Mücadeleyle geçen ömür - Mahmut Orman

74 yaşında 6 çocuk 12 torun sahibi Mahmut Orman’ın hayatı kendi tabiriyle yorulmak nedir bilmeden çalışmayla, mücadeleyle geçmiş. 1947 doğumlu olan Mahmut Amca 1970’li yıllarda Hollanda’ya işçi olarak gitmiş. Daha sonra Almanya, İtalya, Bulgaristan, Yugoslavya, Libya’da çalışmış. Oralarda çalışırken de gittiği yerlerin dilini öğrenen Mahmut Amca bugün 4 dil biliyor. Eskiden insanların hayat mücadelesi için Avrupa’ya gittiğini ve verilen her işe katlandıklarını belirten Mahmut Amca , “Bugün Türkiye’de geliri olan kimse oraya gidip o işlere katlanmaz” diyor.  Öte yandan Mahmut Amca o yıllarda Anadolu’dan yurt dışına giden gençlerin orada haksızlığa tahammül etmedikleri için çok sevilmediklerini de söyledi. 

ESKİDEN BÜYÜĞE HÜRMET VARDI 
“Babam gelince ayağa kalkardık” diyerek geçmişte büyüğe hürmetin olduğunu söyleyen Mahmut Amca, “Dedemiz pehlivan Hacı Kadir’di. Pehlivanlık yaparak geçimini sağlardı. Babamlar 5 kardeşti. Şimdi gibi bir ayrı gayrı düzen yoktu. 5 kardeş 5 gelin bir arada yaşıyordu. Eskiden turşu ve pekmez çok yerdik babaannem bize iyi bakardı. Hastalık nedir bilmezdik. Büyüğe hürmet vardı, babaya saygı çok büyüktü. Biz gençler gerek babamız, gerek bizden yaşlı biri aramıza girdiğinde hemen ayağa kalkardık. Anama hiç karşı gelmedim, babamın duasını aldım. Çok şükür bugün her şeyim yerinde. 6 çocuğum var. 12 tane torunum var. Eşimi 2013 yılında kaybettim. 74 yaşındayım nasıl bugüne geldik hiç anlamadım. Dünyayı gezdik hayat mücadelesi verdik bugün anamdan doğmuş gibiyim. Bugünüme şükürler olsun. Ömür dediğin geçiyor” ifadelerine yer verdi. 

DÖRT DİL KONUŞUYORUM
Çalışmaya gittiği ülkelerin dilini öğrenmek için çaba sarf ettiğini söyleyen Mahmut Amca mücadeleyle geçen hayat hikâyesini şöyle anlattı:
“Felemenkçe, Yugoslavya dili, Arapça ve Türkçe olmak üzere dört dil konuşuyorum. Avrupa ülkelerinde 15 yıl yaşadım. Hollanda, İtalya, Almanya’da yaşadım. Libya’da da yaşadım. Libya’da uzun süre yaşadım. Fakat Avrupa’da çalıştığım zamanlar hakkımı yerine göre alıyordum. Hatta 25 sene sonra yapılan kesintilerim bana geri ödendi. 1970 yılında Hollanda Rotterdam şehrinde otelde tam 10 yıl yaşadım. Orada çalıştığım yıllarda Hollandalı bir kadınla evlendim. Oranın dilini çok iyi derecede öğrendim. Almanya’da İtalya Venedik’te, Bulgaristan Sofya’da çok çalıştık oraya işçi götürülmesine vesile olduk. Daha sonra Türkiye’ye temelli dönüş yaptım.” 

TÜRKİYE GİBİSİ YOK 
“Dünyada pek çok ülke kezdim insan tanıdım. Ama Türkiye gibisi yok. Memleketimiz cennet. Türkiye’nin insanı başka, Türkiye’nin ve Türklerinde zaten dostu yok. Bizim Anadolu çocukları yurt dışına çalışmaya gittiğinde haksızlığa dayanmıyordu. Gördüğü doğruyu söylüyordu. O yüzden çok sevilmezlerdi. 

HOLLANDA’DA DA UZUN YILLARIM GEÇTİ 
“Avrupa ülkelerinde de en iyisi Hollanda idi. Orada sosyal adalet vardı. Haklarınız adaletli bir şekilde veriliyordu. Hollanda’da bizi sevdiler. Çalışmalarımızda yardım ediyorlardı. Ama iş şartları zordu. Türkiye’de 1970’li yıllarda hayat şartları zordu o yüzden insanlar Avrupa ülkelerine gitmek istedi. Orada her işe katlanmaya başladılar. Fakat bugün Türkiye’de kimse oraya gidip o işleri yapmak istemez. Türkiye’de hayat şartları şimdi düzeldi. Ülkemiz artık iyi.”   

MUHTARLIK VE ŞOFÖRLÜK YAPTIM 
“15 yıl Hollanda’da kaldıktan sonra haklarımı aldım ve vatana döndüm. Bir ticari minibüs aldım yolcu taşımaya başladım. Kırşehir’le köy arasında çalışıyordum. Daha sonra ben yurt dışına gittiğim geldiğim ve birçok is yaptığım için muhtar olmamı istediler. 400 hanelik köyümüze muhtar oldum. Rahmetli Turgut Özal geldiğinde bizim köyümüze hizmet gelmeye başladı. Köyümüzün tüm ihtiyaçlarını Anavatan Partisi döneminde giderdik. Parmakla gösterir şekilde bir köyümüz vardı. Yollarımız yapıldı.” 

Erkal Erdoğan//İLKSAYFA