yakınlarda sağlık kuruluşu yoksa panik yapmadan kene tarif edildiği gibi çıkarılmalıdır. Çıkarılacak kene kusarak içindeki mikropları kan emdiği kişiye vermemesi için kenenin üzerine herhangi bir kimyasal ya da sabun sürülmemeli; sigara ile yakılmaya kalkışılmamalıdır."
KENE NASIL ÇIKARILMALIDIR?
Vücuda yapışan kenenin nasıl çıkarılması gerektiği ve daha sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili bilgi veren Karaer, "Kan emmekte olan kene bir kağıt, bir bez parçası, bir poşet ya da cımbız yardımı ile kan emme noktasına en yakın yerden dikkatlice dik olarak yukarı doğru çekilerek çıkarılmalıdır. Kene kolaylıkla çıkar zorluğu yoktur. Kene çıkarıldıktan sonra kenenin çıkmış olduğu deri kısmına bol miktarda kolonya, alkol ve tentürdiyot gibi mikrop öldürücüler sürülmelidir. Acil olarak en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir" dedi.
"MÜCADELE VE KORUNMA STRATEJİLERİ BELİRLENMELİ"
Karaer, kene ile mücadelede devlet tarafından yapılması gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu: "İlgili bakanlıklar (Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı) bir araya gelerek, “BİLİNMESİ GEREKENLER” başlığı altında ifade edilen her türlü bilinçsizlikler, kontrolsüzlükler ve benzeri diğer olumsuzluklar üzerine gitmeli. Bununla ilgili yasal ve sosyal düzenlemeler gerçekleştirmelidir. Ülke çapında kene türleri, kenelerin mevsimsel aktiviteleri ile kenelerin taşıdıkları hastalık etkenlerinin saptanması konularında ilgili bakanlık-üniversite işbirliği ile on yıllardır söylediğimiz ve örnek olarak Bolu, Ankara, Kırşehir eksenli yaptığımız, raporunu Sağlık Bakanlığına sunduğumuz epidemiyolojik projeye benzer projeler yurt sathında yapılarak, kenelerin ve taşıdıkları hastalıkların ülke çapında haritaları çıkarılmalı, mücadele ve korunma stratejileri belirlenmelidir."
OSMAN AKDOĞAN/İLKSAYFA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.